ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


Derbi Vardı, Ruh Eksikti

Derbi günleri nedense hepimizi bir ayrı havaya sokuyor. Sabah kalkıyorsun, şehirde bir hareketlilik... İşe formasıyla gidenler, ofiste tatlı tatlı atışmalar, "Biz alırız" iddiaları, kahvede yapılan mini yorum programları... Takım tutmasan bile bir şekilde o heyecanın içine çekiliyorsun. Günün temposu seni derbi moduna sokuyor zaten.

Fenerbahçe–Galatasaray derbisi de tam böyle bir günle başladı. Herkes hazırdı, tribünler renk renk, iki takım da isim isim güçlü görünüyordu. Ama maç başladıktan sonra birkaç kez kendi kendime "Bu derbi o derbi mi gerçekten?" diye sordum. Hani bazen atmosfer var gibi ama yok gibi olur ya... Öyle bir duygu. Asıl can sıkıcı an ise Kazımcan'ın kafasına atılan çakmak oldu. Ne diyeyim... İnsan üzülüyor. Çünkü sahada iki takım da mücadele ederken tek bir hareket tüm güzelliği bir anda siliyor. Sporun ruhuna hiç yakışmayan bir şey bu. Yıllardır konuşuruz: Rekabet başka, saygı başka. O an ikisi birbirine karıştı sanki.

Bir de Jhon Duran'ın gol sevinci meselesi vardı. O anki adrenalinle mi oldu, gerginlikten mi bilmiyorum ama pek hoş görünmedi. Derbilerde duygular biraz fazla yükseliyor, bunu hepimiz biliyoruz. Ama yine de keşke o hareketi yapmasaydı dedirten bir andı.

Skor? 1-1. Ama derbiler zaten sadece skordan ibaret değil. Gün boyu yaşanan o heyecan, tribünlerin sesi, karşılaşmanın iniş çıkışları, hatta son dakikadaki "acaba gelir mi?" hissi... Hepsi bir bütün. Fakat bazen küçücük bir olay tüm atmosferi darmadağın edebiliyor. Bu maçta da tam olarak öyle oldu. Keşke bu derbiyi sadece futboluyla konuşsaydık. O zaman belki Kasım'ın en güzel maçlarından biri diye anardık. Ama ne olursa olsun... Derbiler biter, yeni heyecanlar yine kapıda bekler. Biz de her seferinde aynı hevesle maça hazırlanırız.


Yazarın diğer yazıları