ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


Her zaman, her yerde

PKK terör örgütünün hain saldırısında verdiğimiz şehitler hepimizi yasa boğdu.

Allah hepsine gani gani rahmet eylesin.

Vatan için yapılan bu büyük fedakârlık ne ölçülebilir, ne bedeli ödenebilir.

Ama yapılabilecek bir şey var.

Bu milletin fertleri gece rahat uyusun diye onların yaptığı fedakârlığın boşuna olmadığını göstermeye devam etmek.

Tıpkı daha önce olduğu gibi.

Türkiye onlarca yıldır terörle mücadele halinde.

Bu kararlılık sona ermeyecek.

Ne olursa olsun, arkasında kim olursa olsun...

Son dönemde iyice hız kazanan sınır ötesi nokta operasyonlar bunu bir kez daha gösterdi, göstermeye de devam edecek.

Türkiye bugün Irak'ta Süleymaniye gibi bir derinlikte, terör örgütünün üst düzey isimlerini nokta operasyonlarla etkisiz hale getirebilecek güçte.

Kandil'e ulaşabilecek kabiliyette.

Suriye'de pek çok noktada terör hedeflerini art arda vurup örgütü mali ve lojistik açıdan felç edebilecek yetenekte.

Öyle ki terör örgütünün sözde yönetimin yöneticileri kameralar karşısında basın açıklaması yaparken, yakındaki bir hedefin vurulmasıyla dehşete kapılıp ortadan kaybolacak kadar endişe içindeler.

Sosyal medyadaki videolarda bunu açıkça gördük.

Türk silahlı Kuvvetleri, MİT, Jandarma ve Emniyet Teşkilatı canla başla çalışıyor ve hep böyle olacak, buna emin olun.

Daha geriye de gidilebilir elbette ama özellikle son 20 yıldaki gelişmeler Türkiye'yi siyasi, teknolojik ve istihbari açıdan terörle mücadelede çok daha etkin bir konuma getirdi.

Terör örgütünün üyeleri de yöneticileri de Türkiye'nin gözünü hep üstlerinde olduğunun sürekli farkında.

Son hain saldırı üzerinden "Ne işimiz var Hakurk'ta?" diye soran bir güruh var.

Onlar da bilsin de Türkiye'nin kuzey Irak'taki ve Suriye'deki meşru varlığı, güvenlik için olmazsa olmaz.

Türkiye güvenliğini sağladığı alanın boyutlarını Libya'ya, Doğu Akdeniz'e, Kafkaslar'a kadar uzatmışken, elbette ki sınırının hemen ötesinden kendine roket atan, kurşun sıkan teröristlerle de hakkıyla mücadele edecektir.

Terörü kaynağında kurutmak da en doğal hakkıdır.

İklim koşuları yılın bazı zamanlarında kar ve sis nedeniyle zorlaşsa da bölgenin coğrafi yapısı o konuşlanmaları gerektiriyor.

Aslında o soruyu soranlar da bunun gayet farkında.

Akıllarından geçenin, yani Mehmetçiğin o bölgelerden geri dönmesinin sonucununsa en çok ABD'ye yarayacağını biliyorlar.

Hani şu Suriye'de sözde "DEAŞ terörüyle mücadele" için PKK/YPG terör örgütünü yıllardır destekleyen ABD...

Örgüte binlerce TIR dolusu silah, mühimmat, malzeme göndermekle yetinmeyip füze ve helikopter eğitimi veren; onları sözde devletleştirmeye çalışan ABD...

Ortak tatbikatlar bile yapıyorlar.

Ve tabii ki İsrail...

Sizce terör örgütü bu hain saldırıyı kendi kendine mi yaptı?

Yani arkasında iplerini tutan, düğmeye basan birileri yok muydu?

Muhtemel ki vardı.

Özellikle de bu iki ülke...

ABD ve İsrail...

Irak ve Suriye'nin durumu malum.

Fiili bölünmüşlüğün yanında şiddet kol geziyor, terör örgütleri cirit atıyor.

ABD ve Orta Doğu'daki en büyük ortağı İsrail'in bölgeyi dizayn etmesi için bulunmaz bir nimet.

Hem Irak ve Suriye'de hem Gazze meselesinde buna karşı koyan bir Türkiye ise elbette hoşlarına gitmeyecek.

Türkiye hem Irak hem Suriye'de PKK terör örgütüne karşı yoğun mücadeleyi hiç bırakmıyor.

Dahası, Irak merkezi hükümetiyle de PKK konusunda yakın temas halinde.

Bölgesel Kürt Yönetimi'nin başındaki Barzaniler de PKK'dan rahatsız.

Geriye kalan Talabani ailesi ise örgütle kol kola.

Zaten zaman zaman teröristlere nokta operasyonların yapıldığı Süleymaniye'nin onların kalesi olduğunu da hatırlatmakta fayda var.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Bizi terörle yıldıramazlar" sözü de açık bir mesaj içeriyor.

O örgütün arkasında başkaları olduğunu ve amaçlarını ortaya koyuyor.

Teröre dış desteğin kesilmesi şart.

Buna hesapta NATO müttefikimiz olan ABD'nin vekaleten savaşını sona erdirmek de diyebiliriz.

"Tek destek veren ABD mi?" diyenleriniz olacaktır.

Elbette değil ama en büyük desteğin onlardan geldiği de bir gerçek.

Bu desteği siyaseten kesmek hayati.

Yapabilmek, masa başında kazanmakla olacak.

Masada güçlü olmanın şartı da sahada güçlü olmaktan geçiyor.

İşte o nedenle kahraman emniyet güçlerimiz her zaman ve her yerde teröristlerin ensesinde olmaya devam edecek.

Bu milletin kalbi de hep onlarla birlikte çarpacak.


Yazarın diğer yazıları