Düşmanın Da Merdi Olsun… Nerde…
Düşmanın da merdi olsun olacaksa, diye bir anlayış, bir dua vardı.
Vardı... Eskiden. Eskiden bulunmuş muydu, yoksa o zaman da boş bir
beklenti miydi bilmiyorum. Ama şimdi düşman bir kenara, dostun da
düzgününü bulmak zor. Bilmem ki hâl nice olacak.
Atılan imzalar çocukların ölmemesine -bombadan ya da açlıktan- vesile
olsun diye minimumda beklentiler içindeyiz. Sonrası? Muamma. Zorba
soykırımcı İsrail dursun da... İlk hedef bu. Çocukları öldürmesin, sivilleri
öldürmesin, Filistinlilere yardım götürmek, seslerini daha fazla dünya
gündeminde tutmak olan gönüllüler tehdit altında olmasın, hapislere
atılmasın... Beklenen şimdi bu.
Ve haberler gelmeye devam ediyor. İsrail kin ve hıncını yine Kudüs'te
Mescid-i Aksa'yı taciz ederek kabartıp, provokasyonlarını sürdürüyor.
Biz ne yapacağız. Herkesin cevabı kendinde ve kendi kadar. İzliyoruz.
Takip ediyoruz. Ne yapabiliyorsak onu yapabiliyoruz. Konuşmak neye
yarar diyenlere gönül koyuyorum. Kirli ve şiddetli bir dünyada çok nahif
mi göründü bu? Bence de. Eli yeten eliyle, dili yeten diliyle.
Yaşananlara şahidiz. Sorulduğunda hesabı, günün sahibi tarafından
tatminkâr bir cevap olacak mı? Sanmıyorum. Ama bu, bu kadar. Her
gün, her tarafıyla, her dilde ve gönülden Filistin ile yaşamaya devam
ediyorum.
Sonra haberlerden olanları öğreneceğiz.
Vardı... Eskiden. Eskiden bulunmuş muydu, yoksa o zaman da boş bir
beklenti miydi bilmiyorum. Ama şimdi düşman bir kenara, dostun da
düzgününü bulmak zor. Bilmem ki hâl nice olacak.
Atılan imzalar çocukların ölmemesine -bombadan ya da açlıktan- vesile
olsun diye minimumda beklentiler içindeyiz. Sonrası? Muamma. Zorba
soykırımcı İsrail dursun da... İlk hedef bu. Çocukları öldürmesin, sivilleri
öldürmesin, Filistinlilere yardım götürmek, seslerini daha fazla dünya
gündeminde tutmak olan gönüllüler tehdit altında olmasın, hapislere
atılmasın... Beklenen şimdi bu.
Ve haberler gelmeye devam ediyor. İsrail kin ve hıncını yine Kudüs'te
Mescid-i Aksa'yı taciz ederek kabartıp, provokasyonlarını sürdürüyor.
Biz ne yapacağız. Herkesin cevabı kendinde ve kendi kadar. İzliyoruz.
Takip ediyoruz. Ne yapabiliyorsak onu yapabiliyoruz. Konuşmak neye
yarar diyenlere gönül koyuyorum. Kirli ve şiddetli bir dünyada çok nahif
mi göründü bu? Bence de. Eli yeten eliyle, dili yeten diliyle.
Yaşananlara şahidiz. Sorulduğunda hesabı, günün sahibi tarafından
tatminkâr bir cevap olacak mı? Sanmıyorum. Ama bu, bu kadar. Her
gün, her tarafıyla, her dilde ve gönülden Filistin ile yaşamaya devam
ediyorum.
Sonra haberlerden olanları öğreneceğiz.
Yazarın diğer yazıları

Ekrem İmamoğlu'nun savcılara hakaret davasında karar: Düşürüldü!

Doğum yardımı ödemeleri yolda! Bakan Göktaş tarih verdi

Milli hava kalkanı iş başında: Hisar-O test atışı tam isabetle sonuçlandı!

Bakan Bayraktar: NTE oyun değiştirici bir konu!
