ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


Bir Esnaf Meselesi

Esnaflık bir meslek değildir yalnızca.
Esnaflık; insanı hatırlama biçimidir.
Bir dükkân açmaktan çok, bir gönül aralamaktır. Kapının kilidi anahtarla açılır ama içerisi ancak samimiyetle ısınır. Bu yüzden her esnaf iyi bir satıcı olmak zorunda değildir; ama iyi bir insan olmak zorundadır. Çünkü esnaflık, insanla yapılan bir iştir.
Ben esnaf kızıyım. Küçük yaşlardan bilirim; dükkânın ışığı sabah erkenden açılır, akşam geç kapanır. Ama asıl mesele kepenk değil, yüzdür. Güler yüzdür. Hâl hatırdır. Bazen satılan bir ürün değil, paylaşılan bir kelimedir. Bazen kazanılan para değil, tutulan bir hatırdır.
Uzun zamandır esnaflık üzerine yazmak istiyordum. Çünkü bu çağda en çok kaybettiğimiz şeyin "esnaf ruhu" olduğunu düşünüyorum. Hızlandık, sertleştik, birbirimize değmeden yaşamayı öğrendik. Oysa esnaflık yavaşlıktır. Bakmaktır. Dinlemektir. Sessizce fark etmektir.


Dün Balat'ta yürürken bu düşünceler bir anda ete kemiğe büründü. Küçük bir köfteci... Gösterişsiz ama şiir gibi. Emekle, yaşanmışlıkla kurulmuş belli. Kapısında asılı bir yazı durdurdu beni:
"Şehit ailelerimize ve gazilerimize ücretsiz hizmet vermekteyiz."
Bu bir reklam cümlesi değil. Bu bir duruştur. Esnaflığın vicdanla kurduğu bağdır.
İçeri girdiğimde duvarlar dikkatimi çekti. Her yer not kâğıtlarıyla doluydu. Dünyanın dört bir yanından, farklı dillerde, farklı duygular... İnsanlar bir anlık hissini bırakıp gitmiş. Bir teşekkür, bir dua, bir hüzün, bir sevinç... Mekân küçük ama insanlık büyüktü. Ben de bir not yazdım. Çünkü bazı yerler insana yazdırır. Bazı yerler "buradaydım" deme ihtiyacı uyandırır.
Masaya oturduğumda işletme sahibinin samimiyeti, o tanıdık sıcaklık... Zoraki değil, rol değil. Aile olmanın, birlikte üretmenin verdiği bir hâl. Mekânda iki kişi daha vardı. Tanımıyorum. Ama esnaflığın olduğu yerde tanışmak zor değildir. Bir selam, bir bakış, bir buyur etme... Bir anda sohbetin içindeydik.
Hayatlarımızdan kısa kesitler paylaştık. Uzun uzun anlatmadık, derin derin çözmedik. Ama gerçekti. Samimiydi. İnsandı.
İnsan insana dokundu o an.
İşte esnaflık tam da budur.
Masaya bir tabak koymaktan fazlasıdır. Yanına bir hâl koymaktır. Bir tebessüm, bir selam, bir "iyi misin" eklemektir. Esnaf biraz psikologdur, biraz anlatıcı, biraz dinleyici. Bir yönüyle de sanatçıdır. Çünkü duygu ister. Sezgi ister. İnsan ister.
Güler yüzü ne kadar özlediğimi fark ettim. Sahici olmayı, rol yapmadan kurulan cümleleri, aceleye gelmeyen sohbetleri... Esnaflar bu yüzden kıymetlidir. Çünkü hâlâ insanı merkeze koyarlar. Çünkü hâlâ paylaşmayı bilirler.
Yolunuz Balat'a düşerse sadece bir şey yemek için gitmeyin. Sohbete gidin. Bir not bırakmaya, bir selam vermeye, kendinizi hatırlamaya gidin.
İyi ki varsınız esnaflarımız.
Bizi birbirimize yeniden hatırlattığınız için.


Yazarın diğer yazıları