|
Öyle bir coğrafyadayız ki her yanımız sorun, her yanımız ihtilaf ve çatışma. |
Ancak yakınlarımızda iki bölge var ki önemli gelişmelere gebe olabilir. |
Biri İsrail'in katliamları, baskısı ve zulmü altında inleyen Filistin toprakları. |
|
Dünkü haberleri görmüşsünüzdür. |
ABD Başkanı Joe Biden, İsrail'in Ramazan ayında Gazze Şeridi'ne saldırmayacağını açıkladı. |
Umuyoruz ki hayata geçsin. |
Henüz İsrail ve Hamas arasındaki müzakereler de tam bir netice alınmış değil. |
Fakat bunu doğrudan ABD Başkanı'nın açıklamış olması önemli. |
Sonrasında ne olacağına gelince... |
Ortada büyük bir plan var. |
O planın Gazze ayağında öncelikli hedef 6 haftalık ateşkes sağlamak. |
Sonrasında bir dizi karşılıklı adım atılacak. |
Örneğin İsrail kalabalık bölgelerden çekilecek. |
İsrail İHA'ları Gazze semalarında 8 saatten fazla uçamayacak. |
Bölgeye daha fazla yardım gidecek. |
Evlerini terk edenlerin bir kısmının kuzeydeki bölgelere dönüşüne izin verilecek. |
Bunlar aslında İsrail için şu aşamada "taviz" sayılabilir. |
Çünkü asıl hedeflerinin Filistinlileri kovup bölgeyi tamamen işgal etmek olduğunu artık cümle âlem biliyor. |
Bunun karşılığında Hamas ise kendi taleplerinden kısmen taviz vermek zorunda kalacak. |
Örneğin esir takası için İsrail'in saldırıları tamamen durdurması şartı rafa kalkacak gibi görünüyor. |
Zira öncelikle 6 haftalığına uygulanacak ateşkes, 40 İsrailli esire karşılık 400 Filistinli tutsağın serbest kalmasını öngörüyor. |
Özetle taraflar hedeflerine adım adım ulaşmaya çalışacak. |
İddia o ki İsrail bu ön şartları kabul etti. |
Hamas da teklifi inceliyor ve henüz karşı çıkmadı. |
ABD, Mısır, Katar ve diğer Arap ülkelerinin içinde olduğu müzakere platformu ise aynı adımlarla önce Gazze'yi sükûnete kavuşturmak, sonra daha büyük planı hayata geçirmek istiyor. |
|
İşte tam da bu nedenle Biden'ın açıklamasından bir gün önce yaşanan bir başka gelişme çok önemli. |
Asıl büyük planın hayata geçmesi için ilk adım sayılabilir. |
O gelişmeyi ABD de büyük bir memnuniyetle karşıladı. |
"Neydi?" derseniz, Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye istifa etti. |
Bu büyük bir dönüşümün habercisi. |
Nedenine gelince... |
Filistin'in siyasi hükümeti bir teknokrat hükümetle değişecek. |
Hiçbir partiye bağlı olmayan profesyonellerden oluşacak. |
O teknokratlar hükümeti Gazze'nin savaştan sonra yeniden imarından ve güvenliğinin tekrar temin edilmesinden sorumlu olacak. |
Yani artık İsrail'in katliamlarının ardından olacaklar sadece konuşulmuyor, altyapısı da yavaş yavaş hazırlanıyor. |
Bir başka deyişle İsrail'in saldırılarının sona ermesine giden yolun taşları döşeniyor. |
|
Asıl önemli kısımsa bundan sonrası. |
Teknokrat hükümet Filistin'de bir sonraki seçime kadar görevde kalacak. |
Önümüzdeki süreçte ise Hamas'ın Filistin Kurtuluş Örgütü'ne katılması muhtemel. |
Elbette bunu net söyleyebilmek için henüz çok erken. |
Ancak direniş hareketinden ilk aşamada olumlu sinyaller geldiği belirtiliyor. |
Hamas ve FKÖ'nün lokomotifi El Fetih, birbirine taban tabana zıt. |
Hatta aralarında büyük bir kavga var ki Filistin'i bölünmüş hale getiren de buydu. |
Hamas'ın FKÖ'ye entegrasyonu gerçekleşir mi, olursa hangi şartlarda gerçekleşir orası muğlak. |
Ancak olursa FKÖ içinde Hamas'ı memnun edecek bazı yönetimsel değişiklikler de görürsek şaşırmayalım. |
Barışma olmasa bile ABD ve Arap ülkelerinin desteklediği bu entegrasyon gerçekleşirse, Filistin'deki bölünmüşlük sora erer. |
İsrail-Filistin meselesinin çözümündeki en büyük engellerden biri bu bölünmüşlük değil miydi? |
Bunu taraflar arasındaki haklı-haksız kavgasından bağımsız olarak söylüyorum. |
|
Bölünmüşlük sona erdiğinde sıra asıl meseleye gelecek. |
1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin Devleti'nin resmen kurulması için, Filistin tarafından tek bir muhatap oluşturulmuş olacak. |
Bundan sonra da ABD ve Arap ülkelerinin müzakere ve taraflara baskı yeteneği daha da kritik şekilde devreye girecek. |
Can alıcı noktaysa şu: |
Bu süreçte ABD-İsrail işbirliğiyle Flistinlilerin aleyhine bir tablo oluşursa süreç çöker. |
Aynı şekilde İsrail işgal zihniyetini sürdürüp itirazlarda bulunursa da süreç tıkanır. |
İşte bu dengeyi kurmakta diplomasiye ve müzakare platformundaki Arap ülkeleri dengesine çok iş düşecek. |
Filistin'e hak ettiklerini vererek, İsrail'i de buna razı ederek bir çözüm bulmak gerekecek. |
Elbette Türkiye de bu süreçte var olacak. |
|
|
Kafkaslar hareketlenir mi? |
|
Gelelim ikinci konuya. |
Yani Güney Kafkasya'ya... |
Pazartesi günü Hocalı katliamının 32. yıldönümüydü. |
Acımız bir... |
Azerbaycan halkı gibi biz de Hocalı katliamını hiçbir zaman unutmadık. |
Ama bu sefer başkaydı. |
Hocalı katliamını kurbanları, ilk kez Hocalı'da anıldı. |
Burası Karabağ'da Hankendi ile birlikte Ermenilerin kaldığı son yerdi. |
Birkaç ay önce tamamen Azerbaycan denetimine girmişti. |
İşte bu sebeple Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev de anma töreninde Hocalı'daydı. |
Hatta Hocalı Soykırımı Anıtı'nnın temeli atıldı. |
O manzara, Azerbaycan'ın yaklaşık 30 yıl sonra yeniden vatan topraklarına kattığı Karabağ'da tam hakimiyet kurduğunun ve hayatın normalleşmeye başladığının önemli bir kanıtı oldu. |
|
Azerbaycan elbette geçmiş hiçbir zaman unutmayacak ama bir yandan da geleceğe bakıyor. |
Ermenistan ve Azerbaycan teknik olarak hala savaşta. |
Barış anlaşması için müzakereler sürüyor. |
Son olarak dışişleri bakanları bugün Berlin'de buluşuyor. |
Çözülmesi gereken pek çok sorun var. |
Sınırların net olarak çizilmesi onlardan biri. |
Bir diğeri ise Zengezur Koridoru üzerinden Azerbaycan'ın ana toprakları ve Nahçıvan arasında kurulacak kara bağlantısı. |
Benim asıl dikkatimi çeken de bu. |
|
Malum, Ermenistan Kollektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nden çıkmak istiyor. |
Hatta üyeliği askıya aldıklarını açıkladılar bile. |
Çünkü Karabağ savaşı sırasında bu platformdan Azerbaycan'a karşı askeri destek görmedikleri için kırgınlar. |
KGAÖ, kısaca "Rus NATO'su" diye tanımlanabilir. |
Yani üye ülkelerden birinin topraklarına saldırı olduğunda, diğer ülkeler askeri yardıma koşuyor. |
Karabağ savaşı sırasında Azerbaycan hiçbir zaman Ermenistan topraklarına saldırmadı. |
Ermeniler defalarca Azerbaycan şehirlerine füze yağdırmasına rağmen bunu yapmadılar. |
O tuzağa düşmediler. |
Ama Ermenistan KGAÖ'den çıkarsa, farklı bir durum ortaya çıkacak. |
Bu kez teknik olarak Azerbaycan Ermenistan topraklarını hedef alsa bile diğer ülkeler Ermenistan'ın yardımına koşmak zorunda olmayacak. |
|
Azerbaycan, AGİT-Minsk grubunun göstermelik çabaları nedeniyle yıllarca oyalandı. |
BM kararları bile Karabağ'ın işgal altındaki Azerbaycan toprağı olduğunu söylüyordu. |
Sonunda da uluslararası hukukun gereğini tek başına yerine getirdi. |
Kendi göbeğini kendi kesti. |
Türkiye elbette destek oldu ama geri plandaydı. |
Şimdi aklımdaki soruysa şu: |
|
Karabağ'da çatışmalar sona erdiren üçlü mutabakatta, Ermeni toprağı olan Zengezur Koridoru üzerinden Azerbaycan ve Nahçıvan arasında kara bağlantısı kurumasına dair madde var. |
Ama Erivan bu konuda yıllardır kadar hiçbir adım atmadı. |
Ermenistan KGAÖ'den ayrılırsa, Azerbaycan yine kendi göbeğini kesmek için harekete geçer mi? |
Anlaşmada kendisine verilen hakkı almak için yine askeri kas gücünü gösterir mi? |
Elbette herkesin önceliği diplomasi ama bölgede onlarca yıldır Bakü'yü oyalamaktan başka bir işe yaramadığının herkes farkında. |
Tabii böyle bir durumda Rusya bireysel olarak nasıl bir tavır takınır, plana baştan beri karşı olan İran ne der ya da nasıl razı edilir, muamma... |
Bu varsayım gerçekleşirse Türkiye ve Pakistan'ın Azebaycan'a desteğinin seviyesi ne olur, ona da bakmak şart. |
|
Bu arada son bir not daha düşeyim. |
Bilen bilir... |
Zengezur Sovyetler Birliği döneminde aslında Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti toprağıydı. |
1920'li yıllarda Moskova tarafından Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'ne verildi. |
Elbette bölge o zamanlarda da sıkıntılıydı. |
Ama dönemin Sovyet dönemini, bugün yaşanan sorunlarını tohumlarını da o zamanlarda atmıştı. |
Rusya'nın bölgedeki gerilime müdahale edip barış gücü olarak Karabağ'a yerleştiğini hatırlarsak, Moskova'nın bölgedeki etki gücünü korumak için yaptıkları 100 yıllık planın nasıl da işe yaradığını rahatlıkla görebiliriz. |