Gündemde alt sıralara düşmeye başladı ama Gazze'de katliam bitmek bilmiyor.

İsrail saldırıları sürdürürken bir yandan da olası yeni bir ateşkes ve esir takası için girişimler var.

Birkaç gün önce bu yönde umut doğdu ama İsrail o umutları yine söndürmeye çalışıyor.

Birçok ülke İsrail'in saldırılarını sona ermesi ve bölgede huzurun sağlanması için üç aşamalı bir çerçeve plan oluşturdu.

Hamas bu çözüm vizyonuna olumlu yaklaştı.

Kendi detaylı önerilerini masaya koydu.

O öneriler İsrail'e gitti ve bilin bakalım ne oldu?

Tabii ki reddedildi.

Aslında bu umutların tamamen tükendiği anlamına gelmiyor.

ABD Dışişleri Bakanı da çözüm planında anlaşmak için hala bir alan olduğunu söylüyor.

Öyle olmasa Hamas heyeti de müzakereler için Mısır'a gitmezdi.

Ama gittiler.

Fakat İsrail hükümeti Mısır'a heyet göndermedi.

Elbette hiç kimse bir anda anlaşma beklemiyor.

Şimdilik taraflar ellerindeki en büyük kartları oynuyor.

Bir tarafın ortaya koyduğu öneri, karşı taraftan kabul görmeyecek.

Sonrasında yeni bir öneri gelecek.

Taraflar birbirini tartacak ve kim ne kadar tavize verecek, bir noktada buluşulabilecek mi herkes görecek.

İşin normal de zaten bu.

Fakat burada İsrail'in yaptığı bir başka şey var.

Bu pazarlığa yine kan bulaştıracaklar.

Zaten devam eden saldırılardan bahsetmiyorum.

Pazarlıkta el yükseltmek için daha fazlasını da yapmaya niyetleri var gibi görünüyor.

Netanyahu hükümeti orduya Refah'a kara operasyonuna hazırlanması yönünde emir verdi.

O emir ne kadar gaddar olduklarını bir kez daha gösteriyor ki, bu kez hepsinden daha büyük acılar yaşanabilir.

Çünkü Refah kenti, Gazze Şeridi'nin en güneyinde.

Ötesi yok.

Biraz ilerisi Mısır sınırı.

İsrail aylardır saldırılar düzenlediği bölgelerdeki insanları "Daha güvenli" diyerek güneye sürgün etti.

2 milyon 300 binlik Gazze'de neredeyse 1 milyon 800 bin kişi evsiz.

Bunların çok büyük kısmı da güneye ine ine Refah'a kadar gittiler.

Zaten çok büyük bir barınma, gıda ve ilaç sorunu yaşanıyor.

Bir de İsrail burada büyük bir kara operasyonuna başlarsa, soykırımcı olduğunu kendisi de tescillemiş olur.

Yaptıkları o kadar ileri gitti ki artık en büyük destekçisi ABD bile "Bu kadar olmaz da" diyor.

En azından söylemde...

Başkan Biden kameralar önünde İsrail'in Gazze'ye saldırılara aşırıya kaçtığını söyledi.

"Ölen pek çok masum insan var ve bu son bulmalı" dedi.

Aynı gün içinde Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi'nden ve ABD Dışişleri'nden de benzer mesajlar geldi.

İsrail'in Refah'a öylece karadan saldıramayacağını söylediler.

Bunun felaket olacağını altını çizerek vurguladılar.

Biden yönetiminin Netanyahu hükümetinin bu tutumundan ciddi şekilde rahatsız olduğu da artık gizlenemeyen bir gerçek.

Çünkü İsrail'in kendilerini adım adım Ortadoğu'da bir savaşa çektiğinin Biden da farkında.

İsrail ABD'yi dinleyecek mi, pek sanmıyorum.

ABD bunun karşılığında bir yaptırım uygulayacak mı, onu da sanmıyorum.

Korkarım ki olan yine masum sivillere olacak.

İsrail hükümetinin bu acımasız tutumunun iç dinamiklerle ilgili bir sebebi de var.

Görünen o ki Netanyahu pamuk ipliğine bağlı kendi iktidarını bu şekilde kurtarabileceğini düşünüyor.

Hamas'ın elindeki esirlerin baskısı, aşırı sağcıların elinde oyuncak olan kırılgan koalisyon ve ABD'nin artan uyarılarının arasında sıkışmış durumda.

Öyle bir hale düştü ki bu saatten sonra iktidarda kalabilmenin yolunu savaşı devam ettirmek olarak gördüğünü söylemek yanlış olmayacaktır.

Tam da bu sebeple Gazze'nin geleceğini konuşma aşamasına geçmek istemiyor.

Çünkü şu aşamada kendi hedefleri açısından sahada mutlak zafere ulaşacağından emin değil.

Burada asıl iş, tarafları çözümde buluşturmak için yoğun baskı yapacak arabuluculara düşüyor gibi.

Dolaylı pazarlık muhtemelen en az birkaç hafta sürecektir.

Uluslararası toplum o süre içinde İsrail'i dizginleyerek ne kadar çok insanın canını kurtarabilirse o kadar iyi olacak.