Yukarıdaki başlık tamamen ABD, hatta doğrudan Biden yönetiminin penceresinden yazılmış bir ifade.

Konu aylardır dünyanın gündeminde ilk sırada olduğu gibi, yine İsrail.

Beyaz Saray'ın patronu açısından Netanyahu, bugünlerde ağabeyine diklenen yaramaz bir küçük kardeş gibi.

Meseleyse aile içindeki çocuk kavgaları kadar küçük çaplı ya da masum değil.

Doğrudan insan hayatı, toplu katliamlar, hatta soykırım...

Birkaç gün önce yaşananlar, Netanyahu'nun artık Biden yönetimi için ne kadar can sıkıcı olmaya başladığını ortaya koyar nitelikte.

Aslında bir yandan da ABD'nin bile, İsrail hükümetinin gözünü ne kadar kan bürüdüğünü, ne kadar katliam heveslisi olduğunu, nasıl Filistin nefretiyle dolu olduğunu görmesi bakımından dikkat çekici.

ABD, 7 Ekim'den beri İsrail'e en büyük desteği veren ülke.

Yani insanlık suçunun en büyük ortağı.

Bunu bir kenara koymak lazım.

Başkan Joe Biden bile gönderdikleri bombalarla Gazze'de masum sivillerin katledildiğini kabul etti.

Zaten İsrail nedeniyle uluslararası camiada, hatta kendi sokaklarında ve üniversitelerinde çok büyük tepkilerle karşı karşıya.

Görünen o ki daha fazlasını artık o da göze alamıyor.

İsrail'in Refah'a kapsamlı kara saldırını engellemeye çalışsa da Netanyahu hükümetinin inadını kıramıyor.

Sonunda o da çareyi İsrail'e bomba sevkiyatını engellemekte buldu.

Çünkü Refah'a kapsamlı harekât, çok büyük sivil katliamlarına yol açacak.

Ayan beyan ortada.

Bomba sevkiyatını durdurmak da Netanyahu'ya çok büyük bir uyarı.

"Refah'a saldırı olursa silahları unutun" diyor.

Lakin Netanyahu aşırı sağcıların da zorlamasıyla Refah'a saldırılarda ısrarlı olduğunu açıkça ilan ediyor.

"Gerekirse yanız kalırız" diyor.

Partisinden bir milletvekili de çıkıp, "ABD'nin göndereceği hassas bombalar olmazsa, elimizdeki hassas olmayan bombaları kullanırız" diyor.

Şimdiye kadar çoluk çocuk neredeyse 35 bin Filistinliyi şehit etmemişler gibi, istiyor ki kan gövdeyi götürsün.

Çünkü biliyorlar ki ABD Afganistan'da ve Irak'ta pek çok sivili katletti ve hiçbir şey olmadı.

Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da BM Güvenlik Konseyi'nde arkalarında olmayı da sürdürecekler.

Yani "küçük ABD"yi oynamaya çalışıyorlar.

Bunun tek işareti katliamlarda ısrar etmeleri değil.

İsrail Necef Çölü'nde de küçük bir Guantanamo kurmuş.

Sde Teiman Cezaevi'nde, tıpkı ABD'nin Guantanamo'da yaptığı gibi suçlu olsun olmasın oraya tıktığı Filistinlilere insanlık dışı muamelelerde bulunuyor.

Üstelik bunlar ABD medyasında yayınlanıyor.

Hem de Biden'a ve demokratlara yakın olan CNN'de.

Yani aslında Biden yönetimi İsrail'e aba altından sopa göstermeye devam ediyor.

Ama yaramaz küçük kardeşin bundan pek de anlayacağı yok.

Bu arada ABD'nin tepkilerine bakıp da ümide kapılmayın derim.

Evet Biden Netanyahu'dan rahatsız olabilir, hatta belki değiştirmek bile isteyebilir ama ABD-İsrail ilişkilerini iki ayrı boyutta ele almak lazım.

Hükümetlerarası ilişki bunun bir boyutu.

Diğeri se devletlerarası ilişki.

Yani ABD, daimi müttefiki İsrail'e destek vermekten azla vazgeçmeyecektir.

Bunun sebebi de çok boyutlu.

Hamas'ı da en az İsrail kazar istemedikleri açık.

Hamas'ın yok edilmesine destekleri de bitmeyecektir.

Burada ayırt edici olansa, İsrail'in sivil katliamlarının boyutunun ABD'yi de artık zor duruma düşürüyor olması.

Hatta Kasım'daki seçimlerde Biden'ın siyasi akıbetine bile mal olma endişesi var.

Dünyadan gelen tepkiler, sokaklarda aylardır süren protestolar, son dönemde üniversitelerde yükselen tepki dalgası ve cumhuriyetçilerin baskısına bir de hakkında dava açılan Trump'ın "Yahudiler Biden'a oy vermesin" çağrısı eklendi.

Amerikan seçimleri açısından ortalık toz duman olmaya çok yakın.

Biden'ın bu fırtınadan siyaseten sağ çıkma ihtimali de gittikçe azalıyor.

İsrail'e karşı ilk kez yaptığı samimi eleştiriyse onun adına her şeyi daha da karmaşık hale getirdi.

Netanyahu'nun da siyasi akıbetini kurtarmak için savaşı uzatmaktan başka seçeneği kalmadığı çokça yazılıp çizilmişti.

Yani fena halde karşı karşıya gelmiş durumdalar.

Buradan bakınca Biden'ın önünde tek seçenek görünüyor.

O da bir şekilde Refah'a kapsamlı kara harekâtı olmadan, Netanyahu hükümetini Hamas'ın kabul ettiği ateşkesi onaylamaya ikna etmek.

Amerikan NBC televizyonunun yaptığı haber bunun kolay olmayacağını da gösterdi.

O habere göre Netanyahu, ateşkesi kabul etmeyi ABD'den Refah'a kara saldırısına onay almaya bağlamak istiyor.

Yani önce katliam, sonra ateşkes...

Tarih sizi gerçekten affetmeyecek.