ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


Zalimin hukuku

İsrail'in Gazze Şeridi'ne bombardımanlarında kadın-erkek, genç yaşlı ayırt etmiyor.

Sivilleri katletmekte hiçbir sakınca görmüyor ki, ne kadar kana susamış olduklarının göstergesi.

Daha da acı olanıysa, şehit ettikleri arasında çocukların oranı.

7 binden fazla çocuk bombalarla, enkazlar altında can verdi, vermeye devam ediyor.

Gazze Şeridi'ndeki tüm şehitlerin yüzde 40 kadarı çocuk.

Bu bile başlı başına İsrail'in soykırım zihniyetini tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor.

Çünkü çocuk demek gelecek demek, var olmak demek.

İsrail Filistinlilerin sadece evlerini, yurtlarını değil geleceklerini de yok etmek için çabalıyor.

Dahası bu soykırım zihniyeti, Yahudilerden bile sert tepki çekiyor.

Onlar içinde de aklıselim pek çok kişi var ve sesleri gün geçtikçe daha yüksek çıkıyor.

İsrail'in neden özellikle çocukları hedef aldığına gelince...

Bugün yaptıklarınızla yarının tohumlarını atarsınız.

Annesi, babası, kardeşleri, akrabaları katledilmiş, kendisi enkazdan çıkmış ama sevdiklerinden koparılmış bir çocuk düşünün.

Bu çocuğun, kendisine ve ailesine bunu yapanlara nefretle büyümesi kadar doğal ne olabilir?

O çocuklar yaşarsa gelecekte "özgürlük savaşçıları" olacaklar.

Bu soykırımın intikamını almak isteyecekler.

Bir Yahudi aktivist... Şlomo Yitzchak da tam bunu söylüyor.

"Bu çocukların her biri soykırıma tanık oldu. Aileleri ve sevdikleri gözlerinin önünde öldürüldü. Bu yüzden İsrail onların büyümesine izin vermiyor. Öldürüyor" diyor.

İşte meselenin özü bu.

Daha geniş kapsamdan bakacak olursak da, 1948 tarihli soykırım sözleşmesine göre İsrail Gazze'de tam olarak soykırım yapıyor.

En büyük destekçisi ABD de aynı zamanda en büyük suç ortağı.

Ve bu suçların cezasız kalması durumunda, tarihin göreceği daha büyük katliamlar ve soykırımlar için başkalarına cesaret vermesi işten bile değil.

İşte bu nedenle, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde İsrail'i yönetenler hakkında başlayan süreç önemli.

İsrail buna taraf değilmiş...

Ama Filistin taraf ve bu insanlık suçu Filistin topraklarında işleniyor.

Adaletin yerini bulması şart.

Tabii ABD bir şekilde yine engellemezse.

Bu da bir başka çok önemli tehlike.

Ve dönüp dolaşım Birleşmiş Milletler sisteminin nasıl felç olduğuna, reforma ne kadar çok ihtiyaç olduğuna dayanıyor.

Geçmişte Milletler Cemiyeti dağıldı ve yerine Birleşmiş Milletler kuruldu.

Şimdi BM de aynı akıbete doğru son sürat ilerliyor.

Bir ülkenin Güvenlik Konseyi'nde veto hakkını kullanmasıyla, koca bir dünyanın katliamlar karşısında eli kolu bağlanıyor.

Son ve en acı kanıtı Gazze Şeridi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Yunanistan dönüşü tam da bu konuda çok önemli bir tespit yaptı.

"İşlevsiz bir küresel sistem istemiyorsak, delik deşik bir uluslararası hukuk istemiyorsak Filistin'in kazanmasına destek olmalıyız. Yoksa güçlünün ve zalimin hukuku egemen olur ki, bu tüm dünya için bir felaket demektir." dedi.

Doğru söze ne denir!


Yazarın diğer yazıları