ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE

Semaglutid ilaçları yemek düşüncelerini önemli ölçüde azaltıyor

Fatih Coşgun - | Son Güncelleme Tarihi:
Semaglutid ilaçları yemek düşüncelerini önemli ölçüde azaltıyor

Yemek hakkında sürekli ve rahatsız edici düşünceler yaşayan kişilerin, semaglutid gibi GLP-1 reseptör agonisti ilaçlar kullanarak bu düşünceleri önemli ölçüde azalttığı yeni araştırmada ortaya çıktı. Avusturya'da yapılan çalışmaya göre, tedavi gören hastaların zihinsel sağlığı ve özgüveni de belirgin şekilde iyileşti.

Kapat

HABERİN DEVAMI

Yemek yeme konusunda takıntılı ve rahatsız edici düşünceler yaşayan bireyler, semaglutid adlı ilaçlar aracılığıyla bu zihinsel yükten kurtulabilmektedir. Ozempic olarak da bilinen bu tedavinin, kilo kaybı sağlamanın yanı sıra beyin fonksiyonlarını da etkileyerek yemek gürültüsü olarak adlandırılan obsesif düşünceleri bastırdığı, yeni bir araştırmayla kanıtlanmıştır. Bu bulgular, semaglutid tedavilerinin etkinliğini daha da güçlendirmekte ve hastaların yaşam kalitesine katkı sağlamaktadır.

Semaglutid ilaçları nasıl çalışıyor?

Semaglutid ve benzeri ilaçlar, reseptör agonistleri olarak sınıflandırılmakta ve vücudun doğal glukagon benzeri peptid-1 (GLP-1) hormonunu taklit ederek hücre tepkilerini tetiklemektedir. Bu mekanizma sayesinde iştah azalmakta ve sindirim süreci yavaşlamaktadır. Beyin sinyallemesinin bu süreçte önemli bir rol oynadığı bilinmekle birlikte, bağırsaklar ve diğer organların da katılımı söz konusudur. İlaçların etkisi sadece açlık merkezinde değil, aynı zamanda tat alma ve ödül sistemini işleyen beyin bölgelerinde de gözlenmektedir. Bu çok yönlü etki, hastaların yemek hakkındaki obsesif düşüncelerini azaltmada etkili olmaktadır.

Viyana araştırmasının bulguları

Avusturya'nın Viyana şehrinde Avrupa Diyabet Çalışmaları Derneği Yıllık Toplantısında sunulan araştırma, semaglutid geliştiricisi Novo Nordisk ve pazar araştırma firması Market Track tarafından yürütülmüştür. Kilo kaybı amacıyla semaglutid kullanan Amerika Birleşik Devletleri'ndeki 550 kişi incelenmiş, katılımcıların ortalama yaşı 53 olup çoğunluğu kadınlardan oluşmuştur. Araştırma grubunun yüzde 81'i en az dört aydır düzenli olarak semaglutid tedavisi almaktaydı. Elde edilen veriler, tedavinin yemek hakkındaki obsesif düşünceleri önemli ölçüde azalttığını göstermiştir.

Araştırmanın en dikkat çekici bulgusu, tedavi öncesinde yemek hakkında sürekli düşünceler yaşayan katılımcıların oranının yüzde 62 iken, tedavi sonrasında bu oranın yüzde 16'ya düştüğü olmuştur. Benzer şekilde, yemek hakkında düşünmek için çok fazla zaman harcadığını bildiren kişilerin sayısı da yüzde 63'ten yüzde 15'e gerilemiştir. Bu düşüşler, farklı sorular ve farklı anlatım biçimleri kullanıldığında da tutarlı sonuçlar vermiştir.

Kontrol edilemeyen yemek düşüncelerine sahip olanların oranı yüzde 53'ten yüzde 15'e düşerken, yemek düşüncelerinin olumsuz etkilerini bildirenlerin oranı yüzde 60'tan yüzde 20'ye gerilemiştir. Yemek düşüncelerinin günlük yaşamdan dikkatlerini dağıttığını söyleyenlerin sayısı ise yüzde 47'den yüzde 15'e inmiştir. Bu istatistikler, semaglutid tedavisinin yemek gürültüsü üzerindeki etkisinin ne kadar güçlü olduğunu açıkça göstermektedir.

Zihinsel sağlık ve yaşam kalitesindeki iyileşmeler

Semaglutid tedavisi alan hastaların sadece yemek hakkındaki düşüncelerinde değil, aynı zamanda genel zihinsel sağlık durumlarında da belirgin iyileşmeler gözlenmiştir. Araştırmaya katılan bireyler, tedavi süreci boyunca özgüvenlerinde artış yaşadıklarını ve daha sağlıklı alışkanlıklar geliştirebildiklerini bildirmişlerdir. Yemek gürültüsü olarak bilinen bu obsesif düşünceler, kilo kaybına çalışan kişiler için gerçek bir engel teşkil edebilmektedir. Çünkü bu tür düşünceler, sağlıklı beslenme planlarına ve düzenli egzersiz rutinlerine bağlı kalmayı zorlaştırmakta, ayrıca genel refahı olumsuz etkilemektedir.

Semaglutid tedavisi sayesinde bu engeller ortadan kaldırıldığında, hastalar daha kolay şekilde sağlıklı yaşam tarzını benimseyebilmektedir. Yemek hakkındaki takıntılı düşüncelerden kurtulmak, kişilerin diyetlerine daha iyi uyum sağlamasını ve egzersiz programlarını daha düzenli şekilde sürdürmesini mümkün kılmaktadır. Bu durum, kilo kaybının sadece fizyolojik değil, aynı zamanda psikolojik açıdan da desteklenmesini sağlamaktadır.

Almanya ve Avusturya'daki ek araştırma bulguları

Avusturya ve Almanya'daki araştırmacılar tarafından gerçekleştirilen başka bir yakın tarihli çalışma, semaglutid ve benzeri ilaçların beyin sinyallemesi üzerindeki etkilerini daha derinlemesine incelemiştir. Bu çalışmada kilo kaybı amacıyla semaglutid ve benzer ilaçlar kullanan 411 yetişkin incelenmiş, tedavinin beyin fonksiyonları üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Katılımcıların yüzde 60'ından fazlası yemek isteklerinde belirgin bir azalma bildirmiş, yarısından fazlası ise iştahlarında önemli ölçüde düşüş yaşadığını rapor etmiştir.

Bu araştırmanın ilginç bir bulgusu, katılımcıların yaklaşık beşte birinin tatlı ve tuzlu yiyeceklerin daha yoğun tatmaya başladığını bildirmesidir. Semaglutid tedavisi alan kişilerin tat alma duyuları değişmiş, bazı yiyecekler daha güçlü tatlar vermişti. Özellikle tatlı yiyeceklerin daha tatlı tattığını söyleyenlerin, yemek isteklerinde azalma bildirme olasılığı yüzde 85 daha fazla olmuştur. Bu bulgu, semaglutid ilaçlarının sadece açlık merkezini değil, aynı zamanda tat alma mekanizmalarını da etkilediğini göstermektedir.

Beyin sinyallemesi ve tat alma mekanizması

Almanya'daki Bayreuth Üniversitesi'nden endokrinolog Othmar Moser, bu araştırmaları yöneten bilim insanlarından biri olup, semaglutid ilaçlarının çalışma mekanizması hakkında önemli açıklamalar yapmıştır. Moser'e göre, bu ilaçlar sadece açlığı kontrol eden bağırsakta ve beyin bölgelerinde değil, aynı zamanda tat tomurcuğu hücrelerinde ve tadı ile ödülü işleyen beyin bölgelerinde de etki göstermektedir. Bu çok yönlü etki, semaglutid tedavisinin yemek gürültüsünü bastırma mekanizmasını açıklamaktadır.

Semaglutid ilaçlarının tat alma duyusu üzerindeki bu etkisi, tatlılık veya tuzluluk gibi güçlü tatların nasıl algılandığını incelikle değiştirebilmektedir. Beyin sinyallemesindeki bu değişim, iştahı doğrudan etkilemekte ve yemek hakkındaki obsesif düşünceleri azaltmaktadır. Tat alma mekanizmasının değişmesi, hastalar için yemek seçimlerini daha bilinçli hale getirmekte ve sağlıksız yiyeceklere olan istekleri azaltmaktadır.

Araştırmanın sınırlamaları ve gelecek perspektifi

Elde edilen bulgular oldukça etkileyici olsa da, araştırmanın bazı sınırlamaları bulunmaktadır. Çalışmalar doğrudan neden-sonuç ilişkisini göstermemekte, bilimsel testlerden ziyade geriye dönük kendi kendine raporlamaya dayanmaktadır. Ayrıca, bu bulgular henüz hakemli bir dergide yayınlanmamış olup, daha geniş kapsamlı araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Bununla birlikte, elde edilen veriler semaglutid ilaçlarının yemek gürültüsü üzerindeki etkisinin gerçek ve önemli olduğunu güçlü şekilde desteklemektedir.

Gelecek araştırmalar, semaglutid tedavisinin beyin sinyallemesi üzerindeki etkilerini daha detaylı şekilde inceleyecek ve bu mekanizmaları tam olarak anlamayı sağlayacaktır. Bu bulgular, kilo kaybı tedavilerinin sadece fizyolojik değil, aynı zamanda psikolojik yönlerini de dikkate alması gerektiğini göstermektedir. Semaglutid gibi ilaçların yemek gürültüsünü bastırma yeteneği, bu tedavilerin kilo kaybı programlarında daha etkili kullanılmasını sağlayabilecektir. Sonuç olarak, semaglutid tedavisi, kilo kaybı hedeflerine ulaşmak isteyen hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde iyileştirmekte ve onları daha sağlıklı bir yaşam tarzına yöneltmektedir.


Etiketler:
semaglutid Ozempic kilo kaybı beyin sağlığı yemek takıntısı