Alıcılarınızın Ayarlarıyla Oynamayınız!
Geçen yüzyılın edebiyatçı, mütefekkir, yazar, çizer şâirleri arasındaki mektuplaşmaya yolum tesadüfen düştü, diye başlayabilirdim anlatmaya. Ama tesadüf dersem, ihtiyacımı bilen kudretin bir şekilde elimden tuttuğunu görmezden gelme körlüğüne uğrarım diye korkuyorum.
O yüzden buluştuk, rastlaştık, tevafuk ettik diyeyim, mektuplu, mektuplaşmalı kitaplara.
Şimdi elimde bir külliyatın onuncu cildi var. Kubbealtı Neşriyat'ın yazar Sâmiha Ayverdi'nin uzak yakın dostları ile mektuplaşmalarını derlediği serinin onuncu cildi "İlim, Fikir Ve Sanat Adamları" alt başlığını taşıyor.
Aysel Yüksel ve Zeynep Uluant tarafından tarafından hazırlanan derleme, çok kapsamlı bir çalışma. Peki, ne maksatla verilmiş bunca yıllık emek?
Bunu kitabın girişindeki takdim yazısından gözleyelim.
"İmân ve kültür hayatımızın mühim sîmâlarının karşılıklıklı mektuplaşmaları, millî ve mânevî değerlerimizin anahtar vesikaları arasında mühim bir yer tutar. Mutasavvıf ve mütefekkir Sâmiha Ayverdi'nin kültür, edebiyat, fikir sanat ve sosyal hayatımızın mühim şahsiyetleriyle mektuplaşmaları da böyledir.
Elinizdeki kitap ise Hâlit Ziyâ Uşaklıgil, Ahmet Muhip Dranas, Âdile Ayda, Bahadır Dülger, Andreas Tietze, Hâlide Nusret Zorlutuna, Süheyl Ünver ve daha nice değerli sîmâları içine almaktadır.
1944-1992 târihleri arasında farklı kişilerle yapılan bu mektuplaşmaların ne yazık ki hepsi arşivimize ulaşmamıştır.
Aynı zamanda bu mektuplar, tarafların dil, kültür ve îman hayatımıza, memleket meselelerine ne kadar önem verdiklerini de göstermektedir.
Ayrıca bu yazışmalar, yazarın şahsiyet yapısı, prensipleri, çalışmaları ve düşünceleri hakkında bir hayli ipucu vermektedir ki meselenin bu yönüyle ilgilenecek araştırmacılar için de dikkatle üzerinde durulacak bir kaynak olacaktır."
Aslında kimseye bir teklifim yok. Bu mektuplaşmaların taraflarını tanıyanlar için zaten mâlum. Öte yandan çağın sığlığında bir kaşık suda boğulmalık, kestirmeci Türkçemizle, biz de bu yoğun kıvama uyum sağlayamıyoruz. O yüzden alıcılarınızın ayarlarıyla oynamayın uyarısını yaptım, zira bu başka bir lisan, başka bir dil; hem usulden, hem esastan. Zira mı? Yahu zira nedir...
Binlerce sayfalık, cilt cilt ayrılmış mektuplaşmalardan, gündelik şeyler üzerine küçük bir örneği paylaşayım, sonra yine günümüze dönelim. Necip Fazıl Kısakürek'ten, Semiha Ayverdi'ye kısa bir mektup;
"Pek Muhterem Hanımefendi,
Tasavvur edemeyeceğiniz meşgaleler yüzünden ne gelebildim ne de telefon edebildim. Görüştüğümüz zaman arz ederim. Siz de etrafımdaki her sözümü ve hareketimi tahdit eden beklenmedik mazeretler yüzünden hâlime acırsınız. Lütfen müsveddeleri arkadaşa lütfetmeniz ricâsıyla eb derim ihtiramlarımı takdim ederim."
Yazışmaların "kib", "aro", "ok", "öptm" diye bitmediği zamanlarda günlük yazışma da böyleymiş demek.
Yazarın diğer yazıları

Hamas, UAD görüşünü değerlendirdi: Uluslararası mahkeme açlığın silah olarak kullanıldığını teyit etti

AK Parti Genel Başkanvekili Ala'dan soykırımcı İsrail'e tepki: Batı Şeria'yı ilhak kararı uluslararası hukukun açık ihlali

İçişleri Bakanı Yerlikaya paylaştı: Makas atanı 112'ye bildirin, biz gereğini yaparız

AK Parti'den soykırımcı İsrail'e tepki: Batı Şeria topraklarını ilhak, soykırım siyasetinin yeni bir adımı
