Tanıkları yok etmek
İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki katliamlarında işlediği son insanlık suçlarından birine Nasır Hastanesi sahne oldu.
Pazartesi günü çifte bombardımanla 60 kadar Filistinli şehit edildi.
Aralarından 6'sı gazeteciydi.
Uluslararası medya ağları için çalışıyorlardı.
Bölgede her bir santimetrekare zaten çok tehlikeli.
İnsanlar her gün bombalar altında şanslarının yaver gitmesi ve bir sonraki güne uyanabilme umuduyla hayatlarını sürdürüyor.
Kamu yararına çalışan gazetecilerse, sağlık ve yardım çalışanları gibi diğer görevlilerle birlikte bir tehlikeyi en az iki kat daha güçlü şekilde hissediyor.
İsrail'in 7 Ekim 2023'ten beri süren katliamlarında şimdiye kadar 245 gazeteci şehit oldu.
İsrail katliamlarda zaten ayrım gözetmiyor.
Çocuk-kadın-yaşlı-genç demiyor.
Gazetecilerin birçoğu ise kasıtlı olarak katledildi.
Peki İsrail bunu neden yapıyor?
Neden gazetecileri hedef alıyor.
Aslında bu sorunun cevabı çok basit.
Tanıkları yok etmek istiyor.
Gazze'deki gazeteciler, bölgenin dünyayla tek daimi bağlantısı.
Her gün canlarını defalarca tehlikeye atarak görevlerini yapmaları sayesinde İsrail'in katliamları dünyaya duyuruluyor.
İşlenen insanlık suçlarından insanlık haberdar oluyor.
Evet, günümüz iletişim devri.
Evet herkesin cebinde kameralı cep telefonları var.
Ancak Gazze'de iletişim sıkıntısı çok büyük.
Yüksek kaliteli interneti bırakın, telefonla bile insanlara rahatlıkla ulaşmaya imkân yok.
Yani "vatandaş gazeteciliği" İsrail'in karartması nedeniyle neredeyse imkânsız.
Uluslararası medya kuruluşları için canları pahasına görev yaparak Gazze'nin sesi olan gazetecilerse, kurumlarının sağladığı daha profesyonel teknik imkânlarla oralarda olanları dünyaya ulaştırmayı başarıyor.
İsrail'in en istemediği şey de bu.
Dünyanın, işlediği suçların farkında olması.
Üstelik yakında Gazze Şeridi'ni tam işgal planına hız verecekler.
Haliyle onlar açısından ne kadar az gazeteci, o kadar az bilgi akışı demek.
Aynı derecede az tepki ve sorun anlamına da geliyor.
Meslektaşlarımız o bölgede kelimenin tam anlamıyla "kelle koltukta" görev yapıyor.
Ve ne yazık ki mesele İsrail olunca tüm insanlık suçlarına göz yuman, kulaklarını tıkayan bir kesim hala var.
Üzülerek söylemeliyim ki bunların arasında aynı mesleği yapanlar, yani gazeteciler de bulunuyor.
BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese, Nasır Hastanesi'ndeki katliamdan sona sosyal medyadan ne de güzel yazdı...
"Cesur Filistinli meslektaşlarının soykırımı belgelerken katledilmesine tepki göstermeyen tüm gazetecilere yazıklar olsun..."