ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE

Soya yağı tüketimi gizlice kilo aldırıyor mu? ABD'den çarpıcı araştırma

Mehmet Can Çoban - | Son Güncelleme Tarihi:
Soya yağı tüketimi gizlice kilo aldırıyor mu? ABD'den çarpıcı araştırma

ABD'de yapılan son araştırmalar, soya yağı tüketiminin kilo alımında önemli bir rol oynayabileceğini ortaya koydu. Bilim insanları, soya yağının vücutta yarattığı etkileri ve bu etkilerin nedenlerini detaylı biçimde inceledi.

Kapat

HABERİN DEVAMI

ABD'de gerçekleştirilen yeni bir bilimsel çalışma, soya yağı tüketiminin kilo alımında beklenenden daha büyük bir rol oynayabileceğini gösterdi. Özellikle yüksek miktarda soya yağı içeren diyetlerle beslenen farelerde belirgin kilo artışı gözlemlenirken, bu etkinin arkasındaki biyolojik mekanizmalar da araştırmacılar tarafından detaylı şekilde incelendi. Soya yağı, Amerika Birleşik Devletleri'nde en çok tercih edilen yemek yağlarından biri olmasının yanı sıra, işlenmiş gıdalarda da yaygın olarak kullanılıyor. Sonuçlar, bu popüler yağın obeziteyle ilişkili metabolik yolları tetikleyebileceğine işaret ediyor.

Soya yağı ve kilo alımı arasındaki bağlantı

UC Riverside Üniversitesi'nde yürütülen araştırmada, yüksek yağ oranına sahip ve bol miktarda soya yağı içeren diyetlerle beslenen farelerin büyük bölümünde gözle görülür bir kilo artışı kaydedildi. Ancak genetik olarak değiştirilmiş ve karaciğer proteinlerinde farklılık bulunan bir fare grubunda ise bu kilo artışı yaşanmadı. Araştırmacılar, bu genetik değişikliğin, yağ metabolizmasında görevli yüzlerce geni düzenleyen karaciğer proteinlerinin farklı bir versiyonunu ürettiğini belirledi. Özellikle bu protein, vücudun soya yağında bolca bulunan linoleik asidi nasıl işlediğini de etkiliyor. Bilim insanları, bu bulgunun bazı insanların soya yağı açısından zengin bir beslenmeyle diğerlerine göre neden daha hızlı kilo aldığını anlamak için önemli bir adım olduğunu vurguladı.

Yapılan çalışmada, soya yağı tüketiminin kilo alımına yol açan biyolojik süreçleri tetiklediği ve bu süreçlerin linoleik asit üzerinden gerçekleştiği ortaya kondu. Linoleik asit, vücutta oksilipin adı verilen bileşenlere dönüştürülüyor. Bu oksilipinler, iltihaplanma ve vücut yağının birikimiyle ilişkilendiriliyor. Araştırmada, genetik olarak değiştirilmiş farelerin, aynı yüksek yağlı soya yağı diyetine rağmen çok daha az oksilipin ürettiği ve karaciğer dokularının daha sağlıklı olduğu gözlemlendi. Ayrıca, bu farelerde mitokondriyal aktivitelerin de iyileştiği ve bunun kilo alımını engelleyici bir etki yarattığı belirtildi.

İnsanlarda soya yağına verilen tepkiler neden farklı?

İnsan vücudu da, tıpkı farelerde olduğu gibi, karaciğer proteinlerinden HNF4α'nın iki farklı formunu üretiyor. Ancak insanlarda, bu proteinlerin daha az rastlanan versiyonu genellikle ancak kronik hastalık, uzun süreli açlık ya da alkolik yağlı karaciğer gibi metabolik stres durumlarında ortaya çıkıyor. Bu farklılık, yaş, cinsiyet, ilaç kullanımı ve genetik geçmiş gibi faktörlerle birleştiğinde, bazı bireylerin soya yağına karşı daha hassas olmasının nedenini açıklayabilir. Araştırmacılar, bu bulguların soya yağı tüketiminin kişiden kişiye değişen etkilerini anlamada önemli bir katkı sunduğunu ifade ediyor.

Çalışmanın bir diğer önemli bulgusu ise, linoleik asidin vücutta oksilipinlere dönüşümünde rol oynayan iki ana enzim ailesinin seviyelerinin genetik olarak değiştirilmiş farelerde belirgin şekilde düşük olması. Bu enzimlerin işlevi, tüm memelilerde – dolayısıyla insanlarda da – oldukça korunmuş durumda. Ancak, genetik yapı, beslenme alışkanlıkları ve çevresel faktörler, bu enzimlerin seviyelerinde önemli değişikliklere yol açabiliyor. Bu nedenle, soya yağı tüketiminin kilo alımı üzerindeki etkisi kişisel farklılıklar gösterebiliyor.

Oksilipinler ve obezite ilişkisi

Araştırmacılar, kilo alımıyla bağlantılı olan oksilipin türlerini linoleik asit ve soya yağında bulunan alfa-linolenik asitten türeyen belirli bileşenlere kadar daralttı. Bu oksilipinlerin, normal farelerde kilo alımı için gerekli olduğu tespit edildi. Ancak, düşük yağlı diyetle beslenen genetik olarak değiştirilmiş farelerde de oksilipin seviyelerinde artış gözlemlenmesine rağmen, bu farelerde obezite gelişmedi. Bu durum, oksilipinlerin tek başına kilo alımını tetiklemek için yeterli olmadığını, diğer metabolik faktörlerin de devreye girdiğini gösteriyor.

Ek olarak, araştırmada karaciğerdeki oksilipin seviyelerinin vücut ağırlığıyla doğrudan ilişkili olduğu, ancak kan seviyeleriyle böyle bir bağlantı kurulamadığı ortaya çıktı. Bu bulgu, yaygın olarak yapılan kan testlerinin diyetle ilişkili erken metabolik değişiklikleri her zaman doğru şekilde tespit edemeyebileceğine işaret ediyor. Yani, soya yağı tüketiminin vücutta yarattığı değişiklikler, kan testlerinde her zaman görünmeyebilir ve bu nedenle kilo alımı riski gözden kaçabilir.

Soya yağı tüketimi ve sağlık üzerindeki etkileri

Amerika Birleşik Devletleri'nde soya yağı tüketimi son yüzyılda beş kat artarak, toplam kalori alımının yaklaşık yüzde 2'sinden yüzde 10'a yaklaşmış durumda. Soya fasulyeleri bitkisel protein açısından zengin ve yağları kolesterol içermese de, linoleik asidin aşırı tüketimi özellikle ultra işlenmiş gıdalardan alınan yağlarla birlikte kronik metabolik rahatsızlıkları tetikleyebiliyor. Araştırmada, soya yağının kolesterol içermemesine rağmen, farelerde daha yüksek kolesterol seviyeleriyle ilişkili olduğu da tespit edildi.

Bilim insanları, soya yağı dışında mısır, ayçiçeği ve safran yağı gibi linoleik asit oranı yüksek diğer yağların da benzer etkiler gösterip göstermediğini araştırmaya devam ediyor. Soya yağının doğası gereği zararlı olmadığını belirten uzmanlar, ancak günümüzde tüketilen miktarların vücudun başa çıkabileceğinden fazla olabileceğine dikkat çekiyor. Bu nedenle, özellikle işlenmiş gıdalardan alınan soya yağı miktarının kontrol altında tutulması gerektiği vurgulanıyor.

Gelecekteki araştırmalar ve toplumsal farkındalık

Çalışmayı yürüten ekip, insanlarda doğrudan bir deney planlamasa da, elde edilen bulguların beslenme politikalarının şekillenmesinde ve gelecekteki bilimsel araştırmalarda yol gösterici olmasını umuyor. Araştırmacılar, tütünün kanserle ilişkisi konusunda toplumun bilinçlenmesinin uzun yıllar aldığını hatırlatarak, soya yağı tüketimiyle ilgili olası sağlık risklerinin daha kısa sürede anlaşılmasını temenni ediyor. Soya yağı ve benzeri yağların aşırı tüketiminin, özellikle obezite ve metabolik hastalıklar açısından önemli bir risk faktörü olabileceği konusunda uyarıda bulunuyorlar.

Sonuç olarak, ABD'de yapılan bu kapsamlı araştırma, soya yağı tüketiminin kilo alımı ve metabolik sağlık üzerindeki etkilerine dair önemli ipuçları sunuyor. Soya yağı, beslenme alışkanlıklarımızda yaygın olarak yer alsa da, özellikle linoleik asit miktarının aşırıya kaçması halinde, vücutta istenmeyen değişikliklere yol açabileceği görülüyor. Bu nedenle, sağlıklı bir yaşam için yağ tüketiminde dengeye ve çeşitliliğe dikkat edilmesi büyük önem taşıyor.


Etiketler:
soya yağı kilo alımı beslenme