Bu nasıl müttefik?
Türkiye kendisine "müttefik" diyen ülkelerden az çekmedi.
Terör örgütü üyelerini, hatta elebaşlarını istersiniz vermezler.
Savunma ihtiyacınız için acil hava savunma sistemi lazımdır, satmazlar.
Başka yerden karşılamak zorunda kalırsınız, tepki gösterirler.
Hatta F-35 projesinden dışlarlar.
Gerektiğinde "Türkiye şöyle önemli böyle önemli" derler.
Göç konusunda topu size atarlar, gerektiği gibi külfet paylaşmazlar.
Sizin bir savunma ihtiyacınız olduğunda ayak direrler.
Hal böyle olunca da Türkiye'ye de "kendi göbeğini kesmekten" başka yol bırakmazlar.
Gerçekten de her işte bir hayır var.
Türkiye bu sayede kendi savunma sanayisini güçlendirdi.
Dünyanın parmakla gösterdiği ülkelerden biri haline geldi.
Kendi çıkarları doğrultusunda daha otonom bir uluslararası politika izleme gücü de buldu.
Bir "müttefikimiz" ise şimdi Türkiye'ye enerji konusunda çelme takıyor.
O ülke en büyük ticaret ortağımız olan Almanya.
Akkuyu Nükleer Santrali için gerekli teçhizatı göndermiyor.
Projeyi yavaşlatıyor.
Aslında mesele 2023'ün başlarına kadar dayanıyor.
Son dönemde yeniden gündemde.
Türkiye, Alman şirket Siemens'le santral için elektriğin iletimini sağlayan parçaları satın alımı için anlaşma imzalamıştı.
Parasını ödedi, şirket bir taahhüt verdi.
Ancak aylardır bu parçaların Türkiye'ye gönderilmesine izin verilmiyor.
Temmuz ayındaki NATO zirvesi sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Alman Başbakan Olaf Scholz ile konuyu görüşmüştü.
Durumdan rahatsız olduklarını açıklamıştı.
Ancak Almanya harekete geçmiyor.
Şirkete o ürünleri Türkiye'ye gönderme izni bir türlü verilmiyor.
Firmanın bir yetkilisi Alman ihracat yasalarına işaret etti.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar da birkaç gün önce konuk olduğu canlı yayında Almanya'nın yaklaşımını eleştirdi.
Söz konusu gecikmenin inşaatı yavaşlattığını söyledi.
"Hiçbir hukuki yaptırım konusu olmayan, siyasi tutumla alınmış bir karar" dedi.
Santrali Rusya yapıyor.
Anladığımız kadarıyla mantık şöyle işliyor.
Rusya'nın buradan elde edeceği geliri Ukrayna'daki savaşın finansmanında kullanmasını önlemek amaçlanıyor.
Ancak projenin yatırımı amorti etmesi bile 10-15, belki de 20 yıl sürecek.
Bunu bizzat bakan söylüyor.
Dahası Rusya halihazırda birçok batılı ülkeyle de az ya da çok ticaret yapıyor.
Peki Almanya o ülkelere de aynısını yapıyor mu?
Tabii ki hayır.
Üstelik mesele sadece Almanya da değil.
Bakan Bayraktar Fransa ve İngiltere'nin de benzer tutum sergilediğini açıkladı.
Ancak Türkiye alternatifsiz değil.
Daha önceki hatalarını tekrarladıklarında kaybeden yine batı olacak.
Çünkü alternatif sipariş Çin'e geçildi bile...
Ondan sonra da "Türkiye doğuya yaklaşıyor" serzenişi yine başlayacak.
En azından bu kez şapkalarını önlerine koyup "Sebebi bizzat biz miyiz?" diye düşünseler...
Almanya bu tür engelleri ilk kez de çıkarmıyor.
Altay tankının güç ünitesinde ve Eurofighter savaş uçağı alımı gibi konularda da aynısını yapmıştı.
Bununla da bitmedi tabi...
Şimdi de Şili üzerinden Türkiye'ye kanca takmaya çalışıyorlar.
Şili, Almanya'dan Leopard 2 tankları almak istiyor.
Almanya'nın şartı ise "Eskiyen tanklar için Aselsan ile modernizasyon anlaşması yapmayacaksınız" oldu.
Oysa o anlaşma çoktan yapılmıştı.
Hatta ilk aşaması tamamlandı.
Görünen o ki bunu bozmak için ellerinden geleni yapacaklar.