PKK Terör örgütü Irak'ın Kuzeyinde son bir ayda 31 askerimizi şehit etti. Son üç büyük saldırıda 21 şehit verdik. 22 Aralık'taki saldırıda 6 şehit, 23 Aralık'taki saldırıda yine 6 şehit ve 12 Ocak'taki saldırıda 9 şehit verdik.

PKK'nın her saldırısından sonra "Irak'ın Kuzeyinde ne işimiz var, Irak'ın Kuzeyine üs kurmamız doğru mu, biz nerede yanlış yaptık, taktiksel hatalarımız var mı, lojistik anlamda eksiklik mi var?" soruları tartışılıyor.

Oysa bu soruların hiç biri doğru soru değil ve tartışmaları rayından çıkararak başka bir düzleme çekme anlamı taşıyor? Doğru soru "Biz gerçekten PKK'ya karşı mı mücadele veriyoruz ya da biz aslında kiminle savaşıyoruz?" sorusudur.

PKK'YI KİM UPDATE ETTİ?

Doğru soru, "Bitme noktasına gelen PKK terör örgütü ne oldu da gelişmiş silahlara sahip oldu, can çekişen PKK terör örgütü ne oldu da yeniden hareket kabiliyeti sağladı, bölge halkından artık vergi adı altında haraç toplayamayan, ekonomik kaynakları kesilen PKK ne oldu da parasal güç kazandı?"

Cevap hafta sonu Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığında gerçekleşen ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un katıldığı güvenlik zirvesinden sonra yapılan açıklamanın bi cümlesinde saklı... "Terör örgütü, Suriye ve Irak sahasında köşeye sıkıştıkça, örgütü yeniden palazlandırma, yeniden canlandırma girişimleri hız kazandı. Son dönemde hudutlarımız dışında görev yapan birliklerimize yönelik artan terör eylemleri, örgütü semirtme senaryolarının sinsi birer parçasıdır"... Evet doğru soru PKK'yı kim semirtti?

PKK'YI SEMİREN OLAĞAN ŞÜPHELİLER

Türkiye'de son bir ayda olan bitene bakıldığında PKK terör örgütünü semirten olağan şüpheliler de iyot gibi açığa çıkıyor aslında. Son dönemde Atatürk ve hilafet üzerinden artan provokasyon girişimleri, operasyonlarda ele geçirilen ağır silahlar, PKK ve DEAŞ'ın Türkiye içinde eylem yapma arayışları, kontrespiyonajla deşifre olan başka ülkelerin casusları, sınırlarımızın hemen dibinde artan PKK saldırıları...

Her şey 7 Ekim'de İsrail'in Gazze'ye yönelik başlattığı katliam; Türkiye'nin yüksek sesle itirazı ve hemen arkasından Dünya'yı bu faşizme karşı örgütleme çabasıyla başladı. Türkiye İsrail'in insanlık dışı eylemlerine karşı sadece Arap ligini ve İslam İşbirliği teşkilatını toplamakla kalmadı, Dünya başkentleri arasında diplomatik mekik dokudu. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda Dünya'nın süper gücü denilen ABD'yi yalnız bıraktı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin daimi üyeleri Çin, Rusya, Fransa ve hatta İngiltere'yi ikna etti. Güvenlik konseyinde de ABD yapayalnız kaldı.

FARKINDAYIZ!

YPG'yi PKK'dan kendince ayrıştırıp tırlar dolusu silahla eğitip donatanların, hatta ortak tatbikat yaparak yeteneklerini bizzat gözleriyle görmek isteyenlerin farkındayız. Gazze'ye yönelik insanlık dışı katliama insani bir haykırışla itiraz ettiğimiz için karşımıza mertçe dikilmek yerine arkadan dolanarak iş çevirenlerin de farkındayız. Hepinizi tanıyoruz, hepinizi biliyoruz ve her şeyin farkındayız!