Yılanlar Bu Kokulara Gelemiyor
Geçtiğimiz günlerde küçük ama çok ilginç bir bilgiye denk geldim: Yılanlar, sarımsak, soğan, tarçın gibi güçlü kokulara karşı son derece hassasmış. Bu kokular onlara "tehlike" sinyali veriyor, uzaklaşmalarına neden oluyormuş. Yani bizim mutfağımızın vazgeçilmezleri, doğada birer doğal savunma mekanizması gibi çalışıyor. Aslında bu, doğanın ne kadar ince dengeler üzerine kurulu olduğunu hatırlatıyor.
Yılan, koku almak için burnunu değil, dilini kullanıyor. Havadaki kokuyu dilinin ucuyla "tadarak" çevresini algılıyor. Bu yüzden bir yılanın dili sürekli dışarı çıkar: kokunun yönünü bulmak, tehlikeyi sezinlemek için.
İnsana uzak gibi görünen bu canlı, ekosistemin sessiz kahramanlarından biri. Tarla farelerinin, zararlı böceklerin sayısını kontrol altında tutarak doğanın dengesini koruyor. Biz çoğu zaman korkuyla yaklaştığımız bu canlıların, aslında bize görünmeyen bir koruyucu rolü var. Ve belki de bu küçük bilgi, büyük bir hatırlatmayı içinde taşıyor:
Doğada hiçbir şey "gereksiz" ya da "korkunç" değil. Her canlının bir işlevi, bir sesi, bir kokusu var.
Yeter ki biz burnumuzu değil, doğayı dinlemeyi hatırlayalım.
Yazarın diğer yazıları

Başarır hakkında "Cumhurbaşkanına hakaret"ten soruşturma

İsrail'in Sinvar korkusu bitmiyor: Naaşının yakılmasını istediler

Gazze'de Türk bayrağı: Ankara'nın etkisi İsrail'i tedirgin etti

AB ile Türkiye arasında bölgesel işbirliği mutabakatı
