ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


O Güpürlü Çoraplardan Bugüne…

Bayramlar yaklaşınca içimde tanıdık bir kıpırtı başlar. Kalbim, çocukluğumun bayram sabahlarına doğru usulca yürür. Erzurum'da, rahmetli dedemin evinde uyanan küçük bir kız çocuğu olurum yine. Dedem... Mahallenin sevdiği, saygı duyduğu, yeri hep ayrı olan o güzel insan. Her bayram onun etrafında toplanırdık; amcamlar, halamlar, kuzenler derken ev dolup taşardı. Kahkahalar, çocuk sesleri, mutfağın telaşı... Bayram, o evin içinde hep cıvıl cıvıldı.

Ve o akşamdan sabaha kadar kalbimi yerinden çıkaracak heyecan: Bayramlıklarım!

Annemin o yıl mavi etek ve gömlekten diktiği takım hâlâ gözümün önünde. Çoraplarımın bileğinde güpür, saçımda bembeyaz bir kurdele... Bayram sabahı aynanın karşısına geçip o kıyafetle kendime hayran hayran baktığımı hiç unutmuyorum. O kadar çok çikolata yerdim ki midem ağrırdı ama mutluluktan kimse beni tutamazdı.

Zaman geçti...

Büyüdüm, anne oldum.

Artık bayramlar o kalabalık evlerde değil belki ama ben elimden geldiğince, kızımın kalbine de o eski bayramları yerleştirmeye çalışıyorum. Bayram kahvaltılarımızı hala özenle hazırlıyoruz. Büyükleri ziyaret etmeye, çocukları mutlu etmeye, "iyi bayramlar" demenin o içtenliğini yaşatmaya devam ediyoruz.

Evet, "Nerede o eski bayramlar?" diyoruz...

Ama ben inanıyorum ki, eski bayramlar aslında içimizde. O güpürlü çoraplarda, dedemin tebessümünde, annemin dikiş makinesinin sesiyle attığı her ilmekte... Ve bugün, geçmişin özlemiyle birlikte yeni hatıralar biriktirmek de bir o kadar kıymetli.

Bayramlar değişti belki ama sevgi aynı. Paylaşmak aynı. O çocuk neşesi, kalbimizin bir yerinde hâlâ capcanlı.

Hepimize geçmişin güzelliklerini bugünün içinde çoğaltabildiğimiz, sevdiklerimizle dolu, sıcacık bir bayram diliyorum.


Yazarın diğer yazıları