ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE


Ateşkesin dengesi

Son günlerde Karadeniz'de, Türkiye kıyılarına oldukça yakın sayılabilecek noktalarda gemilere saldırılar düzenleniyor.
Türk karasularında değil ama deniz yetki alanları içindeki bu saldırılar haliyle savaşın kaosunu geçmişe göre daha güneye indiren adımlar.
İlk saldırıda Rus gölge filosuna ait olduğu öne sürülen boş tankerler vurulmuştu.
İkicisinde, Rusya'dan Gürcistan'a giden Ayçiçek yüklü gemi hedef alındı.
Elbette bunların zamanlaması boşuna değil.
Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşı sona erdirmek, önce ateşkes imzalayıp sonra da bir ihtimal barışa gidecek yolun taşlarını döşemek için ABD'nin merkezinde olduğu bir girişim var.
Ve süreç ilerlerse Türkiye de kilit konumda olacak.
Süreci özetlemek gerekirse, Trump yönetimi başta Gazze'deki planı zemin alarak Ukrayna'da silahların suması için 28 maddelik bir paketi masaya koydu.
Kimilerine göre bu aslında Moskova'da hazırlanmıştı ve "Rusların dilek listesiydi."
Çünkü içeriği neredeyse tamamen Rusya'ya bir zafer armağan ediyordu.
Avrupa ve Ukrayna devreye girdi, Cenevre'de görüşmeler yapıldı.
Plan Ukrayna'nın lehine daha kabul edilebilir bir hale dönüştürüldü.
Tabii ki bu, Rusların hoşuna gitmeyecek değişiklikler demek.
Ukrayna bununla kalmadı.
Trump'ın temsilcisi Witkoff ve özel danışmanı Kushner Moskova'ya gitmeden önce ABD'ye heyet gönderdi.
Ruslarla görüşmeden önce son rötuşlar yapıldı.
Ve gözler Moskova'ya döndü.
Trump'ın ekibi, Salı günü Moskova'da Putin ile görüştü.
Kremlin bu tür pazarlıkları kameralar önünde ağız dalaşına çevirmekten hoşlanmaz.
Ketum davranmayı sever.
Yine aynı tutumu takınıyor.
Anlaşmaya nasıl yaklaştığını zaman içinde tavırlarından anlayacağız ama tahminler Ukrayna lehine yapılan bazı önemli değişikliklerin geri alınması ya da hafifletilmesini istedikleri yönünde.
İki tarafın tutumu arasında büyük bir uçurum var.
Bunu aşmak kolay değil.
En kritik konuyla toprak meselesi.
Çabalar ve diyalog sürdükçe bir çözüm umudu her zaman her yerde vardır.
Sonuca ulaşmak zorsa, önce çatışmalar dondurulur.
Sonrası zamanla çıkabilecek yeni fırsatlar, oluşabilecek yeni şartlar ve dengelerin getirecek imkânlarla şekillenebilir.
Bu her zaman olmayabilir de ama neticede silahların susturulmuş olması da bir kazanımdır.
Ukrayna savaşı özelindeyse soruna kısa vadede net bir çözüm bulunabilir mi, şahsen emin değilim.
Ama bir çözüm olacaksa bunda da bir denge olması gerekli.
Örneğin İngiliz basını, Trump'ın Ukrayna'nın doğusundaki Rus kontrolünü tanımak üzere hazırlık yaptığını söylüyor.
Böyle adımların bir kere Ukrayna ve Avrupa adına süreci raydan çıkarması, ABD ile ilişkilerin bozulması riski var.
Diğer taraftan Rusya'dan yana da ince bir denge şart.
Rusya imparatorluk bakiyesi olan bir devlet.
Ve hala bu iddiaları taşıyan bir aktör.
Üstelik başında da Putin gibi güçlü bir figür var.
Böyle bir devletin ve yönetimin yatıştırma siyaseti üzerinden masaya oturtulduğunu, o masadan kazançlı çıktığını, tarihsel iddialarının gerçekleşmesiyle masadan kalktığını düşünelim.
Yani Trump'ın Putin'e Ukrayna'da istediklerini verdiğini varsayalım.
Bunlar kabaca Kırım ile Ukrayna'nın doğusundaki dört bölgenin tamamının Rus toprağı kabul edilmesi...
Putin "Ukrayna mevzilerden çekilsin, savaş durur" diyor ya...
Ukrayna'nın zorlanmasıyla bunun olduğunu düşünelim.
Evet bu ilk aşamada silahları susturacak, bir çatışmasızlık rejimi oluşturacaktır.
Ama imparatorluk bakiyesi olan bir devletin, tarihsel emellerinin bir kısmını gerçekleştirdiğini görmesi, bundan sonrası için de iştahını kabartmayacak mı?
Daha sonra, belki de yıllar içinde başka adımların da geleceğini peşinen kabul etmek anlamına gelmeyecek mi?
Putin ile bir tutma manasında söylemiyorum ama tarihte Hitler örneği bunu göstermedi mi?
Çekoslavakya'da Hitler'e istediğini verenler, daha fazlasının olmayacağını düşünmüştü ama öyle olmadı.
O taviz Hitler'i durdurmak yerine daha da iştahlandırdı.
Rusya yatıştırılırsa, yani istedikleri her şey verilirse ilerleyen yıllarda Baltıklar başta olmak üzere Doğu Avrupa'nın başka bölgelerinde ya da Balkanlar'da yeni sorunlar çıkmayacağını kim garanti edebilir?
Avrupa zaten bu sebeple yıllardır "Rusya ile olası bir savaşa hazır olmalıyız" endişesi yaşamıyor mu?
Bu madalyonun bir yüzü...
Bir de diğer yüzü var.
Ukrayna savaşında çözüm ararken Rusya'nın tamamen ezilmesi, yıpratılması da muhtemelen bir başka yanlış olacaktır.
Yani bölgesel ve küresel güç denkleminden dışlanması da sağlıklı olmayacaktır.
İkisinin de tehlikeli olduğunu düşünüyorum.
Çünkü bu durumda Karadeniz'in kuzeyinde, Kafkaslar'da, hatta Balkanlar'da ortaya muazzam bir güç boşluğu çıkabilir.
Peki bu boşluğu kim dolduracak?
Ya da doldurmak için kimler kıyasıya bir mücadele içine girecek?
Türkiye elbette bir yerinde olacaktır ama bu boşluğu doldurmak için elini kirletmekten çekinmeyecek başka pek çok aktör de var.
Yani bölgede ciddi bir istikrarsızlığa yol açabilir.
Bu da her fırsatta "huzur ve istikrar" çağrısı yapan Türkiye için bir yeni bir risk faktörü demek.
Hele ki Ortadoğu; özellikle de Suriye, Irak ve Filistin meselesi ciddi anlamda meşgul ederken.
İşte bu yüzden sorunu çözerken denge çok önemli.
O dengenin kurulup kurulamaması, Karadeniz çevresi ile doğusu ve batısına doğru uzanan coğrafyaların da huzuru için belirleyici olacaktır.


Yazarın diğer yazıları
Çağrı Alkan
TRÇ
Çağrı Alkan
Utanıyorum