ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


Yalancı, yalancı! Sana kimse inanmaz!

Yalan söylediği her seferinde burnu uzayan çocuğu, Pinokyo'yu bilmeyenimiz yoktur herhalde. Bu masal, belki de en bilinen yalanın bedensel bir göstergesinin hikayesi olarak hayatımızın bir köşesinde yer alır. Pinokyo'nun burnu, söylediği her yalanla birlikte bir sinyal daha verir; o da tahmin edebileceğiniz gibi, yalanın sözcükler ve bedenle kendini ele vermesidir.

Yalan, insanın doğasında vardır. Küçük, büyük, beyaz, pembe... Adına ne derseniz deyin, yalan bir şekilde varolur. Bazen korumak için, bazen üzmemek için, bazen de kötü olduğu için insanlar yalan söyler. Efendim, yani şimdi süslü cümlelerle olayı yumuşatmaya hiç niyetim yok. Yalan mı söyleyeyim? :) E tabi, kimi ustaca yalan söyler, kimi ise kolayca ele verir. Bu durum, hem kendimizle hem de söylediğimiz kişinin bizi iyi tanımasıyla alakalıdır; tecrübe, bir çok şeyi söyleyebilir. Peki, beden diliniz istemsizce sizi ele veriyor dersem? Yalanınız belli oluyor, heyyy haberiniz olsun dersem, ne düşünürsünüz? Bunu okuduktan sonra eminim ki en ufak yalanda artık bedeninizi de kontrol etmeye çalışacaksınız.

Çünkü beden dili, yalanı anlamanın ötesinde, doğruluğun ve güvenin de taşıyıcısıdır. Eğer doğru söylüyorsanız rahat ve açıksınız, yok eğer yalan söylüyorsanız bu doğal akıştan sapabilirsiniz. Ben söylemiyorum, uzmanlar söylüyor.

Bedenimiz gerçeği haykırıyormuş. Söylemedi demeyin. Sonuçta, Pinokyo'nun hikayesi sadece bir çocuğun masalından ibaret değil; bedenimiz, tıpkı Pinokyo'nun burnu gibi, yalanlarımıza karşı bir ayna işlevi görüyor.

Yalanı en rahat gözlerden ve ses tonundan anlayabiliyormuşuz. "E bunda ne var ki?" diyorsunuz, bildiğinizi de biliyorum. Bugün programda İletişim Doktoru sevgili Emrah Akçay, "Göz bebekleri gerçek söylerken büyür, yalanda ise küçülür" dedi. Bundan sonra birini anlamak için gözlerinin içine derinlemesine bakacağımdan hiç şüpheniz olmasın.

Herkesin dilinden düşmeyen bir laf vardır ya: "Söylediğine bakma, nasıl söylediğine bak!" Gerçekten de insanın beden dili, söylediklerinden çok daha fazla şey anlatıyormuş.

Sonuç olarak, iletişimi sadece kelimelerle kurmuyoruz. Bedenimiz, kelimelerimizin altındaki duyguları, düşünceleri ve bazen de yalanları ortaya koyuyor. İletişimde en önemli şey, söylediklerimizin yanında, bedenimizin de ne söylediğini iyi gözlemlemektir. Çünkü bazen, kelimeler doğru olsa da, beden farklı bir şey anlatıyordur.


Yazarın diğer yazıları