Devlet Bahçeli'nin çağrısıyla başlayan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın güçlü desteğiyle olgunlaşan "Kardeşlik Komisyonu" girişimi, Türkiye'nin sadece iç barışını değil, aynı zamanda bölgesel istikrarını da hedefleyen, en kapsamlı siyasi adımlardan biri olarak tarihe geçiyor. Dolayısı ile bu süreç, şimdiden, hem milli birlik projesi, hem de bölgesel güç mimarlığı olarak akıllara- kalplere damga vurmuş durumda.

Aslında, Türkiye'nin toplumsal barış ve terörsüz bir düzen arayışı yeni değil. Tanzimat fermanıyla başlayan "eşit vatandaşlık" fikri, Cumhuriyet'in kuruluşuyla "birlikte yaşama" iradesine dönüşmüştü. Ancak 1980 sonrası, dış destekli terör dalgası, barış iklimini oldukça zedelemişti. Ama başaramadılar! Bu topraklardaki bin yıllık kardeşlik ruhu galip geldi. Dolayısı ile, küresel ve bölgesel hesapların yeniden yapıldığı, sınırların yeniden çizildiği bugün de, yaşanan son gelişmeler, hesaplar, çıkarlar, kışkırtmalar açısından, Kardeşlik Komisyonu Cumhuriyet tarihinin en geniş kapsamlı toplumsal mutabakat girişimidir ve tarihi önemdedir.

Milliyetçilik ile reformun buluşması

Bu sürecin en ilginç yanı, Bahçeli'nin ''Terörsüz Türkiye'' çıkışı. Bu çıkışı, milliyetçilikte reform olarak okuyabiliriz. Bahçeli, bu çıkışı ile milliyetçi tabanı "terörsüz Türkiye" hedefine ikna ederek, milliyetçi damarı, toplumsal uzlaşma ile çelişmeyen; tam tersine güçlendiren bir unsur haline getirdi. Erdoğan'ın vizyonu da sürece devlet aklını ve kurumsal gücünü kattı. Dolayısı ile bu süreç "Cumhur İttifakı'nın barış mimarisi" olarak tarihte yerini alacaktır.

Komisyon sürecinin etkileri

Komisyon süreci, Türkiye'nin Irak ve Suriye'deki operasyonel gücünü yumuşak güçle tamamlamasına imkan sağlıyor. Mesela, K.Irak'ta PKK'nın bitirilmesi sürecine katkı olarak, Barzani yönetimi ile ilişkileri stratejik ortaklığa taşıyor. Suriye'de, Tel Rıfat, Münbiç ve Ayn el-Arab hattında terörün tasfiye edilmesi noktasında, Suriye'de barış masasındaki ağırlığımız artıyor. Üstelik, Türkiye'nin, terörsüz bir Ortadoğu vizyonu, Arap ülkelerinde "yeni Osmanlı" değil, "istikrar sağlayıcı güç" algısını da besliyor.

İsrail Boyutu

Komisyonun gölgesinde İsrail'le ilişkiler yeni bir denklemde okunuyor. Gazze'de yaşanan trajedi, Türkiye'nin sert söylemlerini artırırken, "terörsüz bölge" konsepti İsrail'e de net mesaj veriyor: bölgede istediğin gibi at oynatamazsın. Ama, İsrail'in bölgedeki saldırgan tavrının, Türkiye'nin "barış mimarisi"ni zorladığı da ortada.

Ortadoğu'da çifte hesap: ABD ve İngiltere faktörü

Ortadoğu'da ABD, terör örgütlerine verdiği destek nedeniyle süreçte en çok sorgulanan aktör. Fakat Washington, Türkiye'nin sahada kurduğu denklemi görmezden gelemiyor. İngiltere ise, tarihsel mirası ve yeni ticaret yollarına ilgisi vs vs nedeni ile, Ankara'yı "stratejik partner" olarak konumlandırıyor. Yani Londra'nın, Türkiye'nin barış vizyonuna "temkinli ama yapıcı destek" verdiği söylenebilir.

Türkiye'nin jeopolitik terfisi

Kardeşlik Komisyonu sürecinin başarıya ulaşması halinde;

Türkiye içerde, güvenlik sorunlarını minimize eden, kalkınma enerjisini terörle mücadeleye değil, üretime yönlendiren ülke olacak.

Bölgede, Irak-Suriye hattında oluşturulacak yeni güvenlik kuşağında, Türkiye "barış koridoru" mimarı olarak öne çıkacak.

Küresel siyasette, NATO içinde güvenlik eksenini şekillendiren, BRICS ve Şanghay İşbirliği Örgütü gibi yapılarda da saygı gören bir "denge ülkesi" olacak.

Toparlarsak, cumhuriyetin ikinci yüzyılında, önce içeride sonra da bölgede barış mimarlığı, bizi, dünyanın en saygın, en zengin ülkelerinden biri haline getirir.

Ez cümle, Erdoğan'ın liderliğinde ve Bahçeli'nin milli hassasiyetleriyle kurulan bu süreç, tarihin en kritik kırılma anlarından biri. Başarısı halinde Türkiye, sadece sınırları içinde değil; bölgesinde-küresel siyasette de "barışın kurucu gücü" olarak yükselecek. Yani, Kardeşlik Komisyonu sadece terörsüz bir Türkiye'nin değil, aynı zamanda güçlü bir Ortadoğu'nun da habercisi.