ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


“Bir Ağaç Yanarsa Hepimiz Tutuşuruz”

Bazen insanlığı anlamakta gerçekten zorlanıyorum.

Bir çiçeği dalından koparırken bile içi acıyan bir kalbin, koca bir ormanın yanışına nasıl bu kadar kayıtsız kaldığını gördükçe, boğazıma kocaman bir öfke düğümleniyor. Bilmiyorum... Gerçekten bilmiyorum. Bu nasıl bir cehalet, nasıl bir umursamazlık? "Bişey olmaz ya" denilen her küçük kıvılcım, binlerce canın yaşamını kül ediyor. Bu bir hata değil. Bu, düpedüz bir vurdumduymazlık, bir doğa cinayeti!

Orman yangınları sadece ağaçları yakmıyor. Kuşların yuvaları, karıncaların toprak altındaki tünelleri, geyiklerin, tilkilerin kaçacak gölgeleri de yanıyor. Hatta yalnızca onlar da değil... İnsanların ciğeri yanıyor, su kaynakları kuruyor, hava kirleniyor, iklim değişiyor. Bir orman yandığında sadece bir bölge değil, hepimiz etkileniyoruz. Bir orman yok olduğunda, insanlık biraz daha yok oluyor aslında.

Ve en acısı ne biliyor musunuz? Doğa, bizden hiçbir şey istememişti. Sadece var olmak, yaşamaya devam etmek istemişti. Ama biz onu korumak yerine, yavaş yavaş yok etmeyi seçtik.

Yanan sadece ağaç değil. Yanan vicdanımız. Yanan geleceğimiz. Bir gün çocuklarımız o ormanın hikayesini okurken, sonunu şöyle tamamlayacak: "Bir zamanlar burada bir orman varmış, ama biz onu koruyamamışız."

Ben artık böyle bir hikâye duymak istemiyorum. Ben o hikâyeyi yaşamak istemiyorum.

Lütfen... Bu sefer sustuğumuz her an, yanan dalların arasından yükselen çığlıklara ses olmayacak. Bu yüzden konuşmalıyız. Anlatmalıyız. Uyarmalıyız. Ve her şeyden önemlisi, korumalıyız.

Çünkü bir ağaç yanarsa, aslında hepimiz tutuşuruz.


Yazarın diğer yazıları