ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


Kor oldu, kör olduk

Yangın...

Belki de insanların en çok çaresiz kaldığı facialardan biri...

Birkaç gün önce yüreklerimizi dağlayan elim bir yangın sonucu tüm Türkiye'nin ciğerini yandı, Bolu'daki otel tam 78 cana mezar oldu.

Beni daha çok etkileyen ve psikolojimi bozan asıl sosyal medya oldu. Baktıkça deli oluyorum depremde, yangında, selde her türlü birlik olmanın gerekliliğine ihtiyacımız olduğu afetlerde kalbi kör olmuş insanlara denk geliyorum.

Empati, insanın kendini bir başkasının yerine koyabilmesi, onun duygularını, acısını ve sevincini anlayabilmesidir. Ancak görüyoruz ki, özellikle sosyal medyada, empati duygusu giderek kayboluyor ve yerini vicdansızlık, anlayışsızlık ve kötü niyet alıyor. Sosyal medyada bazı kişilerin bu trajediyi küçümsediğini, hatta "iyi oldu" diyebilecek kadar vicdansız yorumları hatta ertesi gün hiçbir şey yokmuşçasına pistlerde kayak yapıldığını görüyoruz. Bu, toplumumuzun içindeki kararmış kalplerin ve ahlaki yozlaşmanın bir göstergesi midir? İnsanlar kötü olmak için çaba mı veriyor?

Kötülüğün psikolojisi, empati yoksunluğunu ve kötülüğe meyilli davranışları temelini oluşturuyor. Hadi diyelim bazıları sosyal medyada anonim olup, insanlardan gerçek kimliklerini gizleyerek yaptıkları yorumların sonuçlarına katlanmak zorunda kalmıyor, peki ya vicdanları...İnsanlar artık birbirlerinin acılarına karşı daha duyarsız hale gelmiş. Kendi sorunlarına odaklanan bireyler, başkalarının yaşadığı trajedileri "öteki" olarak görmeye başlamış. Ölüm gibi kutsal bir konu bile, bazı insanların takipçi kazanma, dikkat çekme veya popüler olma hırsına alet ediliyor. Bu, insani değerlerin ne kadar erozyona uğradığını gösteriyor. Empati kurmak, insan olmanın en temel özelliklerinden biri ve öyle kolay ki. Ancak modern hayatın hızı, bireysel çıkarların ön plana çıkması ve toplumdaki ayrışmalar, empati duygumuzu köreltti. Artık acılarımızı bile bölüyor, "bizden" olan ve olmayan diye ayırıyoruz. Oysa ölüm, en büyük ortak paydamızdır. Bolu'daki yangında hayatını kaybeden insanlar, bizlerin birer akrabası, komşusu ya da dostu olabilirdi. Ama empati yapma yetisini kaybedenler için bu farkındalık imkansız hale geliyor. Meseleniz, sıranın bir gün size gelmeyeceğini düşünmeniz mi?

Sosyal medya modern çağın en büyük iletişim aracı kabul ediyorum ama kötülüklerin de en çok yayıldığı mecra oldu. İnsanlar, klavyelerinin başına geçip, düşünmeden, hissiz bir şekilde başkalarını eleştiriyor, ölümler üzerinden bile prim yapmaya çalışıyor. Bu durum sadece bireylerin değil, toplumun genel ahlak yapısının da sorgulanmasını gerektiriyor. Kalplerin kararması, yalnızca bireysel bir sorun olmaktan çok toplumun bütününe yayılan bir virüs. İyilik ve merhamet, bir kültür ve eğitim meselesidir. Eğer toplum olarak çocuklarımıza vicdan, merhamet ve empatiyi öğretemezsek, bu karanlık giderek büyüyecek. Kötülüğün normalleşmesine, empati yoksunluğunun sıradanlaşmasına karşı durmak, senin benim hepimizin sorunu. Vicdanlar kor oldu, alev oldu ama duamız kalp kör olmasın. Bolu'daki yangın, aynı zamanda insanlığımızı yeniden sorgulama fırsatıdır. Biraz daha vicdan, biraz daha anlayış ve biraz daha empati... Belki de ihtiyacımız olan tek şey budur.

Unutmayalım, her felaketin ardından kurulan şu cümle bile bize insan olmayı hatırlatır: "Allah bir daha böyle acılar yaşatmasın." Ama bu temenninin içini doldurmak bizim elimizde...


Yazarın diğer yazıları