ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


İçimde bir kapı açıldı

Geçtiğimiz günlerde, uzun zamandır ertelediğim bir şey yaptım. Kendimle biraz daha yakından tanışmak, içimde birikenleri anlamak ve belki de özgürleşmek için bir adım attım. Bu bir bilinçaltı temizliği deneyimiydi.

Çevrim içi gerçekleşen bu süreçte bana rehberlik eden kişiyle ilk konuşmamızda fark ettiğim şey, sesindeki sakinlikti. Bazen bir insanın size hiçbir şey demeden bile güven verebilmesi ne tuhaf... Kısa bir sohbetti ama bana kendimi anlatabileceğim bir alan açtı. Yargılanmadığım, aceleye getirilmediğim, samimi bir alan... Kendimi hiç saklamadan ifade ettiğim bir yerin içinde buldum kendimi.

Sonra asıl çalışmaya geçtik. Gözlerimi kapattım ve yalnızca kendime doğru bir yolculuğa çıktım. O anları tarif etmek zor. Zihnimde beliren imgeler, duygular, çağrışımlar... Ne olduğunu tam olarak bilemesem de hissettiklerim çok netti: İçimde bir şeyler hafifledi, değişti.

Bu bir mucize miydi? Belki değil. Ama bir şifaydı, evet. Çünkü iyi bir şey oldu. Derin bir temizlik gibiydi bu... Ruhuma değen bir ferahlık. Ve belki de en kıymetlisi: Kendime verdiğim bir izin. İyileşmeye izin.

Bilinçaltı temizliği, bastırdığımız ya da farkında olmadan içimizde bir köşeye ittiğimiz duygulara ulaşmayı, geçmişte takılı kalmış parçalarımıza şefkatle dokunmayı hedefliyor. İçsel dünyamızda, bir nevi görünmeyen odalara girip oradaki eski eşyaları yerinden kaldırmak gibi. Kimi zaman sadece bakmak, kimi zaman bırakmak... Ama hepsinde bir özgürleşme duygusu gizli.

Şimdi tam bu noktada, bazı arkadaşlar şöyle diyecek biliyorum:

"Peki kim yaptı bu işi? Kim bu temizliği yaptı sana?"

Hemen cevap vereyim: Evet, biri yaptı. Hayır, adını vermeyeceğim. ��

Yok yok öyle gizemli bir durum değil aslında. Sadece bu yazı bir öneri yazısı değil, bir paylaşım yazısı. Anlatmak istediğim, o kişinin adı değil; yaşadığım hissin kendisi.

Kendimi anlatırken aslında kendimi duydum. Bu yazıyı yazarken ise fark ediyorum ki, bazen en büyük iyileşme "anlatmak"la, "anlatıldığını hissetmekle" başlıyor.

Şifanın kapısı bazen dışarıda değil, içimizde açılıyor. Ben sadece o kapının tokmağına dokundum. Belki de siz de bir gün dokunursunuz.


Yazarın diğer yazıları