Açamadan solan bir, Gülnihal
Sosyal medyanın renkli dünyasındaki figürlerinden biri, televizyonların magazin ekranlarında tanınan bir sima... Genç, güzel, eğitimli, ve kariyer hayatının başında bir avukat, Nihal Candan. Biz onu çıktığı bir moda programının sivri dilli kızı olarak tanıdık. Sonra ise skandallı hayatı, söylemleri ve hatta magazin gündeminden düşmeyen sansasyonel haberleri ile aşina olduk kendisine. Fakat bu genç kadın ne yazık ki artık aramızda değil. Ölüm nedeni ise anoreksiya nervoza. Yani zayıflamak uğruna, daha güzel, daha ideal görünmek uğruna, vücudunu ve ruhunu adım adım tüketen sinsi bir hastalık. Nihal Candan'ın trajik ölümü bize bir toplumun güzellik algısının, medyanın beden dayatmalarının ve psikolojik çöküntülerin çarpıcı bir yansıması olarak sorgulamamızı sağladı.
Önce size "Anoreksiya nevroza"dan bahsetmek istiyorum. Bu hastalık kişinin kilo almaktan yoğun bir korku duyması, beden algısında bozulmalar yaşaması ve aşırı derecede kilo vermeye çalışmasıyla karakterize edilen ciddi bir yeme bozukluğudur. Bu kişiler, sağlıksız derecede zayıf olmalarına rağmen kendilerini hâlâ kilolu olarak görürler. Yemek yemeyi reddetmek, saatlerce egzersiz yapmak, kalori takıntısı... Bunlar hastalığın belirgin yüzleri. Ancak esas yıkım içeride, zihinde başlar. Zayıflama arzusu bugün artık bir "estetik tercih" olmaktan çıkıp, bir "zihin savaşı" haline geldi. Özellikle sosyal medya platformlarında "ideal beden"in ölçüsüzce yüceltilmesi, genç kadınları ve kız çocuklarını birer beden mahkûmu haline getiriyor. Zayıf olursan güzelsin. İnceysen değerlisin. Filtreli bir hayatın içinde kusursuz bir bedene sahip olma baskısı, günümüzde akıl sağlığını tehdit eden küresel bir probleme dönüşmüş durumda. Psikologlara göre anoreksiya, hem fiziksel hem de derin bir psikolojik travmanın sonucu. Kontrol ihtiyacı, değersizlik hissi, özgüven eksikliği ve bazen geçmişte yaşanan istismarlar, bireyleri bu hastalığa sürükleyebiliyor.
Amerikan Psikiyatri Birliği (APA) Anoreksiya nervozanın %5 ila %10 arasında değişen ölüm oranına sahip olduğunu belirtirken, Ulusal Akıl Sağlığı Enstitüsü (NIMH) Anoreksiya nervoza, tüm yeme bozuklukları içinde en ölümcül olanıdır açıklamasını yapmıştır. Yine Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve birçok klinik araştırma Anoreksiyanın uzun süreli etkilerinin ciddi fiziksel komplikasyonlara yol açtığını, tedavi edilmediğinde ölümcül olabileceğini vurgular.
Yani anoreksiya, ölüm oranı en yüksek olan psikiyatrik hastalıkmış. Özellikle genç kadınlar arasında intihar ya da organ yetmezliğine bağlı ölümler giderek artığını söylemek yanlış olmaz. Amerikan Psikiyatri birliği APA, ABD'de her yıl yaklaşık 10.000 kişinin doğrudan ya da dolaylı olarak yeme bozuklukları nedeniyle yaşamını yitirdiğini bildiriyor. Anoreksiya, bir hastalık olduğu kadar toplumun, medyanın ve bireyin iç dünyasının kesiştiği bir kriz alanıdır.
İşin ilginç tarafı bu hastalık çoğu zaman sessiz ilerliyormuş. Aileler ve yakın çevre belirtileri fark etmekte geç kalabilir. Ancak bazı belirtilerde hastalık resmen ben geliyorum diye sinyal veriyor. Mesela, aşırı kilo kaybı ve yemeğe karşı obsesif tavır, sürekli diyet yapma ve kalori hesabı, aynaya bakınca kendini "şişman" olarak algılama, sosyal hayattan uzaklaşma ve depresif ruh hali gibi bir çok belirtisi söz konusu. Bu işaretler hafife alınmamalı. Erken müdahale hayat kurtarır derler. Ayrıca tedavisi de mümkün bir hastalıkmış evet, ama kolay değil. Anoreksiya tek başına bir diyet sorunu değil, daha mühimi bir ruh sağlığı sorunu. Bu nedenle tedavisi çok disiplinli bir yaklaşımla mümkün fakat psikiyatri, psikoterapi, beslenme uzmanları ve ailesel destek birlikte yol almalı. Ulusal Akıl Sağlığı Enstitüsü anoreksiya tedavilerinde özellikle bilişsel davranışçı terapi (CBT) ve aile temelli terapi yöntemlerine öncelik veriyor. Ayrıca farkındalık kampanyaları ve okul çağındaki gençler için erken teşhis programları uygulanıyor.
Nihal Candan'ın hayat hikâyesi, "ünlü olma arzusu" ile "güzellik baskısı"nın birbirine karıştığı bir zeminde şekillendi. Sosyal medyada uğruna verilen savaşlar, beden üzerinden değer görme isteği, genç bireyleri içinden çıkılamaz bir girdaba sürüklüyor. Hiçbir zaman bir insanın değerini, ruhunu, vicdanını, aklını ölçmeyi denemeyin rica ederim. Kendini olduğu gibi kabul edebilmek bu da sağlıklı ruh ve beden ile mümkün olur gerçek güç budur. Önce bedeninize sonra ruhunuza esenlik, sağlık ve huzur dilerim sevgili okuyucu.
Yazarın diğer yazıları

Sivas'ta otomobil ile panelvan çarpıştı: 1 ölü, 8 yaralı

Lahey'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Trump'a net mesaj: Gazze'deki trajedi sona ermeli

İsrailli askerlere Kassam darbesi: Han Yunus mezarları oldu

İsrail'in "General Kaani" yalanı çöktü: Kudüs Gücü Komutanı yaşıyor
