ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


“İnsanlığın Kırmızı Çizgisi Yokmuş Meğer”

Bazı sabahlar dünya çok sessiz oluyor.

Ama o sessizlik huzurdan değil; utançtan.

Birileri çocuklara mermi sıktığında, bir anne gözlerinin önünde evladını toprağa verdiğinde... dünya hep çok sessiz oluyor.

Ve en acı olan şu:

Bu sessizliği yönetenler var.

Sözde liderler...

Sadece kendi çıkarları için konuşan, sadece kendi menfaatleri için ağlayan, sadece kendi güvenlikleri için duvarlar ören liderler.

Birinin adı Trump.

Bir diğerininki Netanyahu.

Ama mesele isim değil; mesele zihniyet.

Mesele, gücü insanlıktan daha kıymetli sanan körlük.

Bazen ekranlarda ateşkes çağrıları duyuyoruz.

Sanki sorun birkaç saatlik bir sessizlikmiş gibi.

Oysa mesele susturulan bir halk.

Yok sayılan, haritada silinmek istenen bir hayat.

Ve mesele, göz göre göre işlenen bir vicdan cinayeti.

Biliyorum, bunları yazmak kolay.

Ama orada yaşamak... orada sadece "hayatta kalmaya" çalışmak ne demek, hiçbirimiz tam olarak bilmiyoruz.

Çünkü bir çocuğun üzerine çöken enkazı burada sadece haber bülteni sanıyoruz.

Oysa o çocuk için hayat orada bitiyor, bizim için ise haber arası çay koyma zamanı başlıyor.

İçim acıyor.

Çünkü koca adamlar kendi koltukları için birbirini alkışlarken, bir çocuğun son nefesi gökyüzüne karışıyor.

Ve kimse utanmıyor.

Ben bir halktan yanayım.

Adı Filistin olur, başka bir şey olur.

Ama ben, yeryüzünde "haklı olduğu için ezilen" herkesten yanayım.

Çünkü dünya artık güçlüyü değil, haklıyı dinlemeli.

Ama ne yazık ki, bu çağda haklı olmak yetmiyor.

Sesin yüksek çıkmazsa, susmuş sayıyorlar seni.

Yine de biliyorum:

Tarihin kalemi güçlüden değil, haklıdan yana işler.


Yazarın diğer yazıları