Necip Fazıl Ödülleri ilk gününden teneffüs ettiğim bir atmosfer.
Kendi çağından sonra kuşakları etkileme kudretindeki büyük şairin adına
ihdas edilmiş bir takdir yoktu.
Star Gazetesi bu önemli sorumluluğu üstlenme cesaretini gösterdi.
Cesaret. Çünkü adına ödül verilen isim büyük.
Cesaret; çünkü bu sadece büyük şaire layık olma meselesi değil, aynı
zamanda yaşayan değerleri görme, gösterebilme, taşıyabilme sorumluluğu
demek.
İlk seferinde dört dalda verilen ödülün başlıkları, şiir, hikaye-roman, fikir-
araştırma ve saygı adlarını taşıyordu.
Saygı ödülü başta olmak üzere bu kategoriler, güncel kültür sanat hayatımızın
yaşayan, ömürlerini ödül aldıkları alana vakfetmiş isimlerine vefa manasına da
geliyordu. Takdir, teşekkür ve vefa. "Bize ve bizde sonraya ne kıymetli şeyler
bırakıyorsunuz "dercesine.
Zamanla ödül kategorileri çeşitlendi. İşin içine müzik, mimari, çocuk
edebiyatı, ilk eserler girdi.
Hepsi çok önemli. Hepsi -benim için- unutulmaz.
Yine de açıldığı yıldan itibaren ilk eser ödülleri merakımın odağını oluşturuyor,
itiraf etmem lazım.
Diğer ödül alanları uzun yıllara yayılmış çalışmaları ile az veya çok tanıyorum
da, edebiyatta ilk eser ödül sahipleri gerçekten muazzam bir merak duygusu
uyandırıyor.
Ödül törenlerinde veya öncesi televizyon çekimlerinde bu eseri aldığı için
söyleşiler yaptığım her bir yazar ve şaire heyecanla baktım, dinledim.
Çünkü bu yaşayan edebiyatın doğumuna, büyümesine, yeni isimler almasına
doğrudan şahitlik.
2025 Necip Fazıl İlk Eser Ödülü'nü paylaşan iki isim; öyküsü ile Merve
Uygun, şiiriyle Hasan Bozdaş oldular.Önce satırları, mısraları ile tanımaya başladım, sonra kendilerini dinledim.
Doğumlar, büyümeler, serpilmeler; ne heyecanlı şeyler.
Necip Fazıl Ödülleri vefayı olduğu kadar, arayış ve keşifleri de temsil ediyor.
Şükürler olsun ki, Necip Fazıl sadece yazdıkları ve söyledikleri ile tarihte
donuklaşmıyor, yeni nefeslere, seslere yol da açıyor.