ANASAYFA
TV PROGRAMLARI
PROGRAMLAR
YAYIN AKIŞI
CANLI YAYIN
24 RADYO
REKLAM
İLETİŞİM VE KÜNYE

Milyonlarca kişinin verisi analiz edildi: Kalp hastalığının sırrı dört faktörde gizli

Fatih Coşgun - | Son Güncelleme Tarihi:
Milyonlarca kişinin verisi analiz edildi: Kalp hastalığının sırrı dört faktörde gizli

Güney Kore ve Amerika Birleşik Devletleri'nde 9 milyondan fazla yetişkinin sağlık verilerini analiz eden geniş çaplı bir araştırma, kalp krizleri ve inmelerin neredeyse tamamının dört temel risk faktörüyle ilişkili olduğunu ortaya koymaktadır.

Kapat

HABERİN DEVAMI

Kalp hastalıkları ve beyin damar tıkanıklıkları çoğu zaman hiç uyarı vermeden ortaya çıkıyor gibi görünse de, yapılan bilimsel araştırmalar bunun gerçek olmadığını göstermektedir. Uluslararası bir araştırma ekibi tarafından gerçekleştirilen ve Güney Kore ile Amerika Birleşik Devletleri'nden toplanan veriler incelendiğinde, ciddi kardiyovasküler olaylar yaşayan hastaların neredeyse tamamının öncesinde belirli risk faktörlerine maruz kaldığı anlaşılmaktadır.

Dört temel risk faktörü nedir?

Araştırmacılar tarafından belirlenen dört ana risk faktörü, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol seviyeleri, yüksek kan şekeri ve tütün kullanımıdır. Bu faktörlerin her biri, kardiyovasküler hastalıkların gelişiminde önemli bir rol oynamaktadır. Söz konusu risk faktörleri, bireysel olarak değerlendirildiğinde bile ciddi sağlık tehditleri oluştururken, bir arada bulunduklarında hastalık riskini katlanarak artırmaktadır. Uzun yıllar süren araştırma boyunca toplanan veriler, bu dört faktörün tüm kardiyovasküler olayların yüzde 99'undan önce gelmekte olduğunu göstermektedir. Bu bulgu, kalp hastalığı ve inme gibi yaşamı tehdit eden durumların neredeyse hiçbir istisnası olmaksızın bu risk faktörleriyle bağlantılı olduğunu ifade etmektedir.

Yüksek tansiyon en yaygın risk faktörü

Araştırmanın sonuçlarına göre, yüksek tansiyon kardiyovasküler olaylarla en sık ilişkilendirilen faktördür. Hem Amerika Birleşik Devletleri'nde hem de Güney Kore'de, kalp krizi, inme veya kalp yetmezliği tanısı alan hastaların yüzde 93'ünden fazlasının önceden hipertansiyon (yüksek tansiyon) sorunu bulunmaktadır. Bu istatistik, yüksek tansiyonun ne kadar yaygın ve ne kadar tehlikeli olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Tansiyonun kontrol altında tutulması, dolayısıyla, gelecekte ciddi kardiyovasküler hastalıkları önlemenin en etkili yollarından biri haline gelmektedir. Tansiyonu düzenli olarak ölçmek, gerekli tedavileri almak ve yaşam tarzı değişiklikleri yapmak, bu risk faktörünü yönetmenin temel adımlarıdır.

Araştırmanın dikkat çekici bir diğer bulgusu, risk açısından en düşük kategoride yer alan 60 yaş altı kadınlarda dahi kalp krizleri ve inmelerin yüzde 95'inden fazlasının bu dört risk faktöründen en az biriyle ilişkili olmasıdır. Bu sonuç, yaş veya cinsiyet fark etmeksizin, bu risk faktörlerinin tüm nüfus için ciddi bir tehdit oluşturduğunu göstermektedir.

Değiştirilebilir risk faktörlerine odaklanmanın önemi

Northwestern Üniversitesi'nden kardiyolog Philip Greenland, araştırmanın bulgularının oldukça ikna edici olduğunu belirtmektedir. Greenland, bu çalışmanın optimal olmayan risk faktörlerine maruz kalmanın neredeyse yüzde 100 oranında gerçekleştiğini gösterdiğini vurgulamaktadır. Araştırmacılar, bu bulguların önemli bir çıkarımını ortaya koymaktadırlar: gelecekte ciddi kardiyovasküler hastalıkları önlemek için, değiştirilebilir risk faktörlerini kontrol etmenin yollarını bulmak gerekmektedir. Yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, yüksek kan şekeri ve tütün kullanımı gibi faktörlerin çoğu, uygun tedavi, ilaçlar ve yaşam tarzı değişiklikleri aracılığıyla kontrol edilebilir niteliktedir.

Araştırma ekibi, bu değiştirilebilir risk faktörlerine odaklanmanın, tedavi edilmesi zor veya nedensel olmayan diğer faktörleri takip etmekten daha etkili olacağını savunmaktadır. Başka bir deyişle, sağlık profesyonelleri ve hastalar, kontrol edilebilir dört ana risk faktörüne yoğunlaşarak, kardiyovasküler hastalıkların büyük çoğunluğunu önleyebilirler.

Önceki çalışmaların eksiklikleri

Araştırma yazarları, sonuçlarının, risk faktörlerinin tamamen yokluğunda meydana gelen kardiyovasküler olayların arttığına dair bazı iddialarla çeliştiğini belirtmektedirler. Önceki çalışmaların, bazı risk faktörü seviyelerini gözden kaçırmış veya teşhisleri eksik bırakmış olabileceğini öne sürmektedirler. Bu yeni araştırma, daha kapsamlı veri analizi ve daha dikkatli değerlendirme yöntemiyle, risk faktörlerinin neredeyse evrensel bir şekilde kardiyovasküler olaylardan önce geldiğini göstermektedir.

Duke Üniversitesi'nden kardiyolog Neha Pagidipati, araştırmanın bulgularının sağlık yönetiminin ne kadar kritik olduğunu gösterdiğini belirtmektedir. Pagidipati, bu sonuçların, sağlık risklerinin ciddi ve potansiyel olarak ölümcül sonuçlara dönüşmeden önce yönetilmesinin ne kadar önemli olduğunu vurguladığını ifade etmektedir. Başka bir deyişle, risk faktörlerinin erken teşhisi ve uygun yönetimi, yaşamı kurtarabilecek kadar önemlidir.

Sonuç: Önleme en iyi tedavidir

Bu kapsamlı araştırma, kardiyovasküler hastalıkların çoğunlukla kaçınılabilir olduğu mesajını güçlü bir şekilde iletmektedir. Yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, yüksek kan şekeri ve tütün kullanımı gibi dört ana risk faktörünün kontrol altında tutulması, kalp krizi ve inme gibi yaşamı tehdit eden olayları büyük ölçüde önleyebilir. Düzenli sağlık kontrolleri, uygun ilaçlar, sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve tütün kullanımından kaçınma, bu risk faktörlerini yönetmenin temel yollarıdır. Milyonlarca kişinin verisi üzerinde yapılan bu araştırma, sağlık profesyonelleri ve bireyler için, kardiyovasküler hastalıkları önleme konusunda net bir yol haritası sunmaktadır.


Etiketler:
kalp hastalığı kardiyovasküler risk yüksek tansiyon sağlık araştırması kalp krizi önleme