Bizim İbn-i Sina'mız , sizin Avicenna'nız
İbn-i Sina, ya da Batı'da daha çok bilinen adıyla Avicenna, 980 yılında günümüz Özbekistan sınırlarında yer alan Buhara yakınlarındaki Afşana köyünde doğmuş, İslam Altın Çağı'nın en parlak bilim insanlarından biridir. Hem Doğu'da hem de Batı'da tıp, felsefe, mantık ve astronomi gibi pek çok alanda yaptığı çalışmalarla tanınan İbn-i Sina, yaşadığı dönemin çok ötesinde bir etki yaratmıştır.İbn-i Sina, bilim dünyasına kazandırdığı eserlerle "tıp biliminin babası" olarak anılır. Henüz genç yaşlarda üstün zekâsı ve öğrenme aşkıyla tanınmış, 16 yaşında hekim olarak ünlenmiştir. Onun en bilinen eseri, "El-Kanun fi't-Tıb" (Tıbbın Kanunu), yüzyıllar boyunca hem Doğu hem de Batı'da tıp eğitiminin temel kaynaklarından biri olmuştur. Bu eser, sadece İslam dünyasında değil, Avrupa'da da Latince'ye çevrilmiş ve yüzyıllar boyunca bir ders kitabı olarak kullanılmıştır. İbn-i Sina, tıp dışında felsefe, mantık, matematik, astronomi ve metafizik gibi alanlarda da önemli çalışmalar yapmıştır."Kitabü'ş-Şifa"(iyileşme kitabı) adlı eseri, bilimsel düşüncenin ve mantık ilkelerinin sistematik bir sunumunu içerir ve Aristoteles'in eserleriyle büyük bir benzerlik gösterir. Bu eser, Batı'da da büyük bir ilgi görmüş ve Latince'ye çevrilmiştir.
Batı'nın Avicenna'sı
İbn-i Sina'nın Avicenna olarak anılması, onun eserlerinin Batı dünyasında tanınması ve Latince'ye çevrilmesiyle ilgilidir. Orta Çağ'da İslam dünyasından yapılan bilimsel çeviriler, özellikle İspanya'daki Endülüs Emevî Devleti'nin aracılığıyla Batı'ya taşınmıştır. Çeviriler sırasında "Avicenna" şeklinde Latinleştirilmiş ve bu isimle tanınmaya başlanmıştır. İbn-i Sina'nın Batı'da tanınması, onun tıp ve felsefe alanındaki katkılarının geniş bir coğrafyada kabul görmesiyle ilişkilidir. Orta Çağ Avrupası'nda İbn-i Sina'nın eserleri, üniversitelerde ders kitabı olarak okutulmuş ve özellikle Rönesans döneminde bilimsel devrimin temellerinden biri olarak kabul edilmiştir. Bu yüzden, Batı dünyası onun eserlerine büyük hayranlık duymuş ve ona "İslam'ın Aristoteles'i" unvanını vermiştir.
İbn-i Sina'nın bilim dünyasına katkıları, günümüzde de büyük bir saygı ve hayranlıkla anılmaktadır. UNESCO, 1980 yılında İbn-i Sina'nın doğumunun 1000. yılı anısına onun adına bir haftayı "İbn-i Sina Haftası" olarak ilan etmiştir. Bu hafta, her yıl çeşitli etkinliklerle kutlanmakta, İbn-i Sina'nın tıp, felsefe ve bilimsel çalışmaları üzerinde durulmakta ve onun mirası bir kez daha hatırlanmaktadır. Bu etkinlikler, İbn-i Sina'nın bilim dünyasındaki evrensel etkisini ve onun bugünkü bilimsel çalışmalar üzerindeki etkisini vurgulamaktadır. Özellikle tıp fakültelerinde ve bilim merkezlerinde yapılan konferanslar, sergiler ve sempozyumlar, İbn-i Sina'nın çalışmalarını yeni nesillere tanıtmaya devam etmektedir.
İbn-i Sina, sadece İslam dünyasında değil, tüm dünya tarihinde bilimin ve felsefenin evrensel bir temsilcisi olarak kabul edilmiştir. Onun çalışmaları, hem Doğu hem de Batı'daki bilimsel gelişmelerin temel taşlarından biri olmuş, tıp ve felsefe gibi alanlarda modern bilimin temellerini atmıştır. İbn-i Sina'nın bugün hala hatırlanması ve onurlandırılması, onun evrensel bir deha olduğunu bir kez daha kanıtlamaktadır.
İbn-i Sina, bir deha olmanın ötesinde, insanlık tarihine kazandırdığı evrensel değerlerle anılmaya devam edecektir.