ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


Ben bir ceviz ağacıyım

Ukrayna'nın hafta sonunda Rusya'nın derinliklerine düzenlediği saldırılar Moskova için gerçekten de büyük bir sürpriz oldu.

Üstelik bir buçuk yıldır hazırlığı yapılan, ince düşünülmüş bir istihbarat operasyonu olduğu ortaya çıktığında, Kremlin'in aldığı imaj darbesi hayli büyüktü.

Ukrayna Güvenil Servisi, yani ülkenin istihbarat teşkilatının yaptığı saldırıların, sınırdan 4 bin kilometre içeriye kadar ulaşıp etkisini göstermiş olması zaafları ortaya döktü ki tam da kritik bir dönemde olması bakımından Rusya için can sıkıcıydı.

Ukrayna Rusya'nın farklı bölgelerinde 5 askeri üssü birden vurdu.

Bunların dördü hava üssü, biri de nükleer denizaltı üssüydü.

Hava üslerinden biri de Rusya'nın gurur kaynağı olarak gördüğü uzun menzilli stratejik bombardıman uçaklarının bulunduğu merkezlerdendi.

O uçaklar, Rusya'nın çok uzun mesafelerden ve çok yüksek irtifadan hedefleri bombalamasını sağlıyor.

Bir kez daha savaş sahasında kuralları değiştiren tarihi hamlelere şahit olduk.

İHA'ların kullanımının, istihbarat operasyonuyla birleşince ne kadar etkili olabileceğine şahit olduk.

Türkiye'nin İHA teknolojisi geçtiğimiz yaklaşık 10 yıl içinde zaten oyun değiştirici olmuştu.

Örneğin Suriye'de devrimden yıllar önce yapılan bir operasyonda Türkiye İHA'ları asli hava unsuru olarak kullanmış, pek çok ülke bundan ders çıkarmıştı.

Ama Ukrayna'nın son saldırısı daha da ileri gitti.

Aslı saldırı unsur olarak FPV diye tabir edilen küçük boyutlu droneları kullandı.

Bunlar çok ucuz maliyetli ve her yerden temin edebilirsiniz.

Hatta büyük marketlerden bile.

Bunlara bağlanan patlayıcılarla ve yapılan yazılım değişiklikleriyle, toplasanız birkaç bin doları geçmeyecek maliyetteki küçük İHA sürüleri Rusya'nın dev bombardıman uçaklarını imha etti.

Ukrayna'nın iddiasına göre Rusların stratejik bombardıman uçaklarının üçte biri yok oldu.

Verdikleri zarar 7 milyar dolar civarında.

Rusya hasarın çok daha küçük olduğunu iddia ediyor.

Öyle bile olsa aldığı imaj darbesinin boyutları devasa, orası kesin.

Peki Ukrayna bunu nasıl yaptı?

Bir buçuk yıllık hazırlık sürecinin iki önemli ayağı vardı.

Bunlardan biri o droneları Rusya topraklarına geçirmek.

Muhtemel ki Rusya'nın Kursk bölgesindeki Ukrayna işgali gibi sınırda kaotik ortamların oluşturduğu tablo bunu kolaylaştırdı.

Rusya topraklarında, o dronelar ahşap baraka parçalarının içine, özellikle de çatı bölümlerine gizlendi.

Artık görünürde sadece ticari birer ürün, portatif barınaktı.

Gözaltına alınan şoförlerin ifadelerinden anlaşılıyor ki onları hedeflerin olduğu bölgelere taşırken hiçbir şeyden haberleri yoktu.

Patronlarının emriyle sevkiyatları yapmışlar, yolda gelen telefonla mola vermeleri gerektiğinde söylemiş, onlar da uymuşlardı.

Üstelik Ukrayna istihbaratı, yükler yolda durdurulup incelenmesin diye dolaylı yollardan Rus polisine rüşvet de vermişti.

İddialar bu yönde.

Sonra o yüklerin çatıları bir anda açıldı.

İçlerinden çıkan drone sürüleri doğrudan önceden belirlenmiş hedeflere yöneldi.

En yıkıcı saldırı İrkutsk bölgesindeki Belaya üssüne yapılandı.

Sınırdan 4 bin kilometre uzakta olan nokta da tam olarak burası.

Dronelara yüklenen yapay zeka destekli özel yazılımlarla, stratejik bombardıman uçakları ve zayıf noktaları tanıtılmıştı.

İnsansız hava araçları tam da o noktalara yönelmişti.

Uçakların kanatlarında, tam altlarında yakıt tanklarının olduğu noktalar vurulmuştu.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy, bunun titizlikle hazırlanan bir operasyon olduğunu açıkladı.

Yürütenler de Ukrayna topraklarındaydı.

Yani düğmeye basanlar her şeyi uzaktan yaptılar.

Rusya'da bile değil, binlerce kilometre ötedeydiler.

Üstelik Zelenskiy'nin açıklamasına göre, dronelar hedeflere ulaşana kadar geçen sürede, operasyonun sevk ve idaresini sağlamak için Rusya içinde bazı noktalar oluşturulmuştu.

Bunlardan biri de Rus istihbarat servisinin burnunun dibindeydi.

Cem Karaca'nın seslendirdiği Nazım Hikmet'in ünlü dizelerini akıllara getirmiyor mu?

"Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda

Ne sen bunun farkındasın en de polis farkında"

Ukrayna bunu tek başına yapabilir mi?

Hiç kimse bu soruyu "evet" diye yanıtlamıyor.

Böyle kapsamlı, ince düşünülmüş, ilmek ilmek işlenmiş bir istihbarat saldırısı için dışarıdan destek almış olmaları en mantıklı seçenek.

Rusya da aynısını düşünüyor.

Ukrayna'nın istihbarat alanında arkasındaki en büyük kuvvet İngilizler.

Peki, saldırıdan bir gün sonra İngiltere Başbakanı'nın çıkıp da Rusya ile gelecekte olası bir savaş hazırlanmak için yeni bir güvenlik planı ilan etmesi sizce tesadüf mü?

Saldırının zamanlaması da son derece kritikti.

Tam da İstanbul'da tarafların yeniden masaya oturduğu ikinci toplantının bir gün öncesinde düzenlendi.

O anda iki ihtimal öne çıktı.

Birincisi, Ukrayna'nın Rusya'nın taktiğine başvurup masaya otururken gerilimi tırmandırıp el yükseltmesiydi.

Bir başka deyişle Putin'i masaya gelmeye zorlamasıydı.

Zelenskiy de aslında bunu amaçladıklarını söyledi.

İkincisi de savaşın bitmesini istemeyen bazı güçlerin İstanbul sürecini ve Türkiye'nin arabuluculuk çabalarını sabote etmesiydi.

Söylemlerin ötesinde iki ihtimal de mümkündü.

Ve ikisinin de arkasında yabancı istihbarat aklını yok saymamak gerekli.

Görünen o ki Putin de bunun fazlasıyla farkındaydı.

Sürecin sabote edilmemesine mahal vermemek için, daha önce açıklandığı gibi İstanbul'a heyet gönderdi.

Üstelik başında doğrudan Devlet Başkan Yardımcısı vardı.

Bu ikinci ihtimali düşünenlere önemli bir mesajdı.

Toplantıdan önemli somut bir ilerleme çıkmadı.

Bu da Putin'in karşıdan gördüğü "zorlayıcılık" hamlesinin farkında olduğu ve meydan okuduğunu gösteriyor.

Aslında bu saldırı olmasa bile böyle hızlı bir ilerleme beklemek zaten fazlaca iyi niyetli olurdu.

İkinci bir esir takası için hazırlıklar yapılacak.

Bu şartlarda o masanın yeniden kurulabilmesi ve tarafların oturup konuşması bile başlı başına başarı sayılabilir.

Her şeye rağmen Türkiye süreci ilerletmekte kararlı.

Ana hedef yıl sonuna kadar neticeye ulaşmak.

Elbette tarafların pozisyonları, görüşleri ve talepleri arsında derin uçurumlar var.

Bunların ortak ve makul bir noktada buluşabilmesi içinse konuşmaya devam etmek hayati önemde.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bizzat açıkladı.

Putin ve Zelenskiy'i, Trump ve kendisinin de olduğu bir masada buluşturmak istiyor.

Çözüm yolunda adım atmak için olabilecek en iyi seçenek bu.

Olabilmesi için de sahada tansiyonun düşmesi gerekli.

Peki olabilir mi?

Bence çok kısa vadede olmasa da kesinlikle mümkün.

Ama muhtemel ki önce Putin'in bu saldırıya aynı sertlik ve şaşırtıcılıkla cevap vermesini göreceğiz.

Nasıl ve ne zaman gerçekleşeceği, sürecin seyrini etkileyecek en önemli faktör olacak.

Ukrayna'nın artık Rusya'nın ne kadar derinliklerine ulaşabileceğinin farkında olmasıysa Kremlin açısından durumu hayli karmaşık hale getiriyor.

Pazar günkü saldırı bir ilkti ama son olmayabilir.


Yazarın diğer yazıları