“Biz Türkülerin Milletiyiz”
2025 Necip Fazıl Ödülleri'nin sahiplerini bulmasına sayılı gün kala şu aralar
ödül sahipleri kıymetlilerle tanışma, söyleşme fırsat kapısından giriyorum.
Bu yılın müzik ödülü sahibi Bayram Bilge Tokel de bu kıymetlilerden bir
kıymetli.
İlk gençlik yıllarımdan itibaren kimi TRT'de kimi özel kanalda olmak üzere
müzik üzerine yaptığı programlardan biliyorum, biliyoruz Tokel'i.
Sadece çaldığı bağlamanın, söylediği türkünün bozların değil, sohbetinin de
sesini duyduk. Değerin peşinde geçen bereketli bir ömür sürenlerden.
Ömrünü vakfederek inandığı ve beslendiği değere hizmet edenlere teşekkür
etmek gerçekten zor. İşte Necip Fazıl adına ödül takdimi belki bu zoru
mümkün kılması bakımdan da önemli. Böylelikle, bizim olan, yerli ve milli olan
diye iftihar ettiğimiz şeyler, nostaljik arayışlardan çıkıp yaşayan bir şeye
dönüşüyor.
***
Sazı ve sesine aşina idim de, yazısına değildim doğrusu. Bugünler, Bayram
Bilge Tokel'i araştırmacı ve edip yönüyle de tanıma imkanı verdi.
Elime aldığım eserlerin arasında, satırlarının içinde geziniyorum. Müzik, tarih,
edebiyat, sosyoloji araştırmacılarına daha fazla şey söylüyor bu eserler
kuşkusuz. Ama halkın kadim müzik ve edebiyat dili içinde dolaşmayı seven
benim gibi sıradan okura da verdiği bir nefes var.
Sadece ondan alıntılarla yazmak, siz okurun zevkini daha çok beslerdi ama o
kadar yerimiz yok. Onun yerine güncel sorularımıza cevabı daha başlığıyla
teklif edebilmiş birkaç yazısını paylaşmak isterim.
Bayram Bilge Tokel bir kitabının ara başlığında şöyle bir cümle kullanmış;
"Sanat bilinmek için değil, bilmek için yapılmalı"
Na yaptığımız kadar, neden yaptığımızı aratan bir giriş. Sadece sanat için mi,
hayatın başka nerelerine değebilir bakış?
Aynı kitabın arka kapağının başındaki uzun girişi atlayarak (ama Cumhuriyet
öncesi ve ve Cumhuriyet devrindeki yalnız kaderini kasıtla sorduğu), şu
çarpıcı soruya da bakalım;"Türkü; nasıl olmuş da hiçbir zaman arkasında sermaye gücü, medya kayırması, devlet desteği ve akademik katkı olmadığı halde ülke müzik gündemindeki yerini ve ağırlığını koruyabilmiştir?"
Bunun kısa cevabı, galiba kitabın adı; "Türküler Kalır"
Hikayesi ve görüşü ise okurun keşfini bekler.
ödül sahipleri kıymetlilerle tanışma, söyleşme fırsat kapısından giriyorum.
Bu yılın müzik ödülü sahibi Bayram Bilge Tokel de bu kıymetlilerden bir
kıymetli.
İlk gençlik yıllarımdan itibaren kimi TRT'de kimi özel kanalda olmak üzere
müzik üzerine yaptığı programlardan biliyorum, biliyoruz Tokel'i.
Sadece çaldığı bağlamanın, söylediği türkünün bozların değil, sohbetinin de
sesini duyduk. Değerin peşinde geçen bereketli bir ömür sürenlerden.
Ömrünü vakfederek inandığı ve beslendiği değere hizmet edenlere teşekkür
etmek gerçekten zor. İşte Necip Fazıl adına ödül takdimi belki bu zoru
mümkün kılması bakımdan da önemli. Böylelikle, bizim olan, yerli ve milli olan
diye iftihar ettiğimiz şeyler, nostaljik arayışlardan çıkıp yaşayan bir şeye
dönüşüyor.
Sazı ve sesine aşina idim de, yazısına değildim doğrusu. Bugünler, Bayram
Bilge Tokel'i araştırmacı ve edip yönüyle de tanıma imkanı verdi.
Elime aldığım eserlerin arasında, satırlarının içinde geziniyorum. Müzik, tarih,
edebiyat, sosyoloji araştırmacılarına daha fazla şey söylüyor bu eserler
kuşkusuz. Ama halkın kadim müzik ve edebiyat dili içinde dolaşmayı seven
benim gibi sıradan okura da verdiği bir nefes var.
Sadece ondan alıntılarla yazmak, siz okurun zevkini daha çok beslerdi ama o
kadar yerimiz yok. Onun yerine güncel sorularımıza cevabı daha başlığıyla
teklif edebilmiş birkaç yazısını paylaşmak isterim.
Bayram Bilge Tokel bir kitabının ara başlığında şöyle bir cümle kullanmış;
"Sanat bilinmek için değil, bilmek için yapılmalı"
Na yaptığımız kadar, neden yaptığımızı aratan bir giriş. Sadece sanat için mi,
hayatın başka nerelerine değebilir bakış?
Aynı kitabın arka kapağının başındaki uzun girişi atlayarak (ama Cumhuriyet
öncesi ve ve Cumhuriyet devrindeki yalnız kaderini kasıtla sorduğu), şu
çarpıcı soruya da bakalım;"Türkü; nasıl olmuş da hiçbir zaman arkasında sermaye gücü, medya kayırması, devlet desteği ve akademik katkı olmadığı halde ülke müzik gündemindeki yerini ve ağırlığını koruyabilmiştir?"
Bunun kısa cevabı, galiba kitabın adı; "Türküler Kalır"
Hikayesi ve görüşü ise okurun keşfini bekler.
Yazarın diğer yazıları
ABD'de ilk kez uygulanan kök hücre nakliyle görme artışı sağlandı
Ay'dan getirilen 50 yıllık örnek bilim insanlarını şaşırttı
Tansiyon ilacı Alzheimer belirtilerini farelerde temizledi
Araştırmacılar yaşlanmanın en kritik dönemini buldu