Ya geride kalanlar?
Tam 48 gün süren katliamın ardından, nihayet 4 günlüğüne de olsa geçici ateşkes sağlandı Gazze'de...
49. gün, yani Cuma günü büyük oranda sakindi.
İlk rehine ve tutsak takası da Cuma günü yapıldı.
Hamas'ın 13 rehineyi serbest bırakması karşılığında, İsrail 39 Filistinli tutsağı bıraktı.
4 günde Hamas 50, İsrail 150 kişiyi bırakacak.
Tabii pamuk ipliğine bağlı ateşkes sürebilirse.
Dünyanın gözü çoğunlukla Hamas'ın serbest bıraktığı rehinelerde.
Bir yandan da madalyonun diğer yüzüne bakalım istiyorum.
İsrail'in hapishanelerindeki tutuklu ve tutsaklara...
Zira dünya 7 Ekim'den bu ayana neredeyse hep Hamas'ın elindekileri konuştu.
Onların serbest kalması tartışıldı.
Filistinlilerin onlarca yıldır İsrail hapishanelerinde gördükleri zulümse göz ardı ediliyor.
Batı Şeria ve diğer bölgelerde Filistinliler işgal rejimi altında yaşıyor.
Bu işgal öyle pervasız ki, İsrail askerleri canları istediği zaman bir Filistinliyi katledip, cezasız kalmayacaklarını düşünebiliyor.
Çünkü genellikle böyle oluyor.
Bu bireysel bir tavır değil elbette...
Kurumsal bir tavrın bireye yansıması ve daha da acı durumlar var.
Bugün İsrail işgali altında yaşamak zorunda olan bir Filistinli iseniz, ne acı ki kendinizi güvende hissetmeniz için bir neden yok.
İşgal güçleri deyim yerindeyse "gözünün üzerinde kaşın var" deyip herhangi bir Filistinliyi gözaltına alabilir, alıyor da...
Sonrası ise daha vahim.
Çünkü İsrail'de hapse atılmanız için bir suçunuz olması gerekmez.
"İdari Tutukluluk" diye bir uygulama uydurup, uzun yıllardır tepkilere rağmen sürdürüyorlar.
"Nedir bu idari tutukluluk?" derseniz, kabaca anlatayım.
Bir şüpheye ya da keyfiyete dayalı olarak gözaltına alındınız ve mahkemeye çıkarıldınız.
Bir suçunuz yok ve gözaltı süreniz de doldu.
Askeri mahkeme sizi idari tutuklu ilan ederek, suçsuz da olsanız hapse gönderiyor.
Hakkınızdaki suçlamayı öğrenemeden ve kendilerini savunma hakkından mahrum şekilde 6 aya kadar hapse atılabiliyorsunuz.
Bitti sanıyorsanız yanılıyorsunuz.
Bu daha ilk aşama...
Bu süreden sonra askeri mahkemeye sevk ediliyorsunuz.
Ancak hala hakkınızdaki suçlamayı öğrenemeden, tutukluluk süreniz 5 yıla kadar uzatılıyor.
Sonra tekrar ve tekrar aynısı oluyor.
İstihbarat birimlerinin tavsiyesi üzerine yıllarca hapiste kalabiliyorsunuz.
Üstelik hiçbir suç isnat edilmeden.
Serbest bırakılanlarsa kısa süre içinde yeniden yakalanıp, aynı süreç işletiliyor.
Bu sadece yetişkinlere de yapılmıyor.
İsrail'in dünya üzerinde çocukları askeri mahkemede yargılanan tek ülke olduğunu da buraya not düşelim.
Her yıl 500 ila 700 çocuk bu muameleye maruz kalıyor.
Bir anlamda kaçırılıyorlar.
Dahası hapishanelerde vefat eden Filistinlilerin cenazeleri de kolay kolay teslim edilmiyor.
Durum öyle vahim ki, Filistinli idari tutuklular seslerini duyurmak için zaman zaman açlık grevine gitmek zorunda kalıyor.
Yıllar sonra serbest bırakıldıklarında, maruz kaldıkları zulüm nedeniyle ailesini bile tanıyamayacak durumda olanlar var.
6 Kasım'da, İsrail hapishanelerindeki Filistinli sayısı 7 bindi.
200'ü çocuktu.
7 Ekim'den sonra 3 bin kişi daha eklendi.
Yine 7 Ekim sonrasında İsrail hapishanelerindeki Filistinlilere yönelik zulüm daha da arttı.
En az 7 mahkum öldü.
5'i 7 Ekim'den sonra tutuklananlardı.
Hamas'ın takasla serbest bırakılmasını sağladığı Filistinliler işte bunları yaşıyor.
Küçük bir kısmı özgürlüklerine kavuştu belki ama geride dünyanın karşı karşıya kaldıkları zulmü görmesini isteyen binlerce kişi var.