ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


Ağustos'lar bizim, gerisi sizin olsun

Tarih, bir milletin varoluş mücadelesini en iyi anlatan sayfalardan biridir. Türk milletinin tarihindeki zaferler, sadece askeri başarılar değil, aynı zamanda bir milletin kaderini çizen ve geleceğini şekillendiren dönüm noktalarıdır. Malazgirt Zaferi'nden 30 Ağustos'a kadar uzanan bu yolculuk, Türk milletinin direniş ruhunu ve özgürlük sevdasını simgeler.

26 Ağustos 1071'de, Sultan Alparslan'ın liderliğindeki Selçuklu ordusu, Malazgirt Ovası'nda Bizans ordusuna karşı büyük bir zafer kazandı. Bu zafer, sadece Anadolu'nun kapılarını Türklere açmakla kalmadı, aynı zamanda yeni bir yurt arayışında olan Türkler için bir umut ışığı oldu. Anadolu toprakları, binlerce yıl boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmıştı, ancak Türklerin bu topraklara ayak basmasıyla birlikte yeni bir kimlik kazanmış oldu. Malazgirt Zaferi, Türk milletinin azminin ve inancının bir göstergesiydi.

Bu zaferin ardından Anadolu'da filizlenen Türk devletleri, zamanla Osmanlı İmparatorluğu'nun temelini oluşturdu. Osmanlı İmparatorluğu, yüzyıllar boyunca üç kıtaya yayılan bir güç olarak varlığını sürdürdü. Fakat bu meşakkatli yol aynı zamanda İmparatorluğu biraz da yormuştu. Birinci Dünya Savaşı'nın ardından Osmanlı Devleti parçalandı ve Anadolu işgal altında kaldı. Ancak Türk milletinin bağımsızlık tutkusu asla sönmedi. Bu ateş, 30 Ağustos 1922'de yeniden alevlendi. Dumlupınar'da kazanılan Büyük Taarruz zaferi, Türk milletinin esaret zincirlerini kırdığı ve bağımsızlık uğruna son bir kez daha ayağa kalktığı andır.

Malazgirt'te başlayan bu yolculuk, 30 Ağustos'ta zaferle taçlandı. Her iki zafer de, Türk milletinin vatanına olan bağlılığını, bağımsızlık aşkını ve zorluklar karşısında gösterdiği direnişi simgeler. Malazgirt'ten 30 Ağustos'a uzanan bu tarihsel süreç, bir milletin varoluş mücadelesinin destanıdır. Sultan Alparsan'ın Malazgirt'te "geldik" dediği topraklardan asırlar sonra Mustafa Kemal'in "gitmiyoruz" dediği yerdeyiz.

Bu destan, bizlere birlik ve beraberlik içinde olduğumuzda neler başarabileceğimizi gösterir. Malazgirt Zaferi'ni ve 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı kutlarken, bu zaferlerin arkasındaki ruhu ve fedakarlığı anlamak ve bu mirası geleceğe taşımak en büyük görevimizdir.

Bir milletin bağımsızlık mücadelesi, yalnızca geçmişin bir hatırası değil, geleceğin bir teminatıdır. Malazgirt'ten 30 Ağustos'a, zaferlerin ışığında yürüyen bu milletin evlatları olarak, tarihimize sahip çıkmak ve bağımsızlığımızı sonsuza dek korumak en büyük sorumluluğumuzdur.


Yazarın diğer yazıları