ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE

Hayatın başlangıcı çözülüyor: Amino asitler ve RNA'nın buluşması

Mehmet Can Çoban - | Son Güncelleme Tarihi:
Hayatın başlangıcı çözülüyor: Amino asitler ve RNA'nın buluşması

University College London'daki araştırmacılar, yaklaşık 4 milyar yıl önce ilkel Dünya'da gerçekleşmiş olabilecek kritik bir kimyasal reaksiyonu başarıyla taklit ettiler. Deneylerinde RNA ve amino asitlerin kendiliğinden birleşmesini gözlemleyen bilim insanları, hayatın kökenine dair uzun süredir devam eden soruya yanıt bulma yolunda önemli bir adım attılar.

Kapat

HABERİN DEVAMI

Hayatın Dünya'da nasıl ortaya çıktığı sorusu, bilim insanlarını yüzyıllardır meşgul etmektedir. Yaklaşık dört milyar yıl önceki ilkel gezegenimizin koşullarını laboratuvarda yeniden oluşturan kimyagerlar, hayatın temelini oluşturan RNA ve amino asitlerin nasıl bir araya gelebildiğini gözlemleyerek bu gizemli süreci kısmen aydınlatmayı başardılar. Bu çalışma, hayatın kökenine ilişkin en önemli biyolojik ilişkilerden biri olan nükleik asitler ile proteinler arasındaki bağlantıyı anlamak açısından kritik ipuçları sunmaktadır.

Hayatın temelinde RNA ve proteinler

Günümüzde yaşayan tüm canlı organizmaların proteinlerini sentezlemesi, ribosom adı verilen son derece karmaşık bir moleküler makine aracılığıyla gerçekleşmektedir. Bu mekanizma, DNA'dan taşınan haberci RNA'da yazılı kimyasal talimatları okuyarak, amino asitleri birer birer birbirine bağlayıp protein oluşturmaktadır. Tıpkı bir fabrika montaj hattı gibi işleyen bu sistem, hayatın devamı için vazgeçilmez bir rol oynamaktadır. University College London'dan kimyager Matthew Powner, bu karmaşık sürecin ilk aşamasını nötr pH'ta suda oldukça basit kimya kullanarak amino asitleri RNA'ya bağlayarak başarmış olduklarını belirtmektedir. Powner'a göre, bu kimyasal reaksiyon kendiliğinden ve seçici bir şekilde ilkel Dünya'da gerçekleşmiş olabilir.

Proteinler kendi kendilerini kopyalayamadığından, amino asitlerin tam dizilişi için gerekli talimatlar RNA gibi nükleik asit dizilerinde kodlanmıştır. Bu nedenle proteinler birçok biyolojik süreçte kritik bir rol oynasa da, nükleik asit molekülleri onların üretimi için şablon görevi görmektedir. Ancak bu durum, iki farklı moleküler bileşenin ilkel Dünya'nın ıslak ve buharlı ortamında bir araya gelme yolunu bulması gerektiği anlamına gelmektedir. Hayatın protein sentezleme yeteneğine dayandığını vurgulayan Powner, protein sentezinin kökenini anlamanın hayatın nereden geldiğini anlamak için temel bir adım olduğunu ifade etmektedir.

Tiyoester dünyası hipotezi ve RNA dünyası teorisinin birleşimi

Amino asitlerin ve RNA'nın doğal birleşmesini tekrarlamak için geçmişte birçok girişimde bulunulmuştur. Ancak bu süreç yüksek enerjili bir aracı gerektirir ve önceki çalışmalar, bazı oldukça reaktif moleküllerin bu amaç için uygun olmadığını ortaya koymaktadır. Çünkü bu moleküller suda parçalanma eğiliminde olup, amino asitlerin RNA yerine birbirleriyle reaksiyona girmesine neden olmaktadır. University College London'dan kimyager Jyoti Singh liderliğindeki araştırma ekibi, bu sorunu çözmek için ipuçlarını biyolojiden almıştır. Tiyoester adı verilen, karbon, oksijen, hidrojen ve kükürt içeren yüksek enerjili bir bileşik kullanmaya karar veren araştırmacılar, bu dört elementin hayat için ne kadar hayati olduğunu bilmektedirler.

Tiyoesterlerin bazı biyolojik süreçlerde önemli bir aracı rol oynadığı ve ilkel organik çorbada bol miktarda bulunduğu düşünülmektedir. Bazı bilim insanları, tiyoesterlerin çoğalmasının RNA dünyasından önce geldiğine inanmakta ve bunu tiyoester dünyası hipotezi olarak adlandırmaktadırlar. Singh ve ekibi, simüle edilmiş organik çorbalarında yaptıkları deneyler sonucunda, tiyoesterin amino asidin RNA'ya bağlanması için gerekli dış enerjiyi sağladığını keşfetmiştir. Bu bulgu, kendi kendini kopyalayan RNA'nın temel olduğu RNA dünyası teorisi ile tiyoesterlerin hayatın en erken formları için enerji kaynağı olarak görüldüğü tiyoester dünyası hipotezini düzgün bir şekilde birleştirmektedir.

Hayatın kökenine doğru atılan önemli adım

Açık olmak gerekirse, hayatın kökenlerine ilişkin detaylı ve kapsamlı bir anlayışa sahip olmaktan bilim insanları hala oldukça uzak durumdadır. Ancak Singh ve ekibinin yeni araştırması, bu bileşenlerin yüksek enerjili bir aracıyla bir araya gelebileceğinin mümkün olduğunu göstermektedir. Bir sonraki araştırma adımı, RNA'nın genetik kodun ortaya çıkışını kolaylaştıracak belirli amino asitlere tercihen bağlanıp bağlanmayacağını incelemek olacaktır. Singh, karbon, nitrojen, hidrojen, oksijen ve kükürt atomlarından oluşan basit, küçük moleküllerin alınıp, bu Lego parçalarından kendi kendini kopyalayabilen moleküller oluşturulabileceği günü hayal etmektedir. Böyle bir başarı, hayatın kökenine dair soruyu çözmeye yönelik anıtsal bir adım olacaktır.

Yapılan çalışma, iki ilkel kimyasal Lego parçasının, yani aktive edilmiş amino asitler ve RNA'nın, hayat için gerekli olan kısa amino asit zincirleri olan peptitleri nasıl inşa etmiş olabileceğini göstererek araştırmacıları bu hedefe yaklaştırmaktadır. Her geçen gün hayatın kökenine ilişkin yeni bulgular ortaya çıkmasıyla, bilim insanları ilkel Dünya'nın kimyasal ortamında gerçekleşen bu mucizevi dönüşümü daha iyi anlamaya başlamaktadırlar. RNA ve amino asitlerin birleşmesi, sadece bir kimyasal reaksiyon değil, aynı zamanda milyarlarca yıl sonra Dünya'yı dolduracak olan tüm canlı yaşamın başlangıcı olmuştur.


Etiketler:
hayatın kökeni RNA amino asitler kimya