Evimizin Sıcak Şifası
Kış kapıya dayandı, hepimizin zihninde aynı görüntü. Ocağın üzerinde hafif hafif tütmeye başlayan bir demlik... İçinde ıhlamur, belki bir parça çubuk tarçın, bir tutam da çocukluğumuzdan bize kalan huzur. Son yıllarda modern tıp her ne kadar hayatımızın merkezine yerleşse de, toplum olarak ilk refleksimiz hâlâ aynı: "Bir ıhlamur yapalım." Çünkü ıhlamur yalnızca bir bitki değil; evimizin kokusu, annelerimizin telaşsız şefkati ve hastalıkla mücadelede nesilden nesile aktarılan bir ritüel.
Eskiden grip denince kapılar hemen kapanır, mutfakta nane-limon kaynatılırdı. O kokunun çıkmadığı ev neredeyse yoktu. Ter atmanın, gevşemenin, biraz da sakinleşip dinlenmenin kendi içinde bir tedavi olduğuna inanılırdı. Ve kabul edelim; çoğu zaman işe de yarardı. Bugün ise market rafları, türlü türlü vitamin ve bitkisel karışımlarla dolu. Ama ne kadar seçenek artsa da, ıhlamurun yerini hiçbiri dolduramıyor. Çünkü ıhlamur yalnızca boğazı yumuşatmaz; aynı zamanda eve "hastalık geçecek, merak etme" duygusu da getirip sıcaklığıyla hem bedeni hem de ruhu toparlıyor gibi.
Soğuk algınlığında bir bardak ıhlamur; içine bir dilim limon, belki bir kaşık balla desteklendiğinde hâlâ en güvenilir doğal çözümlerden biri. İnsanı yormaz, ağır gelmez, içimi de rahat. Bir yandan bağışıklığı destekliyor, bir yandan da kış günlerinin o kasvetli havasını dağıtıyor. Evde biraz keyif, biraz şifa aradığımız bu dönemlerde, eski ananelerimizden bize kalan bu sıcak içecekler aslında çok şey anlatıyor. Bazen hastalığın ilacı kadar iyileşme ortamının da önemli olduğunu... Bir fincan çayın bile insanı iyi hissettirebildiğini... Ve modern hayat ne kadar hızlı akarsa aksın, bazı alışkanlıkların hiç eskimediğini. Ihlamur mevsimi gelmişken, belki hepimiz bir demlik kaynatıp o tanıdık kokuyu yeniden evimize davet ederiz. Hem boğazımıza iyi gelir, hem içimize.
Yazarın diğer yazıları
Soykırımcı İsrail'in Gazze saldırılarında can kaybı 70 bin 360'a yükseldi
Otomotiv endüstrisinde kasım ihracatı belli oldu
Osman Sınav keşfetmişti... Bakın Kenan İmirzalıoğlu 'Deli Yürek'i nasıl kabul etmiş!
Akdeniz Bölgesel İklim Değişikliği Merkezi 2026'da İstanbul'da faaliyete geçecek