Ortadoğu'nun ortasında, yıllardır kendini saydırmaya çalışan bir yer var kendi toprakları dahi olmayan, İsrail. Tankıyla, tüfeğiyle, füzesiyle masumları vuran, çoluk çocuk demeden gözünü kırpmadan katleden bir düzen... Ve o düzenin ekranlarda boy gösteren bir maskarası eski futbolcu yeni şovmen Eyal Berkovic.

Berkovic, önce çıkıp İsrail'in İran ve Hamas'a saldırılarını "maç" gibi anlattı, ardından da "Final Türkiye ile" diyerek küstahlıkta sınır tanımadı. Tepki görünce kıvırdı "Şaka yaptım." Yetmedi, bir de kalktı Türk milletine hakaret etti! Dur orada Berkovic! Türkiye Cumhuriyeti öyle sıradan bir ülke değildir. Biz ne İran'a benzeriz ne başka bir ülkeye. Senin mantığın almaz, senin vizyonun yetmez bizim ne olduğumuzu anlamaya. Sen hiç Türk tanımadın herhalde onu da geçtim tarihte mi bilmezsin? Azıcık tüyo benden sana biz, "Bir ölür bin diriliriz!" diyen, vatanı için gözünü kırpmadan canını feda eden bir milletiz. Bize sataşma ya denize dökülürsün, ya diyardan sürülürsün. Bize yan gözle bakma ya gözünü oyarız, ya sınırımıza yaklaşanın sınırını çizeriz.

Bugün Türkiye bambaşka bir kulvarda. Sadece adıyla değil, gücüyle konuşuyor. İHA var, SİHA var, KAAN var! Savunma sanayimiz göklerde. Türk mühendisinin aklı, Türk askerinin bileğiyle birleşti. Bu millet yıllarca "Ne gerek var silaha?" diyen boş laflara kulak asmadı, yoluna devam etti, içimizdeki İsraillilere cevaplarını böyle verdi. İşte şimdi görüyoruz, bu yatırımlar neden, milletin namusunu, geleceğini korumak içinmiş. Berkovic gibiler ekran başında artistlik yaparken, biz millet olarak sabırla, akılla, azimle ilerledik. Ama sabrımızı sınamak isterseniz bir kez daha uyaralım "Kalabalıkta artistlik yapanın tenhada özrü kabul olmaz!" İsrail haddini bileceksin. Türkiye'ye dil uzatmak, ateşle oynamaktır. Bizi sinirlendirmeyin, biz öyle bir sinirleniriz ki haritayı değiştiririz! Bunlar yazabildiklerimin en hafifi ama siz anladınız. Bu milletin alnı açık, tarihi şanlı, göğsü iman doludur. Türk'ün sabrını sınayan, sonunda Türk'ün öfkesini yaşar.