ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


Ziyafet masasında bir taze Gül

Aşağıdaki iki fotoğrafa iyi bakın.
Alevlerin oluşturduğu fonun önünde, sütunun iki yanında gördüğünüz gölge bir çocuğa ait.
Pazar'ı Pazartesi'ye bağlayan gece kaydedilen bir videodan dondurulan iki kare bu fotoğraflar.
Pek çoğunuz mutlaka görmüştür.
Görmeyenleriniz de sosyal medyada kolayca bulabilir.

O kız, alevler içindeki binanın içinde sakince yürüyor.
Bu tüyler ürperten manzara Gazze Şeridi'nden.
Sebebi ne acı ki yine İsrail'in bombardımanı.
Ne kadar gözü dönmüş olduklarının yeni ve acıklı bir kanıtı
O kız çocuğu sadece 5-6 yaşlarında.
Belli ki şokta.
Dünyanın başka bölgelerindeki yaşıtları gibi oyunlar oynaması gerekirken, İsrail bombalarının adeta cehenneme çevirdiği bu binada, alevlerin ve insanların cansız bedenlerinin arasında hayatta kalmaya çalışıyor.
Adı Varda...
Gül demek.
Ama kanla sulanan topraklarda açan bu minik Gül'ün hayatta kalıp kalmaması İsrail için hiçbir şey ifade etmiyor.
Tıpkı şimdiye kadar şehit ettikleri 53 binden fazla Gazzeli arasında yer alan 16 binden fazla çocuk gibi.
Minik Gül, İsrail'in bombardımanlarından kaçtıkları için ailesiyle birlikte o okula sığınmıştı.
Kendi yaralı olarak kurtarıldı ama 6 kardeşi ve annesini kaybetti.
Babası da ağır yaralı.
İsrail son dönemde Gazze Şeridi'ne saldırıları artırdı.
Bunda ABD'deki Trump yönetiminin Hamas'la birlikte Netanyahu'ya baskı uygulamasının yanında, AB ve Avrupa ülkelerinden gelen tepki adımları ve yaptırım sinyallerinin de etkisi var.
Netanyahu adeta meydan okuyor.
Niyetleri Gazze'yi tamamen işgal etmek ve gettolaştırmak.
Gazze'deki Hamas yönetimine göre İsrail zaten Gazze Şeridi'nin yüzde 77'sini fiili kontrol altına aldı.
Yani işgal etti bile.
Aslında neredeyse üç aydır insan yardımları engelleyip Gazzelileri aç bırakma politikası da "büyük hedefin" parçasıydı.
İnsani yardımların kontrolünü tekellerine alıp halkı gettolarda toplamak için araç yapacaklardı.
Özellikle ABD ve diğer batılı ülkelerden gelen tepkiler sonunda çok kısıtlı da olsa insani yardıma izin verdiler.
İlk aşamada bölgeye 100 kadar tır girdi.
Gazze'nin durumuna bakıncaysa bu okyanusta sadece bir damla.
Çünkü bölgenin günde en az 500 tır malzemeye ihtiyacı var.
Gelen az miktardaki yardıma rağmen un çuvalları fırınlara dağıtıldı, aylar sonra ekmek yapıldı.
Ekmek alabilenler adeta bayram havası yaşadı.
Ekmek lüks olur mu?
Orada oluyor.
Gerçi hayatta kalmanın bile lüks sayılabildiği bir coğrafyada, ekmek bulmak elbette bayram olur.
ABD'de Trump yönetimi Ortadoğu'ya yönelik politikalarda bir dönüşüm içinde.
Yakında belki de Gazze'de yeniden bir ateşkes ve esir takası haberi gelebilir.
Gelse ne olacak?
Ne kadar sürecek?
İsrail son ateşkesi de bozdu ve hiçbir yaptırım görmedi.
Aksine Netanyahu bir yandan Trump'ın baskılarına kendi çapında meydan okurken, diğer yandan Amerikan bombalarıyla Gazze'de soykırımı sürdürüyor.
Bu arada bir yanlış anlaşılmaya mahal vermemek adına şu notu da düşmek lazım.
Trump'ın derdi Netanyahu ile...
İsrail'le değil.
Zira kendisini "İsrail'in Beyaz Saray'daki en büyük dostu" diye tanımlıyor.
Peki diyelim ki bir gün Netanyahu iktidarı düştü.
Ne olacak?
İsrail'in Filistin konusunda ana hedefleri ve ABD'nin buna desteği değişecek mi?
Hayır.
Evet belki yöntem değişebilir, en azından katliamlar son bulabilir ama ana mücadele sürecek.
Trump'ın yeni Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, sosyal medya hesabından bölgeyi çok iyi anlatan bir paylaşımda bulundu.
Eski bir sözü hatırlattı.
"Ortadoğu bir ziyafet yeri gibidir. Ya misafir listesindesinizdir, ya menüde. Misafir listesinden düşmek kolaydır ancak menüden çıkmak zordur" dedi.
Suriye'yi misafirlerin arasına almasalar da menüden çıkarmak için yeni bir dönem başladı.
İsrail'in masadaki sandalyesiyse hiç kaybolmayacak, ABD de buna müsaade etmeyecek o açık.
Peki ya Filistin, Gazze ne olacak?
Menüden çıkamayacaklar mı?
Alevler arasında açmaya çalışan o küçük Gül, gökyüzüne baktığında hem uçak ve bomba mı arayacak?
Hep ölümü hissedip endişe içinde mi olacak?
Onun gibi on binlercesi hep mağdur mu olacak?
İsrail ve destekçilerinin aç gözlülüğünün bedelini çocukluklarıyla, canlarıyla, evleriyle, yurtlarıyla ödemeye devam mı edecekler?


Yazarın diğer yazıları