ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


Gardırop Çıkmazı

Eskiler "Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır" derdi ama görünen o ki artık Mayıs da bu yarışa katıldı. Sabah güneşle uyanıyoruz, öğlen yasğmur yakalanıyoruz, akşam ise kaloriferi açma isteğine kadar gidiyor. Mevsimler şaşırdı, doğa kararsız. E tabii insan da şaşırdı. Ne giyeceğini bilemeyen milyonlarca kişi, sabahları aynanın karşısında hava durumunu değil, kaderini sorgular hâle geldi.

Bir gün tişört giyip donan insanlar, ertesi gün kabanla ter içinde kalıyor. Sonra "Acaba üstüme bir şey daha mı alsaydım?" sendromu baş gösteriyor. Psikolojide buna doğrudan "ne giysem bilememe anksiyetesi" denmiyor belki ama bu durumu açıklayan bir şey var, karar verme yorgunluğu. Gün içinde çok fazla küçük karar vermek zorunda kalan beyin, zamanla yıpranıyor. Özellikle sabah ilk iş olarak "bugün ne giysem?" gibi hayati (!) bir kararla karşılaşmak, zihni erken saatlerde kilitliyor. Dışarısı sıcak ama içerisi soğuk. Kat kat giyiyorsun, pişiyorsun. İnce giyiniyorsun, ofiste hasta oluyorsun. Gardıropta dört mevsim yaşanıyor ama beden mevsime yetişemiyor. Acaba eski takvim mi daha isabetliydi? Belki de. Çünkü o takvimler gökyüzünü, doğanın döngüsünü, kuşların yönünü takip ederdi. Şimdi ise cep telefonundaki hava durumu uygulaması "hava parçalı bulutlu" diyor ama biz tam olarak ne parçalanmış, ne bulutlanmış anlayamıyoruz. Velhasıl, mevsimlere kızmayalım. Asıl bozan biziz. Doğanın düzeniyle oynadık, şimdi rüzgâr bizimle oynuyor. Fakat ne olursa olsun, sabah kalkıp gökyüzüne bakmadan kıyafet seçmeyin. Hem sağlığınız, hem akıl sağlığınız için bu basit alışkanlığı ihmal etmeyin. Evet kışlıkları kaldıran pişman, yazlıkları indiren üzgün yapacak bir şey yok doğa bu. Neydi 90'ların meteroloji bülteni sözü, hava nasıl olursa olsun sizin havanız iyi olsun. Havanızın güzel olması dileğimle.


Yazarın diğer yazıları