Ülkesini de dünya siyasetini de devlet adamı gibi değil de şirketini yönetir gibi yönetiyor.
İlk dönemde seçimi kazandığında, Cumhuriyetçi Parti içindeki 20'den fazla aday adayından, devlet tecrübesi olmayan tek isimdi.
Donald Trump iş dünyasından gelme bakış açısını devlet yönetirken de koruyor.
Farklı tavrında onu diğerlerinden ayıran en önemli özelliğiyse her olumlu ya da olumsuz durumdan maddi anlamda kazançlı çıkmaya çalışması.
Maddi derken, gerçekten paradan bahsediyorum.
Gazze onun için bir emlak meselesi.
Kafkaslar'da barış, işletme girişimi.
Körfez'deki krizler her iki tarafa da silah satmak için bulunmaz fırsat.
Şimdi de Ukrayna'da hem savaştan, hem barıştan kâr ediyor.
Hatırlarsınız, savaş zamanına Rusya'ya Ukrayna'ya desteği kesmeye karar vermişti.
Sonra nadir toprak elementleri üzerine anlaşma yapınca durum değişti.
Destek yeniden başladı.
Şimdi de Rusya ile Ukrayna arasında barış anlaşmasının yolunu ararken ülkesinin ceplerini dolduruyor.
Alaska'daki Trump-Putin zirvesi sembollerle ve sıra dışı manzaralarla doluydu.
Ertesinde Beyaz Saray'da Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy ve Avrupalı liderlerle yaptığı görüşme de bir o kadar ilginç ve dikkat çekici oldu.
Güvenlik garantileri ve toprak meselesi konuşuldu.
Aslında olan, pozisyonunu değiştirmeyen Putin'in taleplerinin Zelenskiy ve Avrupalı liderlere iletilmesiydi.
Oval Ofis'teki Ukrayna haritasında Rusya'nın işgali altındaki bölgeler görülüyordu.
"Ukrayna liderine yeni sınırların bunların dışında. Artık kabul et" mesajı olarak algılanması işten bile değildi.
Zaten toplantı daha başlamadan sosyal medya üzerinden Zelenskiy'e "Kırım ve NATO üyeliğini unut. İstersen hemen barış yapabilirsin" diyerek onu barışa engel olan taraf durumuna soktu ki bence hiç de hoş bir hareket değildi.
Zelenskiy'nin bir önceki ziyareti tam bir travmaydı.
Kameralar önünde azarlanması, bu kez yanında birçok Avrupalı liderin bulunmasının sebebiydi.
Trump liderlerle farklı bir salonda toplantı yapmadan önce, onları Oval Ofis'te karşısına dizdi.
Verilen fotoğraf bana kalırsa Avrupa adına üzücü bir manzaraydı.
Trump daha önce Zelenskiy için "Ukrayna'ya milyarlarza dolar yardım gönderdik, bir kere bile teşekkür etmedi" demişti.
Ukrayna lideri bu kez Trump'a 11 kez teşekkür etti.
Bunların 8'i sadece bir dakika içindeydi.
Trump, Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un kulağına fısıldarken mikrofon açık kalmıştı.
"Bence Putin, benim için bir anlaşma yapmak istiyor" dedi.
Avrupalı liderleri, en başta da en muhalif gördüğü isimlerden Macron'u ikna etme çabasında olduğu anlaşıldı.
Fransız liderin duyduklarından memnun olmadığı yüzünden belli oluyordu.
Çünkü "önce ateşkes" prensibi rafa kalkmıştı.
Trump, doğrudan bir savaşı bitiren bir anlaşma yapabilecekleri konusunda ısrarlı.
Avrupalı liderler ikna olmamış olsa da şu aşamada en azından kalıcı güvenlik garantilerini elde etmeyi amaçlıyorlar.
Çünkü Rusya'nın bir gün Ukrayna'nın da ötesine geçip özellikle Baltıklar'dan Avrupa'ya yönelmesine dair endişe hâlâ ciddi ve güncel.
Güvenlik garantileri için, NATO olmadan NATO'nun 5. Maddesine benzer bir mekanizma kurulması konuşuluyor.
Oldukça zorlu bir platform çünkü Avrupa bile hala ABD'nin güvenlik şemsiyesi altında.
Trump bu fikre soğuk değil.
Çünkü bir "al-ver tüccarı" olarak buradan da ciddi bir kazanç elde etmesi muhtemel.
Zira Avrupa, gerçekleşirse böyle bir mekanizma için ABD'den 100 milyar dolarlık askeri alım yapacak.
Üstüne bir de Ukrayna lideri, ABD ile 50 milyar dolarlık ortak İHA üretimini gündeme getirdi.
Yani Ukrayna ve Avrupa "Bizi gözeterek bir çözüm bul, seni de mutlu edelim" diyor.
Savaşta Ukrayna'nın değerli madenlerine ulaşan Trump için, bunun üzerine barıştan da 150 milyar dolar kazanmak oldukça avantajlı.
O nedenle Çin başta olmak üzere pek çok jeopolitik risk etkisinin yanında, ticari açıdan da Ukrayna savaşını bitirmek için hevesleniyor.
Üstelik bu kazanımlara, savaşın ardından Rusya ile normalleşme döneminde Rus toprakları ve Kuzey Kutup bölgesinde elde edeceği ticari kazanımlar henüz dâhil değil.