Güçlü Türkiye, Kararlı Diplomasi Lahey ve Ötesi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Hollanda'nın Lahey kentinde gerçekleştirilen NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'ne katılımı, diplomatik bir temas olduğu kadar, aynı zamanda Türkiye'nin küresel güvenlik mimarisindeki yerini ve vizyonunu ortaya koyması açısından son derece kritik bir adımdır. Zirve, NATO üyesi ülkelerin liderleri ile gerçekleştirildi ve savunma harcamalarının artırılması, dünya güvenliği, terör tehdidine karşı ortak duruş gibi hayati başlıklar masadaydı.
Lahey'deki görüşmelerin odağında savunma yatırımlarının artırılması vurgusu vardı. Bu bağlamda, Türkiye gibi hem NATO'nun ikinci büyük ordusuna sahip hem de son 20 yılda savunma sanayisinde millileşme hamleleriyle ciddi yol kat etmiş bir ülkenin yeri tartışmasızdır. Türkiye, 2025 itibariyle hem bölgesel hem küresel güvenlik açısından da kritik bir aktördür. Bu gerçek, kimilerinin işine gelmese de ikili temaslarında ki gücünü açıkça ortaya konmuştur.
Görüşmelerde Türkiye'nin terörle mücadelesi, savunma sanayisi ihracatı ve NATO içindeki stratejik katkısı gündeme gelmiştir. PKK, YPG, DEAŞ gibi terör örgütleriyle kararlılıkla mücadele eden bir Türkiye'nin, NATO müttefiklerinden bu mücadeleye gerçek destek beklentisi, artık daha yüksek sesle dile getirilmektedir. Öte yandan, Türkiye'nin 2024 yılında NATO'ya yaptığı ev sahipliği başvurusu da Washington Zirvesi'nde olumlu karşılık bulmuş ve 2026 NATO Zirvesi'nin Türkiye'de yapılması kararlaştırılmıştır. Bu karar, bir diplomatik zafer olmanın ötesinde, Türkiye'nin İttifak içindeki saygınlığının ve vazgeçilmezliğinin tescili anlamına gelir. Zirvenin Türkiye'de yapılacak olması, aynı zamanda savunma diplomasisinde ülkemizin merkezî rolünü pekiştirecek stratejik bir gelişmedir.
Bugün Türkiye, savunma ticaretinde kendi İHA'sını, SİHA'sını, zırhlı aracını, mühimmatını üretebilen ve dost ülkelere ihraç edebilen bir kapasiteye ulaşmıştır. Savunma sanayisinde yerlilik oranını %80'lere taşıyan bu başarı hikâyesi, ekonomik ve diplomatik bir etki alanı da yaratmaktadır. Bayraktar TB2'den Atak helikopterlerine kadar birçok sistem, sahada denendiği ve başarı sağladığı için dünyada güven kazanmıştır. NATO çatısı altında Türkiye'nin rolü askeri güç, akıl ve vizyon gücüdür. Karadeniz'den Akdeniz'e, Orta Doğu'dan Balkanlara kadar birçok coğrafyada istikrar sağlayıcı güç olan Türkiye, barışı ve güvenliği birlikte inşa eden bir müttefik olarak hareket etmektedir. Lahey temasları ve 2026 Zirvesi'ne ev sahipliği süreci bize gösteriyor ki Türkiye artık NATO'ya yön veren ülkelerden biridir. Güçlü Türkiye vizyonu, sadece içeride değil, uluslararası sahnede de net biçimde tezahür etmektedir. Terörle mücadelede kararlı, savunmada üretken, diplomaside aktif bir Türkiye, yeni yüzyılın güvenlik mimarisinde de söz sahibidir.
Yazarın diğer yazıları

TUSAŞ, yerli firmalarla stratejik ortaklık protokollerini imzaladı

Bakan Uraloğlu: Orta koridor, denizyoluna kıyasla iki kat daha hızlı, havayoluna göre ise yaklaşık dört kat daha ekonomik

Rusya ve Türkiye doğalgaz işbirliğini genişletiyor: İstihdam ve ticaret projeleri başlıyor!

İBB yolsuzluk soruşturmasında itirafçı sayısı 36'ya yükseldi
