ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE

Ultra işlenmiş gıdalar konusunda uzmanlar ne diyor? Son araştırmalar şaşırtıcı sonuçlar ortaya koydu

Fatih Coşgun - | Son Güncelleme Tarihi:
Ultra işlenmiş gıdalar konusunda uzmanlar ne diyor? Son araştırmalar şaşırtıcı sonuçlar ortaya koydu

Türkiye'de ultra işlenmiş gıdaların yaygınlaşması, sağlıklı beslenme alışkanlıklarını tehdit ediyor. Son araştırmalar, minimum işlenmiş gıdaların kilo kontrolü ve genel sağlık üzerindeki olumlu etkilerini net biçimde ortaya koyuyor.

Kapat

HABERİN DEVAMI

Günümüzde Türkiye'de ve dünyanın birçok ülkesinde ultra işlenmiş gıdaların tüketimi hızla artarken, bu gıdaların sağlık üzerindeki etkileri de tartışma konusu olmaya devam ediyor. Son dönemde yayımlanan bilimsel araştırmalar, evde hazırlanan ve minimum düzeyde işlenmiş gıdaların, özellikle kilo kontrolü ve metabolik sağlık açısından önemli avantajlar sunduğunu gösteriyor. Ultra işlenmiş gıdaların ise, pratiklik ve kolaylık sağlamasına rağmen, uzun vadede obezite, diyabet ve kalp hastalıkları gibi ciddi sağlık sorunlarıyla bağlantılı olduğu vurgulanıyor.

Ultra işlenmiş gıdalar ve minimum işlenmiş gıdalar arasındaki temel farklar

Ultra işlenmiş gıdalar, endüstriyel süreçlerden geçirilmiş, genellikle orijinal gıdanın özünden uzaklaştırılmış ve çeşitli katkı maddeleriyle zenginleştirilmiş ürünler olarak tanımlanıyor. Bu ürünler arasında şekerli kahvaltılık gevrekler, aromalı yoğurtlar, gazlı içecekler, hazır noodle'lar, paketli bisküviler ve kekler, kitlesel üretilmiş ekmekler ve yeniden yapılandırılmış et ürünleri öne çıkıyor. Ultra işlenmiş gıdaların ortak özelliği, içeriklerinde çoğunlukla rafine nişasta, eklenmiş şeker, yağ ve tuz gibi maddelerin bulunması ve uzun raf ömrü ile lezzet artırıcı katkı maddeleri içermeleri.

Minimum işlenmiş gıdalar ise, doğallığını büyük ölçüde koruyan, sadece güvenli veya kolay hazırlanabilir hale getirilmiş ürünler olarak öne çıkıyor. Taze, dondurulmuş ya da paketlenmiş sebze ve meyveler, sade yoğurt veya süt, tam tahıllar, yumurtalar, taze veya dondurulmuş balık ve katkısız konserve bakliyatlar bu gruba dahil ediliyor. Bu gıdalar, besin değerlerini büyük ölçüde korudukları için, sağlıklı beslenme açısından önemli bir yere sahip. Araştırmalar, minimum işlenmiş gıdaların lif, vitamin ve mineral bakımından zengin olduğunu, aynı zamanda daha düşük kalori içerdiğini ortaya koyuyor.

Bilimsel araştırmalar ışığında kilo kontrolü ve sağlık

Nature Medicine dergisinde yayımlanan ve son dönemde büyük ilgi gören bir araştırmada, 50 yetişkin rastgele iki gruba ayrılarak, bir grup ultra işlenmiş gıdalarla, diğer grup ise minimum işlenmiş gıdalarla beslenmeye yönlendirildi. Her iki grubun diyetleri de Birleşik Krallık'ın ulusal beslenme standartlarına uygun şekilde hazırlandı. Araştırma sonucunda, her iki grubun da kilo verdiği gözlemlendi; ancak minimum işlenmiş gıdalarla beslenen katılımcıların, ultra işlenmiş gıdalarla beslenenlere kıyasla iki kat daha fazla kilo kaybettiği tespit edildi.

Bu farkın temel nedeni, minimum işlenmiş gıdalar grubunun toplamda daha az kalori alması olarak gösteriliyor. Ayrıca, bu grup, sadece kilo kaybı açısından değil, yağ kütlesinde azalma, trigliserit seviyelerinde düşüş ve sağlıksız gıdalara olan istekte azalma gibi başka sağlık göstergelerinde de daha olumlu sonuçlar elde etti. Ultra işlenmiş gıdalarla beslenen grup da belirli ölçüde kilo kaybı yaşadı ve kan değerlerinde bazı iyileşmeler görüldü; ancak bu değişiklikler, minimum işlenmiş gıdalar grubuna göre daha sınırlı kaldı. Araştırmacılar, bu bulguların, sağlıklı beslenmenin yalnızca kalori hesabından ibaret olmadığını, aynı zamanda gıdanın işlenme düzeyinin de belirleyici bir rol oynadığını vurguluyor.

Ultra işlenmiş gıdaların yaygınlaşmasının nedenleri ve sonuçları

Türkiye'de ve dünyada gıda sistemleri, giderek daha fazla ultra işlenmiş gıdalara bağımlı hale geliyor. Özellikle şehir yaşamının getirdiği hızlı tempo, pratik ve kolay ulaşılabilir gıdalara olan talebi artırıyor. Birleşik Krallık, Avrupa ve ABD'de yapılan araştırmalar, bu tür gıdaların toplam gıda tüketiminin yaklaşık yarısını oluşturduğunu ortaya koyuyor. Ultra işlenmiş gıdaların yaygınlaşmasının başlıca nedenleri arasında, uzun raf ömrü, düşük maliyet, kolay hazırlanabilirlik ve yoğun lezzet yer alıyor.

Bununla birlikte, bilimsel veriler, ultra işlenmiş gıdaların aşırı tüketiminin obezite, tip 2 diyabet, kalp hastalıkları ve bazı kanser türleriyle yakından ilişkili olduğunu gösteriyor. Bu gıdaların lif oranının düşük, eklenmiş şeker ve yağ oranının ise yüksek olması, sağlık açısından ciddi riskler doğuruyor. Uzmanlar, özellikle çocuklar ve gençler arasında ultra işlenmiş gıdalara olan eğilimin, ilerleyen yıllarda toplum sağlığını olumsuz etkileyebileceği uyarısında bulunuyor.

Ultra işlenmiş ve minimum işlenmiş gıdaları ayırt etmenin yolları

Bir gıdanın ultra işlenmiş olup olmadığını anlamak için, ürünün içerik listesini dikkatlice incelemek gerekiyor. Genellikle beşten fazla bileşen içeren ve evde kullanılmayan katkı maddeleri barındıran ürünler, ultra işlenmiş kategorisine giriyor. Özellikle renklendiriciler, aromalar, emülsifikatörler, stabilizatörler ve rafine nişastalar gibi maddeler, bu ürünlerin temel bileşenleri arasında yer alıyor. Minimum işlenmiş gıdalar ise, genellikle kısa ve sade bir içerik listesine sahip oluyor; katkı maddesi veya koruyucu içermiyor.

Etiket okuma alışkanlığı, tüketicilerin daha sağlıklı seçimler yapmasına yardımcı oluyor. Ayrıca, tütsülenmiş etler gibi bazı ürünlerde de dikkatli olmak gerekiyor. Ticari olarak üretilen pastırma, jambon ve sosis gibi ürünler, içeriklerindeki tuzlama maddeleri ve katkı maddeleri nedeniyle ultra işlenmiş olarak kabul ediliyor. Buna karşın, sade tütsülenmiş balıklar, daha az katkı maddesi içermeleri nedeniyle nispeten daha sağlıklı bir alternatif sunuyor. Gıda alışverişinde, işlenme düzeyine dikkat etmek, uzun vadeli sağlık açısından büyük önem taşıyor.

Minimum işlenmiş gıdaları beslenme düzenine dahil etmenin yolları

Sağlıklı bir beslenme planı oluşturmak isteyenler için, minimum işlenmiş gıdaların önemi giderek artıyor. Uzmanlar, yemekleri sebzeler, tam tahıllar ve baklagiller etrafında planlamayı öneriyor. Zaman kazanmak için konserve ya da dondurulmuş ürünler tercih edilebilir; ancak bu ürünlerin katkı maddesi içermemesine dikkat edilmeli. Sade süt ürünleri, eklenmiş şeker veya meyve püresi içermeyen yoğurtlar, taze meyve ve kuruyemişlerle zenginleştirilebilir. Her öğünde bir protein kaynağı, tam tahıl ve bol miktarda sebze veya meyve bulundurmak, hem doyurucu hem de besleyici bir öğün oluşturmanın anahtarı olarak görülüyor.

Yemekleri toplu olarak hazırlamak ve dondurmak, yoğun tempoda sağlıklı beslenmeyi kolaylaştırıyor. Ayrıca, minimum işlenmiş gıdaların lif ve besin içeriği yüksek olduğu için, uzun vadede kilo kontrolü ve kronik hastalıkların önlenmesi açısından da avantaj sağlıyor. Bu tür gıdaların diyete daha fazla dahil edilmesi, hem bireysel sağlık hem de toplum sağlığı açısından olumlu sonuçlar doğuruyor.

Ultra işlenmiş gıdaların rolü ve pratik öneriler

Ultra işlenmiş gıdaların tamamen hayatımızdan çıkarılması her zaman mümkün olmayabilir. Özellikle zaman kısıtlaması, hareket kabiliyeti sınırlı bireyler veya yemek pişirme olanakları kısıtlı olanlar için bu tür gıdalar pratik bir çözüm sunabiliyor. Ancak, uzmanlar, ultra işlenmiş gıdaların aşırı tüketiminden kaçınılmasını, mümkün olduğunca minimum işlenmiş ve evde hazırlanmış yemeklere ağırlık verilmesini öneriyor. Ara sıra tüketilen bir bisküvi veya hazır yemek, genel sağlık üzerinde ciddi bir tehdit oluşturmaz; önemli olan, bu tür gıdaların ana beslenme kaynağı haline gelmemesidir.

Son araştırmalar, ultra işlenmiş gıdalarla beslenen ve beslenme yönergelerine uyan bireylerin dahi kilo kaybı ve bazı sağlık yararları elde edebildiğini gösteriyor. Ancak, minimum işlenmiş gıdaların sağladığı faydalar, uzun vadede çok daha belirgin ve kalıcı oluyor. Sağlıklı bir yaşam için, dengeli bir beslenme düzeni oluşturmak ve işlenmiş gıdaların tüketimini sınırlamak, atılacak en doğru adımlardan biri olarak öne çıkıyor.

Sonuç: Sağlıklı beslenmede denge ve bilinçli tercihlerin önemi

Türkiye'de ve dünyada ultra işlenmiş gıdaların yaygınlaşması, sağlıklı beslenme alışkanlıklarını tehdit etse de, bireylerin bilinçli tercihler yapması bu riski azaltabiliyor. Minimum işlenmiş gıdaların beslenme düzenine dahil edilmesi, kilo kontrolü ve kronik hastalıkların önlenmesi açısından büyük avantajlar sunuyor. Araştırmalar, işlenmiş gıdaların tamamen hayatımızdan çıkarılmasının gereksiz olduğunu, ancak mümkün olduğunca doğal ve besleyici gıdalara yönelmenin sağlık üzerinde olumlu etkiler yarattığını ortaya koyuyor. Sonuç olarak, sağlıklı bir yaşam için, ultra işlenmiş gıdaların tüketimini azaltmak ve minimum işlenmiş gıdalara öncelik vermek, atılması gereken en önemli adımlar arasında yer alıyor.


Etiketler:
ultra işlenmiş gıdalar sağlıklı beslenme kilo kontrolü minimum işlenmiş gıdalar beslenme araştırmaları