ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


Gemiyi yürütmek

Gazze, Sudan, Avrupa, Ukrayna, Rusya, Kafkaslar, Çin, Latin Amerika derken dünya bir sorunlar yumağının içinde.
Bir yanda çatışmalar, diğer yanda ticaret savaşları...
Her ülke bu kaotik ortamda kendi hedefine yol almaya çalışıyor.
Kimi ülkeler çatışmaları çözmeye çalışarak barış ve huzur ortamıyla birlikte refaha ulaşmayı amaçlıyor.
Kimileri de aksine kaostan beslenerek amaçlarını gerçekleştirme çabasında.
Bir de nabza göre şerbet verip, bazı bölgelerde gerilim çıkarıp bazı bölgelerde gerilimleri yatıştırarak yol alanlar var.
Tüm bu karmaşa içinde, ABD Başkanı Trump'ın "kendi gemisini yürüttüğünü" çok da fark edemiyoruz.
Aslında birkaç örneği alt alta koyunca ortaya tam da bu tablo çıkıyor.
Ama bu yazıda bunlardan özellikle birine değineceğim.
Örneğin Beyaz Saray'da Perşembe akşamı yapılan toplantı.
Trump, Orta Asya ülkelerinin liderleriyle buluştu.
Kazakistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Özbekistan liderlerini ağırladı.
Bu aslında yıllık yapılan bir toplantı.
Önce dışişleri bakanları seviyesindeydi.
Biden döneminde liderler seviyesine yükseltildi.
Trump ise toplantıyı Beyaz Saray'a alarak, bu bölgeye verdiği önemi ve ilgiyi gösterdi.
Orta Asya'nın sessiz sahnesinde açık bir hamle yaptı.
Toplantıdan çıkan iki önemli sonuç var.
Biri, Kazakistan'ın İbrahim Anlaşmaları'na katılması.
Malum anlaşma, İsrail'in önce bölge ülkeleriyle, sonra daha geniş bir coğrafya ile normalleşmesini hedefliyor.
Peki Kazakistan'ın İbrahim Anlaşması vasıtasıyla İsrail'le normalleşmeye ihtiyacı var mı?
Aslında yok.
Çünkü Kazakistan İsrail'i zaten tanıyor ve burada büyükelçiliği de var.
Ancak Trump meseleye daha geniş bir perspektiften bakarak, İsrail'in Müslüman devletlerle normalleşme sürecini coğrafi ve işlevsel olarak genişletiyor.
Trump'ın Gazze'deki ateşkes planı da alında bu büyük hedefin parçası.
Yani İsrail'in Müslüman coğrafya ile normalleşmesi.
Böylece Orta Doğu'da güvenlik krizlerini, bir şekilde İsrail'in güvenliğini de sağlayarak yatıştırmak.
Daha büyük hedefse, ABD'nin artık enerjisini Pasifik'te Çin'le mücadeleye daha yoğun şekilde harcama gerekliliği.
Çünkü 2030'lardan sonra Tayvan merkezli yeni bir gerilim yaşanması muhtemel.
Çin hızla buna hazırlanıyor.
Üçüncü uçak gemilerini hizmete aldılar bile.
Sayı daha da artacak.
ABD de Orta Doğu'da bir şekilde sükûneti sağlayıp artık bu meseleye eğilmek istiyor.
İkincisi, Kazakistan'la yapılan 17 milyar dolarlık enerji ve nadir elementler anlaşması.
Malum, bu bölge hem petrol ve doğalgaz hem nadir elementler açısından oldukça zengin.
Bu nedenle de Trump'ın iştahını kabartıyor.
Nadir elementler, post modern sanayi dünyasında en kıymetli maddelerden biri.
Çin'in tekelindeki piyasada hayatta kalabilmek için ABD adına alternatif oluşturmak şart.
Bunu daha önce Ukrayna'da da yapmıştı.
Görünen o ki Orta Asyalı liderler de ABD ile yakınlaşmaya oldukça iştahlı.
Toplantıda ABD Başkanı'na dizilen methiyeleri duyunca şaşırdığımı itiraf etmeliyim.
Mesela Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev, "Siz göklerden gönderilen bir lidersiniz" dedi.
Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, "Dünya Başkanı" diye niteledi.
Şüphesiz Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de bu görüşmeyi yakından izledi.
Rahatsız olduğunu tahmin etmek zor değil.
Putin'in bunu unutacağını ya da yok sayacağını da düşünmüyorum.
Ukrayna savaşından kafasını kaldırabildiğinde hesabını sormayı mutlaka aklının bir köşesine yazmıştır diye tahmin ediyorum.
Açıkçası benzer durumun, Zengezur'da Trump Koridoru kurulmasında da yaşandığı düşüncesindeyim.
İşte bu nedenle, ABD Rusya'nın arka bahçesini kurcalarken Ukrayna savaşını sona erdirmeye ne kadar istekli, şüphelerim var.
Aslında bu noktada Ukrayna savaşı, ABD için bir ikileme de dönüşüyor.
Çünkü orayla uğraşmak, ABD adına da ikinci bir Ortadoğu sarmalı demek.
Enerjisini Pasifik'e yöneltmek için iki büyük ayak bağından biri.
ABD'yi meşgul etmesi bakımından, Çin'in de Ukrayna savaşının sona ermemesini isteyeceği kanaatindeyim.
Bu da bir açmaz oluşturuyor.
Orta Asya liderleriyle görüşmeye ve verilen mesajlara dönelim...
Trump son hamlesiyle Orta Asya'yı Doğu-Batı dengesi içinde yeniden konumlandırıyor.
Rusya için bir baş ağrısı daha...
Trump ayrıca, Ukrayna savaşı sonrası ortaya çıkan alternatif enerji hatlarına oynuyor.
Yaptırımlar üzerine Rusya'nın petrol ve doğalgazı Avrupa'dansa çok daha büyük şekilde Asya'ya yönelmişti.
Çin ve Hindistan en büyük alıcılar.
Orta Asya ülkeleri de bu açıdan daha önemli hale geldi.
Trump son hamlesiyle aslında Moskova'nın arka bahçesine dalarak Rusya ve Çin'in artan etkisine karşı denge ve çevreleme politikası da güdüyor.
Bakalım dananın kuyruğu nerede kopacak...


Yazarın diğer yazıları
Çağrı Alkan
TRÇ
Çağrı Alkan
Utanıyorum