ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE

Göz tansiyonunda erken teşhis körlüğü önlüyor

AA - | Son Güncelleme Tarihi:
Göz tansiyonunda erken teşhis körlüğü önlüyor

Türk Oftalmoloji Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Kıvanç Güngör, sinsice ilerleyen glokom hastalığının erken teşhisle tamamen önlenebileceğini vurguladı. Dünyada 70 milyon insanı etkileyen göz tansiyonu, körlüklerin yüzde 15'ini oluştururken, rutin kontroller sayesinde kalıcı hasardan korunmak mümkün.

Kapat

HABERİN DEVAMI

Göz tansiyonu olarak bilinen glokom hastalığının erken teşhisle kalıcı körlüğün önüne geçilebileceği, Türk Oftalmoloji Derneği tarafından düzenlenen 59. Ulusal Kongre'de gündeme geldi. Derneğin Genel Başkanı ve aynı zamanda Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Kliniğinde görevli Prof. Dr. Kıvanç Güngör, bu konuda yapılan rutin kontrollerin ne denli önemli olduğunu vurgulayarak, hastalığın sessiz sedasız ilerlemesine dikkat çekti.

GÖZ TANSİYONU NEDİR VE NASIL OLUŞUR?

Göz tansiyonu, göz içindeki sıvıda meydana gelen problemler nedeniyle gözün doku basıncının artması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Birçok kişi tarafından yanlış anlaşılan bu kavram, vücudun diğer bölgelerindeki kan basıncından tamamen farklıdır. Prof. Güngör, göz içi basıncının normal değerlerinin 10 ila 21 milimetre civa arasında olması gerektiğini belirtmiş, bu aralığın dışına çıkması durumunda ciddi sorunlar yaşanabileceğini ifade etmiştir. Göz tansiyonunun en tehlikeli yanı, hastalığın çok sinsi bir şekilde ilerlemesi ve belirtisiz bir dönem geçirmesidir. Bu nedenle, birçok hasta hastalığın ileri evrelerine kadar farkına varmayabilir.

GLOKOM HASTALIĞININ YAYGINLIĞI VE KÜRESEL ETKİLERİ

Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre, küresel ölçekte yaklaşık 70 milyon insanın glokom hastalığından etkilendiği bilinmektedir. Bu rakamın içinde yer alan 6,5 ila 7 milyon kişi ise hastalık nedeniyle körlüğe maruz kalmıştır. Glokom, tüm körlük vakaları içerisinde neredeyse yüzde 15'lik bir orana tekabül etmektedir. Bu istatistik, dünyada körlük yaşayan her 6-7 kişiden birinin glokom hastalığından dolayı bu duruma geldiğini göstermektedir. Türkiye'de ise durum daha ciddi görünmektedir; 40 yaşın üzerindeki nüfusun yüzde 2'si, genel nüfusun ise yüzde 3 ila 3,5'i glokom hastalığından etkilenmektedir. Bu veriler, hastalığın ne kadar yaygın olduğunu ve erken teşhisin ne denli kritik olduğunu ortaya koymaktadır.

RİSK FAKTÖRLERİ VE HANGİ YAŞ GRUPLARI DİKKAT ETMELİ?

Glokom hastalığı her yaşta görülebilmekle birlikte, belirli yaş grupları daha yüksek risk altındadır. 60 yaşın üzerindeki bireyler için glokom, kesin bir risk faktörü olarak değerlendirilmektedir. Bununla birlikte, 40 yaşın üzerine çıkan tüm bireyler düzenli göz muayanesi yaptırması gerektiği Prof. Güngör tarafından özellikle vurgulanmıştır. Hastalığın sadece yaşlı nüfusu etkilemediği, yenidoğanlarda da glokom görülebileceği dikkat çekilmiştir. Bebeklerde glokom teşhisi konulduğunda, aileler ve sağlık profesyonelleri tarafından çok dikkatli bir şekilde takip edilmesi gerekmektedir. Özellikle gözlerde çapaklanma, kızarıklık, sulanma, gözün boyutlarında değişiklik veya ödem gibi belirtiler görüldüğünde, bu durumlar ciddi bir uyarı işareti olarak kabul edilmelidir.

BEBEKLERDE GLOKOM: ERKEN TEŞHİSİN HAYATİ ÖNEMİ

Bebeklerde glokom hastalığı, genellikle her iki gözü de etkilemektedir; ancak vakaların yüzde 25'inde hastalık sadece bir gözde görülmektedir. Erken teşhis edilmediği takdirde, bebeklerde glokom hastalığı kalıcı körlüğe kadar ilerleyebilmektedir. Hastalığın ilerlemesi sırasında göz içi basıncının yüksekliği, göz sinirlerinde ciddi ve geri dönüşü olmayan hasara yol açmaktadır. Neyse ki, modern tıp alanında bebeklerde glokomun tedavisi cerrahi yöntemlerle başarıyla gerçekleştirilmektedir ve bu müdahalelerin sonuçları oldukça umut vericidir. Sağlık Bakanlığı, bu konuda takdir edilecek düzeyde yoğun çalışmalar yürütmektedir; ilk 3 ay ve ilk 6 ay taramaları gibi erken müdahale programları uygulanmaktadır.

ERKEN TEŞHİS VE RUTİN KONTROLLERİN ÖNEMİ

Glokom hastalığının tedavisinde en önemli faktör, hastalığın mümkün olan en erken aşamada teşhis edilmesidir. Rutin göz muayaneleri, hastalığın ileri evrelerine ulaşmadan müdahale etme imkanı sağlamaktadır. Tıp alanında tedavi olanaklarının gelişmesi, erken teşhis edilen hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde iyileştirmiştir. Prof. Güngör, 40 yaşın üzerindeki tüm bireylerin mutlaka düzenli muayene yaptırması gerektiğini, bu sayede glokom hastalığının erken evrelerde yakalanabileceğini ve kalıcı hasarın önlenebileceğini belirtmiştir. Ailelerin bu konuda uyanık olması, çocuklarında herhangi bir şüpheli bulgu görüldüğünde hemen tıbbi yardım alması, bebeklerde glokom kaynaklı körlüğü tamamen ortadan kaldırabilir.

Sonuç olarak, glokom hastalığı sessiz sedasız ilerlemesine rağmen, erken teşhis ve düzenli takip sayesinde tamamen kontrol altına alınabilir. Rutin göz muayaneleri, milyonları tehdit eden bu hastalıktan korunmanın en etkili yoludur. Özellikle 40 yaş üstü bireyler ve yenidoğanların ailelerine düşen sorumluluk, sağlık profesyonelleriyle işbirliği yaparak glokom hastalığının erken teşhisini sağlamaktır.


Etiketler:
glokom göz tansiyonu erken teşhis oftalmoloji körlük önleme