Doğanın sessiz tehdidi keneler
Dün bir haber okudum kene ile mücadele için binlerce keklik doğaya salındı diye. Yaz geldi, doğanın sessiz bir düşmanı yeniden sahne aldı keneler. Türkiye'nin dört bir yanından gelen ölüm haberleri, toplumsal bir alarm çağrısı haline geldi. Aslında en büyük düşmanları keklikler fakat orada sorun şu, avlandıkları için türleri bitme noktasına geldi şimdi ise yeniden keklik üretme istasyonlarında yani çiftliklerinde üretimleri yapılıp her yıl doğaya salınıyor.
Uzmanlara göre kene popülasyonunun artmasının temel sebepleri arasında avlanma, küresel ısınma, doğadaki yırtıcı dengenin bozulması, bilinçsiz tarım ilaçları kullanımı ve iklimsel değişiklikler var. Bahar ve yaz aylarının daha uzun sürmesi, bu canlıların yaşam döngüsünü uzatıyor. Özellikle iç Anadolu, Karadeniz ve Doğu Anadolu gibi bölgelerde nemli hava ve otlak alanların artışı, kene sayısının patlamasına yol açıyor. Keneler, doğanın dengesinde yer alan parazitlerdir. Yabani hayvanların kanıyla beslenerek bazı hayvandan insana bulaşan hastalıkların taşınmasında rol oynarlar. Ancak sayıları kontrolsüzce arttığında bu denge bozulur, hem hayvanlar hem insanlar için ölümcül hale gelir.
Türkiye'de kene ölümlerinin başlıca sebebi, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi adı verilen bir hastalıktır. Bu virüs, kenelerle taşınır ve insanlara ısırık yoluyla bulaşır. Belirtiler arasında ani başlayan yüksek ateş, baş ağrısı, kas ağrıları, mide bulantısı ve vücutta morluklar yer alır. Tedavi edilmediğinde iç kanamaya ve ölüme yol açabilir.
Diyelim ki kene ısırmasıyla karşılaştınız ne yapılmalı diye uzmanlara sordum. Burada en çok yapılan hata, keneyi yakmak, alkol dökmek veya ani bir refleksle çekip koparmakmış. Bu, kenenin kusmasına ve virüsün daha hızlı kana karışmasına neden olabiliyormuş. Kene, en kısa sürede sağlık kuruluşunda uzmanlar tarafından çıkarılmalıdır diyorlar.
Keneyle ilgili en ciddi toplumsal olaylardan biri 2000'li yıllarda Gürcistan, İran ve Pakistan gibi ülkelerde yaşanmış. Özellikle Pakistan'da kırsalda binlerce kişide Kırım Kongo vakası tespit edilmiş, ciddi karantina önlemleri alınmıştır. ABD'de ise Lyme hastalığı taşıyan keneler, özellikle kuzey eyaletlerinde ciddi sağlık problemlerine yol açmış. Ancak Türkiye, özellikle Tokat, Sivas, Çorum ve Gümüşhane gibi illerde Kırım Kongo açısından dünyada en yoğun risk taşıyan ülkeler arasında yer almaktadır.
Burada mesele sadece bireysel tedbir değil. Belediyelerin ilaçlama politikaları, köylere veteriner desteği sağlanması, halk eğitim kampanyaları ve sağlık ocaklarında hızlı müdahale birimlerinin oluşturulması gerekiyor. Özellikle tarım işçileri ve çobanlar bu tehlikenin tam göbeğinde. Doğanın içinden gelen bu tehdit, doğayı yok saydığımızda büyüyor. Tıpkı bir uyarı gibi... Dengeler bozulduğunda tüm canlılar bedel ödüyor.