ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


Utanıyorum

Sonunda korkulan oldu.
Göz göre göre geliyordu.
Birleşmiş Milletler, Gazze Şeridi'nde resmen kıtlık ilan etti.
Bu acı verici duyuru, Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması adlı bir sistemin verilerine dayanarak yapıldı.
Söz konusu platform BM ve yardım kuruluşlarıyla koordinasyon içinde çalışıyor.
Yani sahadan somut bilgilere dayanarak veri sunuyor.
O verilere dayanarak Ortadoğu'da ilk kez kıtlık ilan ediliyor.
Durumun vahametini şöyle izah edeyim.
Arap yarımadasının en fakir ülkesi Yemen'de, 2016'dan beri süren iç savaş nedeniyle insanlar ağaç yaprakları, hayvan yemi, böcek yemek zorunda kaldığında bile durum "kıtlığın sınırında" görülüyordu.
Resmen kıtlık ilan edilmemişti.
Gazze Şeridi'nde vaziyet bunu geçmiş durumda.
Tek sebebiyse İsrail'in açlıkla yıldırma politikası ve ona destek veren ABD...
Bir kez daha uluslararası sistemin çürümüşlüğünün nasıl büyük insanlık dramlarına yol açtığını görüyoruz.
İsrail bir de üstüne sözde insani yardım dağıtımlarını tekeline alarak bölgeyi iyice gettolaştırdı.
Sözde bir Amerikan vakfıyla birlikte yardım dağıtım noktaları kurdu.
Açlıkla mücadele eden insanlar çaresizlikten oralara gittiğinde bir de üzerlerine ateş açılıyor.
Dünya da izliyor.
Son dönemde yardım girişlerine hız verildi ama gerçek ihtiyacı karşılamaktan çok uzakta.
Her gün insanların, özellikle de küçük çocuklar ve bebeklerin açlıktan öldüğü haberleri geliyor.
Gazze Şeridi'nin nüfusu 2 milyonun biraz üzerinde.
BM verilerine göre nüfusun neredeyse dörtte biri açlık kriziyle karşı karşıya.
5 yaşın altındaki 132 bin çocuğun hayatı sadece açlık sebebiyle bile tehlike altında.
Üstelik kıtlık daha da yayılıyor.
Gazze kentinden, eylül sonuna kadar güneydeki Han Yunus ve Deyr el Belah'a yayılması bekleniyor.
Aslında Gazze Şeridi'ne pek çok ülkeden gıda ve insani yardım gönderiliyor.
Sadece Türkiye'nin gönderdiği yardımın miktarı 11 bin tondan fazla.
Ama İsrail 2 seneye yakın zamandır işlediği insanlık suçlarıyla öyle bir ortam oluşturdu ki, bu yardımların çok azı hedefe ulaşabiliyor.
BM raporu da bu kıtlığın aslında önlenebilir olduğunu ve İsrail yüzünden yaşandığını söylüyor.
İsrail'e göreyse Gazze'de kıtlık falan yokmuş.
Hepsi yalanmış.
Yersen...
BM Genel Sekreteri rapor hakkında şöyle diyor.
"Bu durumu cezasızlıkla devam etmesine izin vermeyiz."
Ama ortada hiçbir somut gelişme yok.
İşte bundan utanıyorum.
İnsanlık adına, orada insanlar bombalarla ve açlıktan ölürken dünyanın eli kolu bağlı durmasından utanıyorum.
Gazze'yi unutmayın dostlar.
Konuşmayı, konuşturmayı bırakmayın.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her fırsatta meseleyi gündeme getirmesi belli bir farkındalık sağladı.
İsrail de bundan aşırı derecede rahatsız.
Öyle ki bazı Avrupa ülkeleri Filistin Devleti'ni tanıyacaklarına dair açıklamalar yaptılar.
Ama iki ay sonrasını gösteriyorlar.
Peki neden iki ay bekliyorsunuz?
Ortada tanıyacak bir devlet kalmasın diye mi?
İsrail Gazze Şeridi'ni tam işgal planını hayata geçirdi bile.
Öbür yandan Batı Şeria'da kalıcı işgali iyice derinleştirecek, eski bir devasa yerleşim planını raftan indirdi.
Filistin topraklarının kuzey ve güneyi arasına hançer gibi saplanacak bir adım atmak üzere.
İki devletli çözüm ihtimalini fiilen ortadan kaldırmak istiyor.
Bunları engellemek gerek ama uluslararası düzen İsrail'in suçlarına göz yumak üzerine kurulmuş.
Tek bir ABD'nin "hayır" oyu, küresel siyaseti, vicdanı, adaleti felç edebiliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan boşuna yıllardır "Dünya beşten büyüktür" demiyor.
"Daha adil bir dünya mümkün" çağrısı yapmıyor.
Bu düzen değişmeli.
Başka Gazzeler yaşanmasın diye.
Ama önce Gazze kurtarılmalı.
İsrail hükümet bu suçlarının hesabını vermeli.


Yazarın diğer yazıları
Çağrı Alkan
Utanıyorum