ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


O görüşme düğümü çözer mi?

Perşembe akşamı çok önemli bir telefon görüşmesi vardı.

Görüşme Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Biden arasındaydı.

Pek çok konunun yanı sıra asıl önemi İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki katliamları hakkındaydı.

Erdoğan ve Biden bu konuda ilk kez doğrudan temas kurdu.

Arayan Biden'dı ki bu bile başlı başına çok önemli bir detay.

Bir başka detay da görüşmenin bir saat sürmesiydi.

Bu süre telefon görüşmesi için hayli uzun.

Ve Beyaz Saray, Erdoğan'ın Biden'a bu kadar süre ayırmasından memnun olduklarını açıkladı.

Bu görüşmenin neden önemli olduğuna gelince....

Ortada şöyle bir tablo var.

İsrail pervasızca katliamlarına devam ettikçe, onu destekleyen ABD'yi de dibe çekiyor.

Hem Netanyahu hükümeti yalnızlaşıyor, hem Biden yönetimi tepkileri göğüslemekte gittikçe daha çaresiz kalıyor.

Türkiye ise insanlık dramı ve katliamların durması konusunda her geçen gün daha kilit bir rol almaya başladı.

İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği'ni harekete geçirdi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın da içinde olduğu ortak heyet dünyanın dört bir yanında görüşmeler yapıyor.

Bu görüşmeler meyvesini de veriyor.

BM Genel Kurulu'nda ateşkes çağrısı yapan son oylamada "evet" oyu verenlerin sayısı belirgin şekilde arttı.

"Hayır" deyip İsrail'i destekleyenler de ciddi şekilde azaldı. Sadece 10 ülkeydi.

Düşünün, İsrail'in en büyük destekçilerinden Almanya bile artık "hayır" demek yerine çekimser kalmayı tercih ediyor.

Rusya Devlet Başkanı Putin, daha iki gün önce Gazze hakkında "Uzun vadeli bir barışa ulaşılabilmesi için uğraşan tek lider Erdoğan" dedi.

Türkiye'nin yükselen konumu göstermesi bakımından önemli bir cümleydi.

Dahası Türkiye, çözümün önündeki yegâne büyük engelin ABD olduğunun bilincinde.

Erdoğan'ın açıklamalarının yanı sıra Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın sözü de bunu tescilliyor.

"ABD Gazze'de katliam ve ateşkesin arasında duruyor" demişti.

Sözün özrü, İsrail hızla yalnızlaşıyor.

Dahası, ABD ve Biden yönetimi de İsrail'in kendilerini süratle dibe çektiğinin farkına varmış görünüyor.

Seneye yapılacak seçimlerde Başkan adayları için Yahudi oylarının önemli olduğu su götürmez bir gerçek.

Ancak sokakların küresel vicdanı artık İsrail destekçilerinden daha yüksek ses çıkarmaya başladı.

Haliyle başkanlık seçimi için de hesaplar yavaş yavaş değişecek gibi.

Bu da, Biden yönetiminin kendini artık bu katliamı sona erdirmeye mecbur hissetmesini sağlayabilir ki gidişat onu gösteriyor.

Netanyahu üzerindeki baskıyı da artırıyorlar.

Bunun somut adımlarını da görebiliyoruz.

Çünkü artık Amerikan siyasetinde, iktidardaki Demokrat Parti'de bile isyan sesleri yükseliyor.

Doğrudan Biden'a gönderdikleri mektupta "Biz de katliamın suç ortağıyız" diyerek tepkilerini gösteriyorlar.

Açıkça "Netanyahu çok ileri gitti" diyebiliyorlar.

Hatta Beyaz saray çalışanları Beyaz Saray'ın önünde gösteri yapıp ateşkes talep ediyor.

Yanına sokaklarda, üniversitelerde her gün düzenlenen protestoları koyarsanız, bu dalganın Biden için ölümcül bir tsunamiye dönüşmesi işten bile değil.

ABD Başkanı'nın "Dünya çapında Amerika'nın ahlaki yönünü kaybettiğine dair gerçek bir endişe var" demesi de durumun ciddiyetinin farkında olduğunun işareti.

İşte bu yüzden Biden, İsrail'in artık sivil katliamlarından kaçınması gerektiğini söylüyor.

Netanyahu'ya kabinesindeki kana susamış aşırı sağcılardan kurtulmasını öneriyor.

Dahası eş zamanlı olarak ABD istihbaratı demokratların sevdiği bir televizyon kanalına bilgi sızdırılıyor.

İsrail'in Gazze'deki saldırılarda kullandığı mühimmatın önemli yarıya yakınının güdümsüz olduğu yazılıp çiziliyor.

Amerikan basınında, İsrail'in bombardımanlarda sivil ayrımı yapmadığı anlatılıyor.

Yani Netanyahu hükümetine baskıda medya ayağı da devreye girmiş durumda.

Üstelik bu, Biden "Gelişigüzel bombalamalar nedeniyle İsrail destek kaybediyor" dedikten 36 saat sonra oluyor.

İsrail başbakanı bunları dinleyecekmiş gibi görünüyor ama şunun farkına varmalı.

Bu katliamlara devam ederse onu Biden bile kurtaramayacak.

Diğer katliam yanlısı aşırı sağcı bakanlarıyla birlikte tarihin sayfalarında soykırımcı olacak yer alacak.

Ve en çok onun adı hatırlanacak.

Tablo böyleyken, Biden'ın kendisi arayarak Erdoğan'la yaptığı telefon görüşmesi daha da önem kazanıyor.

Katliamların sona ermesi için düğümü çözmesi, İsrail'in dizginlenmesi yolunda kilit bir adım olması herkesin ortak dileği.


Yazarın diğer yazıları