Hava kirliliği
İstanbul'da son aylarda havadaki ağırlığı fark etmemek imkânsız. Sabah pencereden baktığımızda gördüğümüz o puslu tabaka, artık mevsimsel bir görüntü değil; sürekli hale gelen bir uyarı gibi.
Hava kirliliği sessiz bir şekilde hayatımızın içine yerleşti. Kent yaşamı kalabalık, trafik yoğun, sanayi hareketli... Bu büyük şehirde her nefesin bedeli giderek artıyor. Egzoz gazları, ısınma kaynakları, sanayi üretimi ve hızlı yapılaşma, atmosferdeki dengeyi bozuyor. Buna mevsimsel rüzgâr hareketlerinin azalması da eklenince kirli hava şehrin üzerinde uzun süre asılı kalıyor. Kirliliğin etkisi sadece dışarıda değil; evlerimize, okullarımıza, ofislerimize kadar ulaşıyor. Uzmanlar, solunum yolları hastalıklarının, kalp rahatsızlıklarının ve alerjik sorunların artışında hava kalitesinin önemli bir payı olduğunu vurguluyor. Özellikle çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olanlar için risk daha yüksek. Peki bu tabloya karşı ne yapılabilir?
Öncelikle farkındalık. Her birimiz yaşadığımız çevrenin havasını korumanın, nefesimizi korumak anlamına geldiğini bilmeliyiz.
Toplu taşımayı tercih etmek, gereksiz araç kullanımından kaçınmak, atıkları yakmamak, enerji tasarrufuna dikkat etmek küçük ama etkili adımlar.
Ayrıca şehirlerdeki yeşil alanların artması, temiz enerji kullanımının yaygınlaşması ve hava kalitesinin düzenli izlenmesi hepimizin sağlığı için büyük önem taşıyor.
Yazarın diğer yazıları
Sivas'ta demir madeni ocağında göçük altında kalan işçiyi arama çalışmaları başladı
Şili'de şiddetli fırtına 5 can aldı
Beşiktaş'ta sular durulmuyor! Rafa Silva krizi devam ediyor
İspanya'da 1 puan bizim! Millilerden inanılmaz performans