BİR ŞARKI HİKAYESİ
İyi bir müzik sever olarak farklı türlerde birçok eseri de bilirim. Yazılmış olduğu dönemin izlerini bugün yorumlamak bana hep heyecan verici gelmiştir. Anlattığı duygusu ve hikayesiyle ortak bir nokta bulmak da mümkündür. Eseri yazan ya da adına eser yazılan kişi olarak hayal etmek, duygu yorumlamak muhteşemdir. "Nerede eski şarkılar" hepimizin ortak ve haklı eleştirisi müzikler adına. Yıllar geçse de dilimizden düşmeyen şarkılar, türküler kalbimizin en güzel yerini her şeye rağmen koruyor. Bir gün yolda arabada giderken, ki arabada müzik dinlemek muhteşem bir şey, bir şarkı çaldı. İlk kez duyduğum bir şarkıydı. Ve sözler öyle etkiliydi ki hemen kime ait olduğunu, hikayesinin ne olduğunu merak ettim. O günden bugüne severek dinlerim. Her kelimesinin tesiri ve en önemlisi aşkın anlatımı ancak böylesine muhteşem olabilirdi.
Sözlerin sahibi, Türk edebiyatında şiirleri ve romanlarıyla adından söz ettirmiş bir isim olan Hüseyin Nihal Atsız'dır. Geri Gelen Mektup şiiri, yazarın Ruh Adam isimli romanında anlatılan hikayenin içinde geçer. Şair, şiirinde sevdiği kadına seslenmiştir. Sevdiği kadının gözlerinin adeta bir kurşun gibi kendisini vurduğunu anlatmıştır.
Hikayesi (alıntı): Nihal Atsız'ın öğretmen olarak çalıştığı okula bir gün bir hanım öğretmen gelir. O zamana kadar kimseye bakmayan, kimseyle pek alakadar olmayan Atsız, içeri giren o öğretmene ilk görüşte aşık olur. Evet, kelimenin tam anlamıyla bu bir ilk görüşte aşktır. Ve aşık olduğu o meçhul hanım öğretmene bu şiirin giriş kıtasını yazar. Bir zarfa koyar ve öğretmenin dolabına bırakır. Aradan günler geçer ve Atsız, mektubuna cevap alamaz. O bir görüşte aşık olduğu kadın, o mektubuna ve aşk ile yankılanan şiirine cevap vermemiştir. Atsız'ın büyük bir merakla, hasretle ve dört gözle yolunu beklediği cevap bir türlü gelmek bilmez. Daha doğrusu Atsız, mektubuna hiçbir cevap alamamıştır. Sonraki bir zamanda kendi dolabını açar ki, bir de ne görsün! Mektup zarfı bile açılmadan kendi dolabına bırakılmıştır. Atsız bu şiirinin adını o gün "Geri Gelen Mektup" koyar ve gerisini tamamlayarak yayınlar.
İşte "Geri Gelen Mektup" şiirinin sözleri:
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden? Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu? Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden? Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.
Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse;
Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse;
Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan,
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...
Ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla,
Ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!
Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
Gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım;
Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
Gözler ki birer parçasıdır sende İlahın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;