Alevlerin Arasında Bir Melek
Sizin gündeminizi bilmiyorum ama benimki hala Gazze'de. Orada hala gökyüzü mavi değil, güneş sarısını yitirmiş, sokaklarda ise gözü yaşlı insanlar,ne bahar ne bayram ne de tatil düşünecek zamanları var. Her sabah, bir çocuğun çığlığıyla uyanıyor bu viran şehir. Ve işte o sabahlardan birinde, insanlığın boğazına bir düğüm daha oturdu. Bu kez katil İsrail ordusu, Gazze'nin kuzeyindeki Fehmi El-Cercavi okulunu hedef aldı. Bu arada okul dediğime bakmayın çünkü orası bir eğitim yuvası değildi yerinden edilmiş binlerce Filistinlinin sığındığı bir yaşam barınağıydı. Fakat ısrarla, inatla, tekrar tekrar hedef alındı. Beton duvarlar yıkıldı, sınıflar küle döndü, çocuk kahkahalarının yerini ölüm sessizliği aldı.
BBC'nin ses getiren haberini mutlaka görmüşsünüzdür. Sosyal medya da fazlasıyla paylaşıldı alevlerin arasından yürüyerek çıkan mucizenin adıydı Verd el-Şeyh Halil. Evet, İsrail'de Gazze'nin kuzeyindeki bir okula düzenlediği hava saldırısından mucizevi şekilde kurtulan 5 yaşında bir Filistinli kız çocuğu. Saldırıda çoğu çocuk olmak üzere onlarca kişi hayatını kaybetti. Maalesef küçük Verd, annesi ve beş kardeşini de aynı saldırıda kaybetti. Daha sonra denk geldiğim bir videoda saldırı anında yaşadığı dehşeti gözyaşları içinde anlatan Verd, sınıfın çatısının üzerlerine çöktüğünü ve yangının içinden geçerek kurtulmak zorunda kaldığını belirtti. Kolunda ve ayaklarında yanıklar oluşan küçük kız, "Kız kardeşlerimin hepsi öldü. Onlarla birlikte dönmek istiyordum" diyerek yaşadığı acıyı dile getirdi.
Verd'in kurtuluşu, Gazze'deki insani dramın sembolü haline geldi. Saldırıdan sonra çekilen görüntülerde, alevlerin arasından sağ çıkan küçük kızın durumu dünya medyasında geniş yankı uyandırdı. Şu anda Verd, babası ve erkek kardeşiyle birlikte hayatta kalmayı başardı. Ancak annesi ve beş kardeşini kaybetmenin derin acısını yaşıyor. Bu trajik olay, Gazze'deki sivillerin maruz kaldığı zulmün ve insanlık dramının çarpıcı bir örneği olarak kaldı yine içimizde. Yani yine oralarda ne oyun kaldı, ne çocukluk... Hayatının ilk beş yılında savaşla büyümüş bir çocuğun, artık oyundan anladığı tek şey, molozlar altından çıkarılan bedenler. Bu bir savaş değil. Bu bir savunma operasyonu değil. Bu bir soykırım. Açlık, abluka, bombalar, sessizlik ve uluslararası utanmazlık.
Gazze'de bugün hala bir lokma ekmek, bir damla su, bir kutu süt, altından pırlantadan daha değerli. Gıda yardımları büyük oranda İsrail'in ve İsrail'e çalışan iş birlikçi yapılarının kontrolünde. Kamyonlar saatlerce bekletiliyor, bazıları bilinçli olarak geri çevriliyor. Açlık, artık bir silah gibi kullanılıyor. Dünya izliyor. Sessiz. Kör. Sağır. Ama o küçük kızın gözleri her şeyi gördü. Küçücük kalbine, gökyüzünden düşen bombaları sığdırdı. Ve şimdi bize bakıyor. Verd, vicdanını yitirmemiş her insan için bir simge artık. İsrail'in askeri planları, çocuk cesetleri üzerine inşa edilmiş durumda. Ve dünya bu tabloya "denge", "meşru müdafaa" diyor. İnsan hakları raporları hazırlanıyor, ama çocuklar daha o raporlar yazılmadan mezar taşlarını dikiyor.
Yazarın diğer yazıları

10. Yargı Paketi Meclis Genel Kurulu'ndan geçti... Af yasası 2025: İnfaz düzenlemesi ve af beklentilerinde son durum ne?

AK Partili Başkan Öztekin, Özel'in algı operasyonuna geçit vermedi: Demogoji yapıyor

Türkiye barışta ev sahibi! Bakan Fidan: Görüşmeler olumlu ilerliyor

İBB'de yolsuzluk soruşturmasında hakimlik kararı: Rüşvet, ihale yolsuzluğu ve suç örgütü üyeliği
