Sınır ötesinde fırtına
Suriye'de yaklaşık dört yıl süren göreceli sükunetin ardından, çatışmaların yeniden alevlenmesi bölge denkleminde çarpan etkisi yarattı. Öyle ki, özellikle Halep ve İdlib bölgelerinde yoğunlaşan bu çatışmalar, hem bölgesel hem de uluslararası aktörlerin dikkatini tekrar bölgeye çekti.
Kasım 2024'ün son haftasında, rejim karşıtı silahlı gruplar, Halep ilinin batı kırsalında Beşşar Esad rejimine karşı geniş çaplı bir saldırı başlattı. Heyet Tahrir Şam (HTŞ) öncülüğündeki bu gruplar, Halep'in batısındaki stratejik noktaları ele geçirdi. Bu ilerleyiş, Halep kent merkezine sadece birkaç kilometre mesafede gerçekleşti. Rejim güçleri de, Rusya'nın hava desteğiyle karşı saldırılar düzenledi ve muhaliflerin kontrolündeki bölgeleri yoğun bir şekilde bombaladı. Bu çatışmalar sırasında, İran Devrim Muhafızları'na bağlı üst düzey askeri danışmanı Tuğgeneral Kioumars Pourhashemi'de Halep'te öldürüldü. Bu durum, İran'ın Suriye'deki varlığını ve çatışmalardaki rolünü bir kez daha gündeme getirdi.
Öte yandan, Suriye'de çatışmaların yeniden başlaması, dünya basınında geniş yankı buldu. Uluslararası medya kuruluşları, gelişmeleri farklı perspektiflerden ele alarak okuyucularına aktardı.
Reuters: İngiltere merkezli haber ajansı Reuters, Heyet Tahrir El Şam (HTŞ) liderliğindeki muhalif grupların Halep'in kuzeybatısında en az 34 bölgeyi ele geçirdiğini ve bunun Mart 2020'den bu yana en büyük bölgesel ilerleme olduğunu belirtti. Ayrıca, Suriye ordusunun Rus hava kuvvetlerinin desteğiyle karşı saldırılar düzenlediğini ve İran Devrim Muhafızları'na bağlı bir generalin öldürüldüğünü bildirdi.
BBC: İngiliz yayın kuruluşu BBC, Rusya ve Suriye hava kuvvetlerinin HTŞ'nin mevzilerine saldırılar düzenlediğini ve muhalif grupların buna karşılık verdiğini aktardı. BBC ayrıca, Türk güvenlik kaynaklarının, Suriye ordusunun İdlib'e yönelik saldırılarının artması üzerine muhalif grupların sınırlı bir operasyon başlattığını belirttiğini iletti.
Al Jazeera: Katar merkezli Al Jazeera, Suriye'nin kuzeybatısındaki çatışmaların şiddetlendiğini ve on binlerce sivilin güvenli bölgelere kaçmak zorunda kaldığını bildirdi. Ayrıca, Rusya'nın hava desteğiyle Suriye ordusunun muhaliflere karşı operasyonlar düzenlediğini ve bu durumun insani krizi derinleştirdiğini vurguladı.
The New York Times: Amerikan gazetesi The New York Times, Suriye'deki çatışmaların yeniden başlamasının bölgedeki kırılgan dengeyi tehdit ettiğini ve uluslararası toplumun endişelerini artırdığını belirtti. Gazete, özellikle sivillerin korunması ve insani yardımın ulaştırılması konularında çağrılara yer verdi.
The Guardian: İngiliz gazetesi The Guardian, Orta Doğu muhabiri Martin Chulov'un kaleme aldığı bir makalede, Suriye'deki çatışmaların yeniden başlamasının bölgedeki insani krizi derinleştirdiğini ve uluslararası toplumun bu duruma karşı kayıtsız kaldığını vurguladı. Chulov, özellikle sivillerin korunması ve insani yardımın ulaştırılması konularında daha etkin adımlar atılması gerektiğini belirtti.
Le Monde: Fransız gazetesi Le Monde, Orta Doğu uzmanı Christophe Ayad'ın analizinde, Suriye'deki çatışmaların yeniden alevlenmesinin, bölgedeki güç dengelerini nasıl etkilediğini inceledi. Ayad, özellikle Rusya ve İran'ın Esad rejimine verdiği desteğin, muhalif grupların ilerleyişini nasıl durdurmaya çalıştığını detaylandırdı.
Ama ne garip ki, Suriye'de dört yıl süren ateşkesin bozulması ile ilgili, bölge ülkelerinden Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan ve Irak gibi ülkelerden gelişmelere dair resmi net bir açıklama gelmedi. Gerçi, bu ülkelerin Suriye politikalarının, kendi ulusal çıkarları doğrultusunda şekillendiği hatırlanırsa, pek de şaşırmamak gerekir. Hatırlarsanız, özellikle Mısır ve Suudi Arabistan, Suriye'de çatışmaların başlangıcında muhalif gruplara oldukça destek vermiş, ancak ilerleyen yıllarda Esad rejimiyle ilişkileri yön değiştirmişti. Mesela Suriye'yi Arap Birliğine tekrar aldılar. BAE ise, 2018 yılında Şam'daki büyükelçiliğini yeniden açarak, Esad rejimiyle diplomatik ilişkilerini normalleştirme yoluna gitmişti.
Bölgesel Güçlerin Etkisi ve Çıkarları
Suriye'deki savaş, bölgesel güçlerin çıkarlarının kesiştiği bir alan haline gelmiş durumda. Özellikle Rusya, İran'ın Suriye'deki varlıkları ve politikaları, çatışmaların seyrini doğrudan etkiliyor. Dahası, İsrail'in Suriye topraklarına düzenlediği çeşitli hava ve kara operasyonları bu kaosu daha da tetikliyor. İsrail, özellikle Gazze'ye yönelik savaşın başlamasından bu yana, Suriye'de 125'i hava, 37'si kara saldırısı olmak üzere toplam 162 saldırı düzenledi. Bu saldırılar, silah ve mühimmat depoları, karargahlar ve araçlar gibi yaklaşık 278 hedefin imha edilmesiyle sonuçlandı. Sonuçta şu ortadaki, bu ülkelerin Suriye'deki çıkarları, sahadaki durumu daha karmaşık hale getiriyor, getirmeye devam edecek.
Türkiye'nin Rolü ve Güvenlik Politikaları
Türkiye, Suriye'deki gelişmeleri yakından takip eden ve sınır güvenliği politikalarını bu doğrultuda şekillendiren kuvvetli bir aktör. Özellikle, Türkiye'nin ulusal güvenlik stratejileri kapsamında, kuzey Suriye'deki askeri operasyonları ve bölgedeki varlığı, hem bölgesel dinamikler hem de uluslararası ilişkiler bağlamında büyük önem arz ediyor.
Gelecek Perspektifi ve Olası Senaryolar
Uzmanlar, Suriye'deki çatışmaların geleceğine dair farklı senaryolar öngörüyorlar. Bölgedeki güç dengeleri, uluslararası aktörlerin politikaları ve yerel dinamikler, çatışmaların seyrini belirleyecek temel unsurlar olarak görülüyor.
1- Suriye'nin bölünmesi ihtimali: Çatışmaların devamında kanton benzeri yapılar oluşabilir.
2- İnsani kriz derinleşiyor: Çatışmalar yeni bir göç dalgasını tetikleyebilir.
3- Rusya ve İran'ın etkisi sürecek: Esad rejimi, Rusya ve İran'ın desteğiyle askeri üstünlüğünü pekiştirmeye çalışacak.
4- Türkiye'nin sınır güvenliği: Türkiye'nin, kuzey Suriye'deki güvenlik politikalarını daha aktif şekilde sürdürmesi bekleniyor.
5- Uluslararası toplum etkisiz: BM ve Batı, barış süreçlerinde yetersiz kalmaya devam edebilir.
6- İsrail'in müdahaleleri artabilir: İsrail, Suriye'deki İran ve Hizbullah hedeflerine yönelik operasyonlarını artırabilir.
7- Suriye'nin yeniden inşası zor: Çatışmalar devam ettiği sürece, Suriye'nin ekonomik ve sosyal açıdan toparlanması çok zor olacak.
8- Bölgesel gerilimler artabilir: Suriye'deki durum, bölgesel bir savaşa dönüşme riskini artırabilir.
9- Yeni ittifaklar oluşabilir: Bölgedeki ülkeler, kendi çıkarlarını korumak için yeni stratejik ortaklıklar kurabilir.
Ez cümle, Suriye'de dört yıl süren ateşkesin bozulması, bölgedeki kırılgan dengeleri yeniden sarsmış görünüyor. Dahası çatışmaların yeniden başlaması, sadece Suriye için değil, tüm bölge için istikrarsızlık riskini artırıyor. Dolayısı ile uluslararası toplumun, kalıcı bir barış ve istikrar için daha etkin adımlar atması gerekiyor.