ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


Manalı Yorgunluk

Son haftalarda iyiden iyiye hissettiğim bir yorgunluk var. Ne mevsim geçişi, ne iş güç yoğunluğu ne de vitamin eksikliği ile açıklayabilirim. Yorgunluk; herhangi bir şeyi yerinden konuşamama yorgunluğu.

İlk Sumud filosunun dönüşünde yaşananlarla ağır biçimde hissettim. Dönen gönüllülerin yaptıkları kıymetli çabayı neredeyse gölgelemeye yönelik tartışmalarla konuşuldu, yazıldı; bilhassa sosyal medyada. Oysa o sırada Gazze ölmeye, öldürülmeye devam ediyordu. (Şimdilerde ancak bir niyet beyanı olarak imzalanan, ancak kısa sürede İsrail tarafından ihlal edilen ateşkesi sağlayan metnin gücünün neye yeteceği de belirsizliğini de koruyor. Allah Gazze'ye, onunla insan kalmaya çalışanlara da yardım etsin.)

İkinci hadise bir müddettir yine sosyal medya üzerinden istikametini çoktan kaybetmiş olan Selimiye Camii'nin restorasyonu etrafında olup bitenler. Cami, tayin edilen bir kurulun öngördüğü şekilde restorasyonun son aşamasına yaklaşmışken, bu projeye iç tezyinat üzerinden itiraz eden tahkik heyetinin görüşlerinin arasında duruyor ve iki kurulun görüşü arasında birlik sağlanamadığından, konuyunun taşındığı mahkemenin ara kararı ile bekliyor.

İki taraf arasında belirgin bir görüş, bakış açısı ve buna dayanan uygulama anlayışı farklılığı olduğu kesin. Fakat konunun taraflarından ziyade, tartışmaya katılanların bazısının dili, üslubu tam bir hayal kırıklığı.

Yıllar içinde biriktirilmiş öfkeler balon gibi şişmiş, Selimiye'nin minaresi de balonu patlatmış gibi.

Sanat tarihçisi değilim, hatta, müzehhib değilim, mimar mühendis değilim. Ancak karşılıklı görüşleri yan yana koyduğumda benim de içimde beliren bir şeyler oluyor. Fakat gerçekten konu bunun da ötesine geçiyor. Üstelik zaten bir mahkeme ara kararı var ve onun vuracağı yer bekleniyor.

Keşke temiz bir dille konuşmak mümkün olsa. Ve mesele "yerinden" konuşuluyor olsa.

Bu meseleyi konuşmaya, yazmaya devam edeceğiz belli ki; ancak şimdi kulağımda geçen gün bir büyüğümden duyduğum, üstelik hepimiz de bildiği bir söz var;

"Müslümana, yalan olarak, her duyduğunu konuşması yeter"

İşin aslına varmak için gereken serinkanlı ve akıllı ve adil hali korumak inşallah mümkün olur. Şahsi çabam da bundan ibaret.


Yazarın diğer yazıları