İşgalci İsrail'in hava destekli saldırılarında şimdiye kadar 6 binin üzerinde çocuk hayatını kaybetti.

Hayatlarının başında şehit edilen masumların sayısı her geçen gün artmaya devam ediyor.

O çocuklar 7 Ekim öncesine kadar Gazze'nin sokaklarını şenlendiriyordu.

Anne ve babalarının dualarıyla okul yoluna düşüyorlardı.

Filistin'in geleceğiydi onlar...

İsrail katliamlarıyla Filistin'in geleceğini de solduruyor.

Ebeveynleri onları "Cennette buluşuruz inşaallah" diyerek toprağa veriyori.

Masum çocukların çoğu toplu mezarlara defnediliyor.

Gazze ağır yaralı bir coğrafya artık ama direniyor.

Soykırıma karşı direniyor.

Katliamlara rağmen direniyor.

Zulme kör ve sağır kalanlara inat direniyor.

Açlığa rağmen, susuzluğa rağmen direniyor.

Gazzeliler insanlık vicdanının devreye girmesini bekliyor.

Terör devleti İsrail ise kan akıtmaya doymuyor.

Batı dünyasının desteğiyle katliam üzerine katliam yapıyor.

Öldürdükleri yetmezmiş gibi, ağır yaralıları taşıyan ambulansları bile hedef alıyor işgalci güçler.

Bombalardan kurtulan ambulanslar ise keyfi bahanelerle saatlerce bekletiliyor.

Filistinli doktorlar imkansızlıklar içinde yaralıları tedavi etmeye çalışıyor.

Hastanelerde tıbbi malzeme ve ilaçlar tükendi.

Elektrikleri olmayan hastanelerde cep telefonu ışığıyla ameliyatlar yapılıyor.

O cep telefonları da araç aküleri kullanılarak şarj ediliyor çünkü Gazze günlerdir karanlık içinde yaşıyor.

Filistinliler karanlığın aydınlığa dönüşmesi için dua ediyor.

Aydınlığın ise bölgeye yeniden elektrik verilmesiyle değil insanlık vicdanın uyanmasıyla geleceğine inanıyor.